FAZLA ÇALIŞMA
UYGULANACAK İLKELER
Y.7.HD. E.2013/2900 K.2013/7458 T.24.04.2013
ÖZET:Fazla çalışma süreleri belirlenirken;dört saat ve kısa süreli çalışmalarda 15 dakika,dört saatten fazla yedi buçuk saate kadar (yedi buçuk saat dahil)olan süreli işler için en az ½ saat,yedi buçuk saati açan ve on bir saate kadar (on bir saat dahil)olan süreli işler için 1 saat ve on bir saati aşan çalışmalar için en az 1,5saat dinlenme arası verileceği kabul edilmelidir.* ** ***
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir.Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça,imzalı bordroda görülen fazla çalışma alacağının ödenmesi varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle iş yerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir.Ancak fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların,tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir.Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir.Ancak işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde,bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir.Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda,işçinin bordroda belirtilen daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir.İşçiye bordro imzalatılmadığı halde,fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması,ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
İş sözleşmelerinde fazla çalışma ücretinin aylık ücrete dahil olduğu yönünde kurallara sınırlı olarak değer verilmelidir. Dairemiz,270 saatle sınırlı olarak söz konusu hükümlerin geçerli olduğunu kabul etmektedir.Fazla çalışmaların aylık ücret içinde ödendiğinin öngörülmesi ve buna uygun ödeme yapılması halinde,yıllık 270 saatlik fazla çalışma süresinin ispatlanan fazla çalışmalardan indirilmesi gerekir.İşçiye her ay ödenen ücret içinde fazla çalışmaların bir kısmının yer aldığı taraflarca kabul edildiğine göre 270 saatin 12 aya bölünmesi sonucu belirlenen 22.5 saat,her ay için kanıtlanan fazla çalışma süresinden indirilmelidir.İşçinin fazla çalışmasının kanıtlanamadığı veya çalışmaların karşılığının tam olarak ödendiği aylar için böyle bir indirime gidilmez.
Fazla çalışmanın belirlenmesinde,4857 Sayı Yasa’nın 68.maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin de dikkate alınması gerekir.
Ara dinlenme 4857 sayılı İş Kanunu’nun 68.maddesinde düzenlenmiştir. Anılan hükümde ara dinlenme süresi,günlük çalışma süresine göre kademeli bir şekilde belirlenmiştir.Buna göre dört saat veya daha kısa süreli günlük çalışmalarda ara dinlenmesi en az on beş dakika,dört saatten fazla ve yedi buçuk saatten az çalışmalar için en az yarım saat ve yedi buçuk saati aşan çalışmalar bakımından ise en az bir saat ara dinlenmesi verilmelidir.Uygulamada yedi buçuk saatlik çalışma süresinin çok fazla aşıldığı günlük çalışma sürelerine de rastlanılmaktadır.İş Kanunun 63.maddenin hükmüne göre, günlük çalışma süresi on bir saati aşamayacağından,68.maddenin belirlediği yedi buçuk saati aşan çalışmalar yönünden en az bir saatlik ara dinlenme süresinin,günlük en çok on bir saate kadar olan çalışmalarla ilgili olduğu kabul edilmelidir.Başka bir anlatımla günde on bir saatte kadar olan (on bir saat dahil) çalışmalar için ara dinlenmesi en az bir saat,on bir saatten fazla çalışmalarda ise en az bir buçuk saat olarak verilmelidir.
İşçi,ara dinlenme saatinde tamamen serbesttir.Bu süresi işyeri içinde ya da dışında geçirebilir.İş yerinde geçirmesi ve bu süre içinde çalışmaya devam etmesi durumunda ara dinlenme verilmemiş sayılır.Ancak işçi işyerinde kalsa bile,ara dinlenme süresini serbestçe kullanabilir,bu süre içinde çalışmaya zorlanamaz.
