T.C.
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
E. 2012/17685
K. 2012/27237
T. 10.7.2012
• SENDİKANIN YETKİ BELGESİNİN İPTALİ TALEBİ ( Uyuşmazlığın Davalı Bakanlık Kayıtlarının Güncellenmemesinden İleri Geldiği/Usule İlişkin Eksiklik Bulunmadığı – Yetki Tespit Başvurusu Yapıldığı Tarihte Sendikaya Yarıdan Fazla Çoğunluğun Sağlandığı Tespit Edildiğinden Reddi )
• YAZI VEYA İMZA İNKARININ SONUCU ( Resmi Senetlerdeki Yazı ve İmza İnkar Edildiğinde Sahtelik Ancak Mahkeme Kararı İle Sabit Olursa Senedin Herhangi İşleme Esas Alınamayacağı )
• YETKİ TESPİTİNE İTİRAZ ( Yetki Tespit Başvurusu Yapıldığı Tarihte Sendikaya Yarıdan Fazla Çoğunluğun Sağlandığı Tespit Edildiğinden Reddi )
• BEKLETİCİ MESELE YAPILMASINA İLİŞKİN TALEBİN REDDİ ( Gerçeğe Aykırı Düzenlendiği İddia Edilen Sendika Üyelik Kayıt Fişlerinin Noter Marifeti İle Düzenlendiği Henüz Sahteliği İle Mahkeme Kararı İle Sabit Olmadığından Ayrıca Çalışma Barışının Daha Fazla Gecikmeden Sağlanması İçin )
• ÇALIŞMA BARIŞININ DAHA FAZLA GECİKMEDEN SAĞLANMASI ( Sendikanın Yetki Belgesinin İptali Talebi – Davacının Gerçeğe Aykırı Düzenlendiğini İddia Ettiği Sendika Üyelik Kayıt Fişlerine İlişkin Savcılıktaki Soruşturma Dosyasının Bekletici Mesele Yapılmasına İlişkin Talebin Reddedileceği )
2821/m.6
6100/m.209
İşkolları Tüzüğü/m.3, 17
ÖZET : Davacı şirket, işyerlerinden bir kısmının bir başka işkolunda yer aldığını; sendika üyesi işçilerin üyelik fişlerinin yasal süresinde kendisine verilmediğini ve toplu iş sözleşmesi yetkisinin saptanmasında “maddi hata” yapıldığını iddia ederek davalı Bakanlığa yapılan işkolu tespit başvurusunun “bekletici mesele” olarak kabul edilmesini ve davalı sendikanın yetki belgesinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davacı, bir kısım sendika üyelik fişlerinin gerçeğe aykırı düzenlendiğini iddia ederek, C.Başsavcılığı’nca yürütülen dosyanın bekletici mesele yapılmasını talep etmiştir. Davacının gerçeğe aykırı düzenlendiğini iddia ettiği sendika üyelik kayıt fişleri noter marifeti ile düzenlendiğinden ve henüz sahteliği ile mahkeme kararı ile sabit olmadığından ayrıca çalışma barışının daha fazla gecikmeden sağlanması için soruşturma dosyasının bekletici mesele yapılmasına ilişkin talebin reddi doğrudur. Uyuşmazlığın, davalı Bakanlık kayıtlarının güncellenmemesinden ileri geldiği, usule ilişkin bir eksikliğin bulunmadığı ancak yetki tespit başvurusunun yapıldığı tarihte davacı şirkette örgütlenmiş bulunan Sendikaya yarıdan fazla ( %51,20 ) çoğunluğun sağladığı tespit edildiğinden, davacının yetki tespitine itirazının yerinde olmadığı kanaatine varılması hukuka uygundur.
DAVA : Davacı, Davacı şirket; işyerlerinden bir kısmının bir başka işkolunda yer aldığını; sendika üyesi işçilerin üyelik fişlerinin yasal süresinde işverene verilmediğini ve toplu iş sözleşmesi yetkisinin saptanmasında “maddi hata” yapıldığını iddia ederek davalı Bakanlığa yapılan işkolu tespit başvurusunun “bekletici mesele” olarak kabul edilmesini ve davalı sendika lehine yapılan olumlu yetki tespitinin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteğin reddine karar vermiştir.
Hüküm duruşmalı olarak süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş ise de; işin mahiyeti itibarıyla duruşma isteminin reddine, incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verilmiş olmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi Ö.F.Tüfek tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre,
SONUÇ: Yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 10.07.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.
YEREL MAHKEME İLAMI
T.C.
