Velayetin Kullanılması Kendisine Verilmeyen Eş | Boşanma

 

T.C.

YARGITAY

2. HUKUK DAİRESİ

E. 2010/9934

K. 2011/10746

T. 16.6.2011

• BOŞANMA İSTEMİ ( Tefhim Edilen Kararla Gerekçeli Karardaki Aykırılık Diğer Yönler İncelenmeden Tek Başına Bozma Sebebi Olacağı )

• GEREKÇELİ KARAR ( Tefhim Edilen Karar Yanlışta Olsa Buna Uygun Düzenlenmesi Gerektiği – Yanlışlık Ancak Temyiz Yoluna Başvurulması ve Kararın Bozulması Halinde Düzeltilebileceği )

• VELAYETİN KULLANILMASI KENDİSİNE VERİLMEYEN EŞ ( Çocuğun Eğitim ve Bakım Giderlerine Gücü Oranında Katılmak Zorunda Olduğu – Hakim Bu Hususu Resen Dikkate Almakla Yükümlü Olduğu )

• ÇOCUĞUN EĞİTİM VE BAKIM GİDERLERİ ( Velayetin Kullanılması Kendisine Verilmeyen Eş Çocuğun Eğitim ve Bakım Giderlerine Gücü Oranında Katılmak Zorunda Olduğu – Hakim Bu Hususu Resen Dikkate Almakla Yükümlü Olduğu )

• İŞTİRAK NAFAKASI ( Velayeti Anneye Verilen Çocuk İçin Babanın İştirak Nafakasıyla Yükümlü Tutulmamasının Doğru Bulunmadığı )

4721/m.166/1,182/2

1086/m.381/2

10.4.1992 tarihli 7/4 S. YİBK

ÖZET : Dava; T.M.K.nun 166/1. maddesi gereğince açılmış, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma isteğinden ibarettir. Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasası’nın 381/2 maddesi uyarınca kararın tefhimi en az 388. maddede belirtilen hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Bu durumda gerekçeli kararın, tefhim edilen karar yanlışta olsa, buna uygun düzenlenmesi gerekmektedir. Yanlışlık ancak temyiz yoluna başvurulması ve kararın bozulması halinde düzeltilebilir. Tefhim edilen kararla gerekçeli karardaki aykırılık diğer yönler incelenmeden tek başına bozma sebebi olur. O halde mahkemece yapılacak iş, 10.4.1992 tarihli 7/4 Sayılı içtihadı birleştirme kararı gözetilerek yeniden karar oluşturmaktan ibarettir.

Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eş çocuğun eğitim ve bakım giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. Hakim bu hususu resen dikkate almakla yükümlüdür. Bu husus dikkate alınmadan velayeti anneye verilen çocuk için babanın iştirak nafakasıyla yükümlü tutulmaması doğru bulunmamıştır.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarda tarih numarası gösterilen hüküm kusur, nafakalar ve tazminatlar yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : 1-) Dava; Türk Medeni Kanunu’nun 166/1. maddesi gereğince açılmış, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma isteğinden ibarettir. Boşanma davalarında kabul hukuki sonuç doğurmaz. ( T.M.K. madde 184 ) Türk Medeni Kanunu’nun 166/3. maddesindeki anlaşmalı boşanma koşulları da oluşmamıştır.

Türk Medeni Kanunu’nun 166/1-2 maddesi uyarınca; boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Oysa dinlenen davacı tanıklarının sözlerinin bir kısmı Türk Medeni Kanunu’nun 166/1 maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, bir kısmı ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibarettir. Bu itibarla davanın reddi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek yetersiz gerekçe ile boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırı ise de: boşanma hükmü temyiz edilmediğinden bozma nedeni yapılmamış, yanlışlığa değinilmekle yetinilmiştir.

2-) Temyiz sebeplerine yönelik olarak yapılan incelemeye gelince;

a-) Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalı kocanın tüm, davacı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışına kalan temyiz itirazları yersizdir,

b-) Tefhim edilen kararda davacının maddi-manevi tazminat talepleri ile ilgili bir hüküm bulunmamasına rağmen gerekçeli kararda bu isteklerin reddine karar verilmiş olması çelişki oluşturmaktadır.

Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasası’nın 381/2 maddesi uyarınca kararın tefhimi en az 388. maddede belirtilen hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Bu durumda gerekçeli kararın, tefhim edilen karar yanlışta olsa, buna uygun düzenlenmesi gerekmektedir. Yanlışlık ancak temyiz yoluna başvurulması ve kararın bozulması halinde düzeltilebilir. Tefhim edilen kararla gerekçeli karardaki aykırılık diğer yönler incelenmeden tek başına bozma sebebi olur. O halde mahkemece yapılacak iş, 10.4.1992 tarihli 7/4 Sayılı içtihadı birleştirme kararı gözetilerek yeniden karar oluşturmaktan ibarettir.

c-) Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eş çocuğun eğitim ve bakım giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. ( T.M.K. madde 182/2 ) Hakim bu hususu resen dikkate almakla yükümlüdür. Bu husus dikkate alınmadan velayeti anneye verilen çocuk için babanın iştirak nafakasıyla yükümlü tutulmaması doğru bulunmamıştır.

SONUÇ : Temyiz edilen hükümün yukarda 2/b-c bentlerinde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerin ise 2/a bendinde gösterilen sebeplerle ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın davalıya yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna ve 73.90 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, istenmesi halinde temyiz peşin harcının yatıran davacıya geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.6.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Benzer Yazılar:

Yorum yapın