T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 2008/19669
K. 2010/1150
T. 21.1.2010
• TAPU İPTALİ VE TESCİL ( Aile Konutu Olan Taşınmazın Satılmış Olması Nedeniyle – Taşınmazın Devir Öncesi Maliki Olan Davacının Kocasının Hukuki Durumunu Etkilediğinden Adı Geçen Şahsın Davaya Dahil Edilerek Bir Karar Verilmesi Gerektiği )
• AİLE KONUTU OLAN TAŞINMAZIN SATILMASI ( Tapu İptali ve Tescil – Taşınmazın Devir Öncesi Maliki Olan Davacının Kocasının Hukuki Durumunu Etkilediğinden Adı Geçen Şahsın Davaya Dahil Edilerek Bir Karar Verilmesi Gerektiği )
• HUSUMET ( Tapu İptali ve Tescil – Aile Konutu Olan Taşınmazın Satılmış Olması Nedeniyle/Taşınmazın Devir Öncesi Maliki Olan Davacının Kocasının Hukuki Durumunu Etkilediğinden Adı Geçen Şahsın Davaya Dahil Edilerek Bir Karar Verilmesi Gerektiği )
• TAŞINMAZIN DEVREDİLMESİ ( Taşınmaz Davalı Tarafından Dava Sırasında üçüncü kişilere Devredildiği – Mahkemece H.U.M.K.nun 186. Md. Uyarınca İşlem Yapılması Gerektiği )
4721/m.186,194
ÖZET : Dava, aile konutu olan taşınmazın satılmış olması sebebiyle tapu iptali ve tescil talebine ilişkindir. Dava, taşınmazın devir öncesi maliki olan davacının kocasının hukuki durumunu etkilemektedir. Adı geçen şahsın davaya dahil edilmesi, gösterdiği takdirde delillerinin toplanarak sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekirken eksik hasımla yargılamaya devam edilip yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Dava konusu taşınmaz davalı tarafından dava sırasında üçüncü kişilere devredilmiştir. Mahkemece Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 186. maddesi uyarınca işlem yapılması gerekir.
DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : 1- ) Dava Türk Medeni Kanununun 194. maddesinde düzenlenen aile konutu olan taşınmazın satılmış olması sebebiyle tapu iptali ve tescil talebine ilişkindir.
Dava, taşınmazın devir öncesi maliki olan davacının kocası Mustafa O. hukuki durumunu etkilemektedir. Adı geçen şahsın davaya dahil edilmesi, gösterdiği takdirde delillerinin toplanarak sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekirken eksik hasımla yargılamaya devam edilip yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
2- ) Dava konusu taşınmaz davalı tarafından dava sırasında üçüncü kişilere devredilmiştir. Mahkemece Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 186. maddesi uyarınca işlem yapılması gerekirken bu hususun nazara alınmaması da usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükümün yukarda 1, 2. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma sebebine göre de diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının yatırana iadesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.1.2010 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY :
Davalı, davaya konu taşınmazı cebri icra ile iktisap etmiş ( T.M.K. m. 705/2 ), tapu kütüğünde adına sicil oluştuktan sonra da dava dışı üçüncü kişiye satmıştır. Taşınmazın cebri ihale yoluyla davalıya satışında önce davacı ile kocasının aile konutu olduğunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Aile konutunun hak sahibi eş tarafından diğer eşin açık rızası bulunmadıkça devredilemeyeceğine ilişkin Türk Medeni Kanununun 194/1. maddesinde yer alan hüküm, ancak iradi tasarruf işlemleri için geçerlidir. Cebri icra ile gerçekleşen devirler bu hükümün dışındadır.
Bu itibarla 194’e dayalı bir geçersizlik iddiası cebri ihale ile taşınmazı iktisap eden davalıya karşı ileri sürülemez. İktisabı sağlayan cebri ihale işlemi ve dayanağı icra takibi iptal edilmedikçe, diğer bir ifade ile davalının üzerindeki tescil, hukuki sebepten yoksun ( yolsuz ) hale gelmedikçe, taşınmazı davalıdan devralan üçüncü kişinin iyi niyetli olup olmamasının hukuken bir önemi de bulunmamaktadır. Çünkü o taşınmazı malikinden devralmıştır. Öyleyse davacı, taşınmazı cebri ihale ile iktisap etmiş olan davalıdan devralan üçünü kişiye karşı da 194/3’teki şerhten kaynaklanan bir hakkını dermeyan edemeyecektir. Hukuki durum böyle olunca, davacının eşinin ve davalıdan bu taşınmazı devralan üçüncü kişinin davaya dahil edilmesi, davanın sonucuna etkili olmayacaktır. Bu bakımdan hükümün açıklanan sebeplerle onanması gerektiği düşüncesindeyim. Değerli çoğunluğun bozma düşüncesine iştirak etmiyorum.h