İZMİR
10. İŞ MAHKEMESİ
ESAS NO : 2010/579 Esas
KARAR NO : 2012/134
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan yetki itirazı davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
KARAR : Davacı şirket vekili Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İzmir Bölge Müdürlüğüne havale ve kayıtlı 12.7.2010 tarihli dava dilekçesinde özetle; işyerlerinden bir kısmının bir başka işkolunda yer aldığını; sendika üyesi işçilerin üyelik fişlerinin yasal süresinde müvekkili işverene verilmediğini ve toplu iş sözleşmesi yetkisinin saptanmasında “maddi hata” yapıldığını iddia ederek davalı Bakanlığa yapılan işkolu tespit başvurusunun “bekletici mesele” olarak kabul edilmesini ve davalı sendikanın yetki belgesinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı sendika vekili cevap dilekçesinde özetle; toplu iş sözleşme yapma ehliyetine sahip olduklarını, davacının toplu iş sözleşmesi bağıtlamayı geciktirmek amacıyla işkolunun saptamasını istediğini, müvekkil sendika üyesi işçileri korumak amacıyla üye kayıt fişlerini işverene ibraz etmediklerini, bu anlamda fişlerin ibraz edilmemesinin yetki iptalini gerektirmediğini ve davacının yetki tespitinde maddi hata iddiasının gerçeği yansıtmadığını ileri sürerek açılan davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Bakanlık vekili cevap dilekçesinde özetle; 2822 sayılı TİSGLK’nun 4. maddesi uyarınca yapılan işkolu tespit başvurusunun gereği yapılmak üzere işleme alındığını; üyelik fişlerinin yasal süresi içerisinde işverene verilmemesinin yetki tespitinin iptalini gerektirmeyeceğini ve 2821 sayılı Sendikalar Kanununun 22, 25 ve 62. maddeleri uyarınca işverenler, sendikalar ve Noterler tarafından gönderilen bildirimlerin Bakanlığın Bilgi İşlem Daire Başkanlığında değerlendirilmesi ile sonuçlandırılarak yetki tespit yazısının taraflara gönderildiğini, ileri sürülen itirazlara katılmanın mümkün olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Çalışma Genel Müdürlüğü’nden davalı şirkete bağlı işyerlerinde Tek-Kop İş Sendikası’nın yasanın aradığı gerekli çoğunluğu sağladığına ilişkin bakanlıkça taraflarına gönderilen 28/06/2010 tarihli ve 21975-33411 sayılı tespit yazısına ilişkin prosedür dosyası, davalı sendika vekilince ibraz edilen sendikaya üye kayıt işleri, Karşıyaka 2 İş Mahkemesi’nin 2010/882 Esas 2011/332 Karar sayılı dosyası ile taraf vekillerinin ibraz ettikleri tüm belgeler dosya içerisine konulmuş, daha sonra dosya bilirkişi Zeki Erdut’a tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından da 17/02/2012 tarihli rapor ibraz edilmiştir.
Taraf iddia ve savunmaları, dosya içeriğindeki işyeri kayıtları, Bakanlık kayıtları, SGK dönem bordroları, sendika üye kayıt fişleri, üyelikten çekilme bildirimleri ve diğer delillere dayanarak yapılan incelemeye göre; 28 Haziran 2010 tarihli Bakanlık yetki tespit belgesi davacı şirket yetkililerince 5 Temmuz 2010 tarihinde tebellüğ edilmiş; yasal süresi içerisinde ( 12 Temmuz 2010 tarihinde ) itiraz edilmiş ve itiraz tarihinde İzmir Bölge Çalışma Müdürlüğünde kayıt ve havale işlemi yaptırılmıştır.
Davacı vekilinin işbu davayı açmaktaki ilk gerekçesi işletmenin girdiği işkolunun belirlenmesine ilişkindir. Bu anlamda, gerek öğreti, gerekse Yüksek Mahkeme kararlarında uyuşmazlığın çözümü için 2821 sayılı Yasa uyarınca Bakanlığa başvurulması ve işkolunun tespitinin Bakanlıkça yapılacağı kabul edilmiştir ( m. 4 ). Yetki itirazını da etkileyeceği göz önünde tutulup davada ehliyetin tespiti usulünün tamamlanması için süre verilerek bu konudaki itirazın “bekletici mesele” olarak kabul edilmesi benimsenmiştir. Buna göre, davacı işverenin Karşıyaka 2. İş Mahkemesinde 2010/882 E sayılı dosya kapsamında görülmekte olan ( bir başka ) davada işkoluna ilişkin itirazının Bakanlık tarafından incelendiği, 3.11.2010 gün ve 2010/90 sayılı kararla işkolu tespitinin yapıldığı ve 9.11.2010 gün ve 27754 sayılı Resmi Gazetede yer alan tebliğin yayınlandığı öğrenilmiştir. Ardından Karşıyaka 2. İş Mahkemesinin 2010/882 E ve 2011/332 K sayılı kararının Yarg. 9. HD.’nin 2011/34302 E ve 2011/40988 K sayılı ilamı ile kesinleşen işkolu tespiti kararı ve Bakanlığın 3.11.2010 gün ve 2010/90 sayılı tebliği uyarınca davacı işverene ait Bornova/İzmir adresindeki BP akaryakıt istasyonu ile Çiğli/İzmir adresindeki Total akaryakıt istasyonunun İşkolları Tüzüğünün 3. sırasındaki “Petrol, Kimya ve Lastik” işkolunda kaldığı anlaşılmaktadır. Davacı işletmeye ait diğer işyerlerinin ise İşkolları Tüzüğünün 17. sırasında yer alan “Ticaret, Büro, Eğitim ve Güzel Sanatlar” işkolunda faaliyet gösterdiği sonucuna varılmıştır.
