Yoksulluk Nafakası

T.C.

YARGITAY

3. HUKUK DAİRESİ

E. 2011/12819

K. 2011/17600

T. 14.11.2011

• YOKSULLUK NAFAKASI ( Davadan Feragatla Davaya Konu Uyuşmazlık Esastan Sona Erdiğinden Şarta Bağlı Feragat Geçerli Olmadığı – Bu Sebeple Feragatin Kayıtsız Şartsız Bir İrade Beyanını Ortaya Koyması Gerektiği )

• ŞARTA BAĞLI FERAGAT ( Dava Sona Ermeyeceği – Bu Sebeple Feragatin Kayıtsız Şartsız Bir İrade Beyanını Ortaya Koyması Gerektiği )

• FERAGAT ( Davaya Konu Edilen Haktan Vazgeçme Olduğu – Vazgeçme Sebebiyle Davanın Reddedilmesi Halinde Aynı Hakka Dair Yeniden Dava Açılamayacağı/Açılan Davanın Kesin Hüküm Sebebiyle Reddedilmesi Gerektiği )

• DERDEST DAVA ( Dava Konusu Haktan Vazgeçildikten Sonra Dava Derdest İken Yeniden Aynı Konuda Dava Açılamayacağı – Davacının Beyanından Gerçek Amacının Açılan Davadan Feragat Etmek Olduğunun Açıkça Anlaşılması Gerektiği )

1086/m.91,93

ÖZET : Davacı, davalıyla anlaşmalı olarak boşandığını, halihazırda çalışmadığını, geçimi için yoksulluk nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. H.U.M.K.nun 91. maddesine göre feragat iki taraftan birinin neticei talebinden vazgeçmesidir. Aynı Kanunun 93. maddesine göre de feragat beyanı dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Feragat, davaya konu edilen haktan vazgeçmedir. Kural olarak her davadan vazgeçme mümkündür. Vazgeçme sebebiyle davanın reddedilmesi halinde aynı hakka dair yeniden dava açılamaz. Açılan davanın kesin hüküm sebebiyle reddedilmesi gerekir. Dava konusu haktan vazgeçildikten sonra dava derdest iken yeniden aynı konuda dava açılması da mümkün değildir. Davacının davasından feragat etmesinin sonucu bu sebeple önemli olduğundan, davacının beyanından, gerçek amacının açılan davadan feragat etmek olduğunun açıkça anlaşılması gerekir. Davadan feragatla davaya konu uyuşmazlık esastan sona erdiğinden şarta bağlı feragat geçerli değildir. Yani şarta bağlı feragatla dava sona ermez. Bu sebeple feragatin kayıtsız şartsız bir irade beyanını ortaya koyması gerekir.

DAVA : Taraflar arasında görülen yoksulluk nafakası davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı, davalıyla anlaşmalı olarak boşandığını, halihazırda çalışmadığını, geçimi için aylık 600.00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı, davacıyla anlaşmalı olarak boşandığını, davacının boşanma davası sırasında yoksulluk nafakası istediğini, mahkemenin davacının nafaka talebini reddettiğini ve boşanma kararının kesinleştiğini, kesin hüküm sebebiyle davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, davacıyla davalının anlaşmalı olarak boşandıkları ve anlaşma gereği davacının davalıdan yoksulluk nafakası talebinin olmadığı, bu sebeple boşanma ilamında talebin reddine karar verildiği, kararın kesinleştiğinden bahsedilerek kesin hüküm sebebiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, yoksulluk nafakası istemine ilişkindir.

Taraflar, Adana 6. Aile Mahkemesi’nin 29.12.2010 tarih, 2010/1172 E.-1264 K.sayılı ilamıyla anlaşmalı olarak boşanmışlar, boşanma ilamı temyiz edilmeksizin 26.1.2011 tarihinde kesinleşmiştir. Boşanma ilamı ile; velayeti davacı anneye bırakılan müşterek çocuk için aylık 200.00 TL iştirak nafakasına hükmedilmiş olup, davacının kendisi için nafaka isteminin reddine karar verilmiştir.

Davacı, boşanma davasının 29.12.2010 tarihli ilk celsesinde, “…dilekçemde bildirdiğim nafakaların da karara bağlanmasını isterim, ben şu anda geçici olarak bir işte çalışıyorum ayda 400.00 TL alıyorum, buradan ayrılırsam davalıya karşı yoksulluk nafakası davası açacağım, çocuk için de ayda 200.00 TL tedbir ve katılma nafakasının davalıdan alınmasını isterim.” şeklinde beyanda bulunmuş, beyanı okunarak imzası altına alınmıştır.

Davadan feragatin usul ve şartları H.U.M.K.nun 91-95 maddelerinde düzenlenmiştir.

H.U.M.K.nun 91. maddesine göre feragat iki taraftan birinin neticei talebinden vazgeçmesidir. Aynı Kanunun 93 üncü maddesine göre de feragat beyanı dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Feragat, davaya konu edilen haktan vazgeçmedir. Kural olarak her davadan vazgeçme mümkündür. Vazgeçme sebebiyle davanın reddedilmesi halinde aynı hakka dair yeniden dava açılamaz. Açılan davanın kesin hüküm sebebiyle reddedilmesi gerekir. Dava konusu haktan vazgeçildikten sonra dava derdest iken yeniden aynı konuda dava açılması da mümkün değildir. Davacının davasından feragat etmesinin sonucu bu sebeple önemli olduğundan, davacının beyanından, gerçek amacının açılan davadan feragat etmek olduğunun açıkça anlaşılması gerekir. Davadan feragatla davaya konu uyuşmazlık esastan sona erdiğinden şarta bağlı feragat geçerli değildir. Yani şarta bağlı feragatla dava sona ermez. Bu sebeple feragatin kayıtsız şartsız bir irade beyanını ortaya koyması gerekir. ( Prof. Dr. Baki Kuru-Hukuk Muhakemeleri Usulü Altıncı Baskı Cilt IV, Sayfa 3549 vd. )

Somut olayda; davacının boşanma davasının 29.12.2010 tarihli celsesindeki sözleri yoksulluk nafakası isteminden feragat niteliğinde sayılamaz. Öyle ise, mahkemece, isteğin esası hakkında toplanacak delillere göre, karar verilmesi gerekirken davacının sözlerine yanlış anlam verilerek, davacının yoksulluk nafakası talebinin olmadığı, bu sebeple boşanma ilamında talebin reddine karar verildiği ve kesin hükmün varlığı sebebiyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Bu itibarla yukarda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu sebeplerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün H.U.M.K.nun 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istenmesi halinde temyiz edene iadesine, 14.11.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Benzer Yazılar:

Yorum yapın