Somut olayda, davacının, davalı A.Partisi Genel Başkanlığı bünyesinde çalışmakta iken,anılan partinin 31.10.2009 büyük kongresinde diğer davalı D.Parti ile birleşmesi suretiyle tüzel kişiliğinin sona erdiği,davacının da birleşme nedeniyle D.Parti bünyesinde çalışmaya devam ettiği anlaşılmıştır.
Davacı, fazla çalışma alacağı talep etmiş, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda,günlük 13 saat çalışma süresi tespit edilmesine karşın ara dinlenme süresi 1 saat düşülerek fazla çalışma alacağı hesaplanmıştır.
Ayrıca, davalı işverenin bir siyasi parti olduğu dikkate alındığında davacının yukarıda tespit edilen şekilde sürekli çalışmasının mümkün olamayacağı hayatın olağan akışı gereğidir.Davalı işverenin,davaya konu dönem içinde yaptığı kongre,divan toplantıları ve seçim dönemleri belirlenerek davacının,normal zamanlardaki çalışma süresi ile kongre,divan toplantıları,seçim zamanlarındaki çalışma sürelerinin belirlenmesi zorunluluğu bulunmaktadır.
Kaldı ki,davalı işveren aleyhine benzer talepleri içeren Ankara 11.İş Mahkemesi’nin 2009/994 E.sayılı dosyasında açılan alacak davasında aldırılan bilirkişi raporu bu dosyaya da ibraz edilmiş olup yapılan incelemede fazla çalışma alacağı hesaplamasının normal zamanlardaki fazla çalışma ücret alacağı ile seçim dönemleri için fazla çalışma ücret alacağı şeklinde ayrı hesaplanarak sonuca gidildiği bu dosyanın halen temyiz aşamasında olduğu ayrıca dosyaya ibraz edilen Yargıtay 9.Hukuk Dairesi’nin 20.04.2011 tarih ve 2009/11674 E.,2011/12084 K.sayılı ilamına konu Ankara 18.İş Mahkemesince 29.12.2008 tarih ve 2008/410 E.,2008/1344 K.sayılı kararı ile davalı parti aleyhine verilen kararda fazla çalışma alacağının da sadece yıllık izin alacağı yönünden bozulduğu,diğer alacaklar yönünden temyiz nedenlerinin yerinde görülmediği,mahkemece bozulmaya uyularak yapılan uygulama sonucunda verilen kararın tekrar temyiz edilmesi üzerine henüz temyiz incelemesinin sonuçlanmadığı anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca mahkemece, yukarıda belirtilen diğer iş mahkemelerinde açılmış bulunan dosyalar gözetilerek, yukarıda belirtilen bozma ilamına konu dosyada yer alan bilirkişi raporu varsa davalıdan da temin edilerek bu dava dosyasında davacının yaptığı iş ve çalışma şekli ile diğer dosalardaki davacı işçilerin iş ve çalışma şekilleri karşılaştırılarak,işverenin siyasi parti olması da gözetildiğinde kongre, divan toplantıları ve seçim dönemlerinin belirlenerek sonucuna göre fazla çalışma alacağının hesaplanması gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması isabettir.
Kabule göre de, davacının günlük 13 saat çalıştığının kabulüne rağmen en az 1,5 saat ara dinlenme süresi düşülmesi gerekirken 1 saat ara dinlenme süresi düşülerek hatalı hesaplama yapan bilirkişi raporunun hükme esas alınması hatalı olmuştur. Mahkemece maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA,peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalı D.Parti Genel Başkanlığına iadesine,aşağıda yazılı temyiz harcının davacıya yükletilmesine,24.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
avukat avukat iş davası işçi avukatı boşanma avukatı boşanma davası şirket avukatı gayrimenkul avukatı anlaşmalı boşanma şirket avukatı taşınmaz avukatı avukat işçi davaları kadıköyde avukat avukat avukat avukat lawyer boşanma avukatı şirket avukatı, kira avukatı