Oysa, davalı Bakanlıkça toplu iş sözleşmesi yetkisi saptanırken bu iki akaryakıt istasyonunda çalışan işçiler hem toplam, hem de sendikalı işçi sayı ve oranlarına dahil edilmiştir. İşbu davada uyuşmazlığın çözümü için Yargıtay’ın yukarıdaki kararına uygun bir inceleme yapma zorunluluğu bulunmaktadır. Bu bağlamda, somut olayda 6 Mayıs 2010 tarihinde davacı işverene ait A…Cad. No. 180 Bornova/İzmir adresindeki BP akaryakıt istasyonunda 13 ve Y…Yolu No. 40/1 Çiğli/İzmir adresindeki Total akaryakıt istasyonunda 14 işçinin çalışmakta olduğu dava dosyasına sunulan sigortalı hizmet listelerinden anlaşılmıştır.
Bu iki akaryakıt istasyonu İşkolları Tüzüğünün 3. sırasındaki “Petrol, Kimya ve Lastik” işkolunda kaldığından, toplam 27 işçinin işletmede çalışan işçi sayısından ve aralarından davalı sendikaya üye olduğu saptanan 16 işçinin de sendika üyesi işçi sayılarından düşülmesi gerekmektedir.Bu nedenle; davacı işletme vekilinin “maddi hata” iddiasının incelenmesi gerekmiştir. İlk olarak davalı Bakanlık tarafından tutulan kayıtlara göre başvuru tarihi olan 6 Mayıs 2010 tarihinde davacı işletmede 7.644 işçi çalışmakta olup, bunlardan 3.922’si sendika üyesidir ( 28.6.2010 gün ve 21975-33411 sayılı yetki tespit yazısı ). Davalı sendika ise işletmede 7.682 işçi çalıştığını ve 3.953’ünü üye kaydettiğini belgelemiştir. Ne var ki, akaryakıt istasyonlarında çalışan işçilerin ve bunlardan sendikaya üye kaydedilmiş olanların bu toplam sayılardan düşülmesi gerekmektedir. Dosyada yer alan SGK dönem bordroları ve diğer delillerden yapılan hesaplama ve ekteki tabloda dökümü yer alan verilere göre 6 Mayıs 2010 tarihinde davacı işletmede 7.655 işçinin çalışmakta ve bunlardan 3.920’sinin davalı sendika üyesi olduğu saptanmıştır. Buna göre, davalı sendikanın 2822 sayılı yasada aranan yarıdan fazla çoğunluğu ( yüzde 51,20 ) ( m. 12 ) sağladığı açık seçik ortaya çıkmıştır.
Öte yandan, davacı vekili bir kısım sendika üyelik fişlerinin gerçeğe aykırı düzenlendiğini iddia ederek, bu konuda İzmir C.Başsavcılığı’nca yürütülen 2011/92889 soruşturma nolu dosyanın bekletici mesele yapılmasını talep etmiştir.
Fakat 6100 sayılı HMK’nun 209 maddesinin 2. Bendinde ; “Resmi senetlerdeki yazı ve imza inkar edildiğinde senetteki yazı ve imzanın sahteliği ancak mahkeme kararı ile sabit olursa bu senet her hangi bir işleme esas alınamaz.” hükmü düzenlenmiştir.
Davacı vekilinin gerçeğe aykırı düzenlendiğini iddia ettiği sendika üyelik kayıt fişleri noter marifeti ile düzenlendiğinden ve henüz sahteliği ile mahkeme kararı ile sabit olmadığından ayrıca çalışma barışının daha fazla gecikmeden sağlanması için Mahkememizce İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2011/92889 soruşturma nolu dosyasının bekletici mesele yapılmasına ilişkin talebi reddedilmiştir.
Bilirkişi Zeki Erdut tarafından düzenlenen 17/02/2012 tarihli rapor ile ekli tablo da gözönüne alındığında; uyuşmazlığın, davalı Bakanlık kayıtlarının güncellenmemesinden ileri geldiği, usule ilişkin bir eksikliğin bulunmadığı ancak yetki tespit başvurusunun yapıldığı, 06/05/2010 tarihinde davacı şirkette örgütlenmiş bulunan Tez-Koop İş Sendikası’na yarıdan fazla ( %51,20 ) çoğunluğun sağladığı tespit edildiğinden, davacının yetki tespitine itirazının yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Bu nedenlerle davacı tarafından açılan davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın REDDİNE,
2-21,15 TL karar ve ilam harcı tayini ile peşin alınan 17,15 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,00 TL harcın davacıdan tahsiline,
3-Davalılar yararına karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 1.200,00 TL vekalet ücreti takdiri ile davacıdan alınarak, davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,
Dair verilen karar hükmün tefhim yada tebliğinden itibaren 8 gün içerisinde Yargıtay’da temyiz yasa yolu açık olmak üzere, davacı vekilleri ile davalı sendika vekilleri ve davalı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı vekilinin yüzlerine karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 19.03./2012