KİRALANAN YERE YAPILAN FAYDALI MASRAFLAR
ANAHTAR TESLİMİ KOŞULU
ÖZET: Taşınmaz tahliye edilip anahtar teslim edilmeden kiralanan yere yapılan kalıcı ve faydalı masrafların istenmesi mümkün değildir.Her dava açıldığı tarihteki durumuna göre yürütülür. Anahtar teslim edilmeden önce açılan dava reddedilmelidir.
Y.6.H.D. E. 2014/9045 K. 2014/12983 T. 26.11.2014
Karar: Dava kiralanana yapılan iyileştirme bedelleri ve ödemiş olduğu kira bedellerinin istirdadına ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiş, hükmün davacı ve davalılar tarafında temyiz edilmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde 01.10.2012 tarihli iki ayrı sözleşme ile davalılara ait 3/4 ve 3/5 nolu dairelerin dil kursu açmak için kiraladığını, kiralamak için 2.500 TL emlakçıya her iki daire için 4 aylık kira bedeli 13.200 TL ve 4 aylık aidat 4.80.-TL, her iki daire için 2.400 TL güvence parası elektrik, su ve apartman için 500 TL ödediğini, ayrıca taşınmazın kullanım amacına uygun hale getirilmesi için yapılan masrafların Bolu 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/58-59 D. İşler sayılı dosyasında 36.831.-TL tespit edildiğini, tespitin dışında 28.580.-TL masraf yapıldığını binanın deprem hasarlı ve yıkılma riski nedeni ile ruhsat alınamadığını, gizli ayıbın davalılara bildirildiği halde bir işlem yapmadıklarını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000.-TL kazanç kaybı, 25.000.-TL de manevi tazminatın reeskont faizi ile birlikte tahsilini istemiştir. Davalı vekili ise savunmasında; binanın 1999 yılı depreminde zarar görmediği gibi hasarlı da olmadığını valilik yazısı ile belli olduğunu, davacının belediyeye ruhsat için bir başvurusu olmadığını, aynı yerin alındığını, davalı ancak akdin hitamı ile birlikte ancak kalıcı masrafları isteyebileceğini, taşınmazın henüz tahliye edilmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Hükme esas alınan 01.10.2012 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli iki adet kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmeden, davacının taşınmazları İngilizce dil kursu açmak için kiraladığı anlaşılmaktadır. Taşınmazın kiralandıktan sonra ayıplı hale gelmesi hali, TMK 305 ve 306.maddelerinde düzenlenmiştir. Bu maddelere göre kiralanan sonradan ayıplı hale gelmişse kiracı kiraya verenden ayıpların giderilmesini veya kira bedelinden ayıplı oranda indirimde bulunmasını, önemli ayıp halinde ise sözleşmeyi fesih etme hakkı vardır. Davacı binanın deprem riski taşıdığından bahisle ruhsat alamadığını beyan etmiş ise de, bu konuda belediyeye yapılmış bir müracatı veya talebin belediyece reddine ilişkin bir yazıya dosya içinde rastlanılmamıştır. Öte yandan davacı kiracının, akdi feshettiğine ilişkin bir ihtarda bulunulmamaktadır. Davacı 07.03.2013 keşide ve 08.03.2013 ve 12.03.2013 tebliğ tarihli ihtarla binadaki ayıbın bulunduğu ve ruhsat alamadığını,7 gün içinde ruhsat alabilecek duruma getirilmesini, getirmediği takdirde yapılan imalat bedellerinin ödenmesini istemiş, sözleşmeyi fesh ettiğini bildirmemiştir. Öte yandan taşınmaza ait anahtarların teslim edildiğine ilişkin bir belge sunulmadığı gibi davacı kiracı taşınmazı bırakıp terk ettiğini belirtmiştir. Davalılar vekilinin temyiz dilekçesi ekinde ibraz edilen Bolu 6. Noterliğinin 14.06.2013 tarihli tutanakta, kiralanana ait anahtarların 14.06.2013 tarihinde teslim edildiği anlaşılmaktadır. Taşınmaz tahliye edilip anahtarlar teslim edilmeden kiralanana yapılan kalıcı ve faydalı masrafların istenmesi mümkün değildir. Her dava açıldığı tarihteki duruma göre yürütülür. Dava, anahtar teslim edilmeden önce 22.03.2013 tarihinde açıldığına göre davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ
Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK’ya 6217 sayılı Kanun’la eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK’un 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA ve bozma nedenine göre davacı vekilinin temyiz isteminin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edenlere iadesine 25.11.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.