Kısıtlıya Ait Taşınmazlar | Vesayet Makamının Satış İzni

Kısıtlıya Ait Taşınmazlar | Vesayet Makamının Satış İzni

 

T.C.

YARGITAY

2. HUKUK DAİRESİ

E. 2010/3711

K. 2011/5583

T. 30.3.2011

• KISITLIYA AİT TAŞINMAZLAR ( Ergin Çocuğun Bakımı ve Zorunlu İhtiyaçları İçin Hakimin Ana ve Babaya Belirlediği Miktarlarda Çocuğun Diğer Mallarını Satma Yetkisi Tanıyabileceği )

• GÖREVLİ MAHKEME ( Kısıtlı ve Ergin Çocuğun Bakımı ve Zorunlu İhtiyaçları İçin Ana ve Babanın Çocuğun Diğer Mallarını Satma Yetkisi Talebi – Aile Mahkemesinin Görevli Olduğu )

• KISITLININ TAŞINMAZLARININ SATIŞ KARARI ( Vesayet Makamıın Vereceği – Denetim Makamının İstisnai Olarak Özel Durumları Taşınmazın Niteliğini Veya Değerinin Azlığını Göz Önüne Alarak Pazarlıkla Satışa Karar Verebileceği )

• VESAYET MAKAMININ SATIŞ İZNİ ( Kısıtlı ve Ergin Çocuğun Diğer Malları İçin – Bulunmadan Ana ve Babanın Talebi Üzerine Mahkemece Doğrudan Pazarlıkla Satışa Karar Verilemeyeceği )

4721/m. 356, 419, 444

ÖZET : Çocuğun bakımı, yetiştirilmesi ve eğitimi için zorunluluk varsa hakim, ana ve babaya belirlediği miktarlarda çocuğun diğer mallarına da başvurma yetkisini tanıyabilir. Davacının, kısıtlı ergin çocuğunun bakımı ve zorunlu ihtiyaçlarını karşılamak için onun hissedar olduğu taşınmazları satma talebinin bu kapsamda değerlendirilmesi gerekmektedir. Ancak; bu hususta inceleme yapma görevi 4787 ve 5133 sayılı Kanunlar gereğince Aile Mahkemesine aittir.

Medeni Kanunun 444’üncü maddesinin birinci fıkrası hükmü gereğince, kısıtlıya ait taşınmazların satışına vesayet makamı karar vermekte, son fıkra hükmüne göre ise, denetim makamı, istisnai olarak özel durumları, taşınmazın niteliğini veya değerinin azlığını göz önüne alarak pazarlıkla satışa karar verebilmektedir. Mahkemece, vesayet makamınca verilmiş satışa izin kararı bulunmadan, doğrudan pazarlıkla satışa karar verilmesi de yasaya aykırı bulunmuştur.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün kanun yararına bozulması Adalet Bakanlığının yazısı üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından istenilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Davacı Emine D.’in 15/10/2008 tarihinde açtığı davada, vesayeti altında bulunan ergin kızı Ayten D.’in bakımı ve ihtiyaçları için kızına muris Hanife D.’den intikal eden tarla vasfındaki iki adet gayrimenkul ile bir adet traktörün pazarlık yoluyla satışına izin verilmesini istediği, yargılama aşamasında traktör ile ilgili davasını atiye bıraktığı, mahkemece davanın kabulüne karar verildiği ve hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiği, davaya aile mahkemesi sıfatıyla bakılmadığı anlaşılmıştır.

4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 419’uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan;

“Kısıtlanan ergin çocuklar kural olarak vesayet altına alınmayıp velayet altında bırakılır.” hükmü gereğince kısıtlanan ergin çocuklara anne ve babasının vasi tayin edilmesi halinde vesayet değil velayet hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.

Dosyanın incelenmesinden, Orhangazi Sulh Hukuk Mahkemesinin 1/6/2007 tarih ve 2007/252 esas, 2007/337 karar sayılı hükmü ile Ayten D.’e annesi Emine D.’in vasi olarak atanmasına karar verildiği anlaşılmıştır.

Diğer taraftan, Medeni Kanunun 356’ncı maddesinin ikinci fıkrasında;

“Çocuğun bakımı, yetiştirilmesi ve eğitimi için zorunluluk varsa hakim, ana ve babaya belirlediği miktarlarda çocuğun diğer mallarına da başvurma yetkisini tanıyabilir.” hükmü yer almakta olup, sözü edilen hüküm gereğince hakim, ana ve babaya belirlediği miktarlarda çocuğun diğer mallarına da başvurma yetkisini tanıyabilir.

Davacının, kısıtlı ergin çocuğunun bakımı ve zorunlu ihtiyaçlarını karşılamak için onun hissedar olduğu taşınmazları satma talebinin sözü edilen hüküm kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. Ancak anılan hüküm Türk Medeni Kanununun ikinci kitabının ikinci kısmında düzenlenmiş bulunduğundan; bu hususta inceleme yapma görevi 4787 ve 5133 sayılı Kanunlar gereğince Aile Mahkemesine aittir. Görev kuralları kamu düzeniyle ilgili olup yargılamanın her aşamasında mahkemelerce kendiliğinden gözetilmesi gerekir. Mahkemece davaya aile mahkemesi sıfatıyla bakılması gerekirken bu hususa dikkat edilmemiş olması doğru bulunmamıştır.

Kabule göre ise,

Medeni Kanunun 444’üncü maddesinin birinci fıkrası hükmü gereğince, kısıtlıya ait taşınmazların satışına vesayet makamı karar vermekte, son fıkra hükmüne göre ise, denetim makamı, istisnai olarak özel durumları, taşınmazın niteliğini veya değerinin azlığını göz önüne alarak pazarlıkla satışa karar verebilmektedir.

Mahkemece, vesayet makamınca verilmiş satışa izin kararı bulunmadan, doğrudan pazarlıkla satışa karar verilmesi de yasaya aykırı bulunmuştur.

SONUÇ : Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427/6. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin açıklanan sebeple kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere BOZULMASINA, 30.03.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.

 

Benzer Yazılar:

Yorum yapın