Katılma Payı Alacağı

avukat avukat

                  T.C.

         YARGITAY

Sekizinci Hukuk Dairesi

E.2013/1981

K.2013/3781

T.18.03.2013

KATILMA PAYI ALACAĞI

EDİNİLMİŞ MAL

BAĞIŞ YOLUYLA TEMLİK

Özet:Taraflar 06.10.2000 tarihinde evlenmiş, 17.04.2008 tarihinde açılan boşanma davasının 13.09.2010 tarihinde kesinleşmesiyle evlilik birliği son bulmuştur. Eşler arasında 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı, başka bir mal rejimi seçildiği ileri sürülmediğinden, boşanma davasının açıldığı tarihe kadar edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir.

Eşler arasındaki mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona ermiş olup, dava konusu taşınmazdaki pay, edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli bulunduğu tarihte davalının babaannesi tarafından tapuda satış gösterilmek suretiyle davalıya temlik edilmiştir. Bir eşin bütün malları aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edileceğinden, davalı tarafça dava konusu payların babaannesi tarafından bağış olarak kendisine temlik edildiğini savunması, tanık beyanlarıyla davalının savunmasının doğrulandığı gözetildiğinde, dava konusu paylar bakımından davanın reddine karar verilmesi isabetlidir.

Hata ile dava konusu taşınmazda davalının maliki bulunduğu tüm payın davalının babaannesinden devralındığı kabul edilmiş ise de, mahkemece taşınmazın tamamının değil, davalı tarafından edinilen 2/8 pay bakımından tarafların delilleri ve savunmaları değerlendirilerek bir karar verilmelidir

4721 s. TÜRK MEDENİ KANUNU [Madde 179]

4721 s. TÜRK MEDENİ KANUNU [Madde 202]

4721 s. TÜRK MEDENİ KANUNU [Madde 225]

Arif ile Melike aralarındaki katılma payı alacağı davasının reddine dair Bandırma Aile Mahkemesi’nden verilen 06.12.2011 gün ve 169/802 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

Davacı vekili, evlilik birliği içerisinde edinilen dava konusu 952 parsel sayılı taşınmazın 6/128 ve 221 ada 5 sayılı parselin 1/2 payına ilişkin olarak mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 15.000 TL alacağın karar tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak vekil edenine verilmesini istemiştir.

Davalı vekili, dava konusu taşınmazlardaki nizalı payların öncesinde davalının babaannesine ait olduğunu ve bedelsiz olarak davalıya devredildiğini, kişisel mal kapsamında kaldığını açıklayarak davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, taşınmazlardaki uyuşmazlık konusu payların davalının babaannesi tarafından davalıya tapuda satış gibi gösterilerek bağış yapıldığı, evlilik birliği devam ederken edinilmiş olsa bile kişisel mal oldukları, tasfiyeye dahil olması gereken edinilmiş mal olmadıkları gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Toplanan deliller, tüm dosya kapsamı ve Daireye temyiz incelenmesi için gönderilen o yer Aile Mahkemesi’nin 2008/211 Esas ve 2011/800 Karar sayılı ile dosyanın ekinde bulunan taraflar arasında boşanma isteğine ilişkin görülen o yer Aile Mahkemesi’nin 2008/205 Esas ve 2009/175 Karar sayılı dosyalarının getirtilerek bir bütün halinde değerlendirildiğinde; tarafların 06.10.2000 tarihinde evlendiklerine, 17.04.2008 tarihinde açılan boşanma davasının kabulü ve hükmün 13.09.2010 tarihinde kesinleşmesiyle evlilik birliğinin son bulduğuna, TMK.nın 179. maddesine göre mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümlerin uygulanacağına, taraflar arasında başka bir mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğine göre, evlenme tarihinden 4721 sayılı TMK’nın yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı, bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar TMK’nın 202. maddesine göre yasal edinilmiş mallara katılma rejimine tabi olacaklarına, eşler arasındaki mal rejimi TMK’nın 225/2. maddesine göre boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona erdiğine, dava konusu 952 parsel sayılı taşınmazdaki nizalı 6/128 ve 221 ada 5 sayılı parseldeki 2/8 payın edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli bulunduğu 29.07.2003 tarihinde davalının babaannesi Zeynep tarafından tapuda satış gösterilmek suretiyle davalıya temlik edildiğine, TMK’nın 222. maddesi son fıkrası hükmüne göre, bir eşin bütün malları aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edileceğine, davalı yanca uyuşmazlık konusu payların davalının babaannesi tarafından bağış olarak davalıya temlik edildiği savunulduğuna, eldeki davada tanık olarak dinlenilen Melahat, Zeynep, Merve, Ahmet o yer Aile Mahkemesi’nin 2008/211 Esas ve 2011/800 Karar sayılı dosyasında dinlenilen eldeki davanın davacısı Arif’in annesi Gülsen ve babası Fikret ile o yer Aile Mahkemesi’nin 2008/205 Esas ve 2009/175 Karar sayılı dosyasında dinlenilen Süleyman’ın beyanları kapsamında davalının bağış savunmasının doğrulandığına, bu şekilde anılan paylar bakımından yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacı vekilinin hükmün anılan nizalı paylara ilişkin kısımlarına yönelik tüm temyiz itirazlarının reddi ile hükmün nizalı 952 parsel sayılı taşınmazdaki 6/128 ve 221 ada 5 sayılı parseldeki 2/8 paya ilişkin bölümlerinin ONANMASINA,

Davacı vekilinin, hükmün 221 ada 5 parsel sayılı taşınmazdaki diğer 2/8 paya ilişkin kısmı bakımından temyiz itirazlarına gelince; davalı anılan payı

13.09.2006  tarihinde dava dışı tapu kayıt malikleri Selahattin’in mirasçıları ile Sinan’dan satış yoluyla temlik almıştır. Ne var ki, Mahkemece hata ile dava konusu taşınmazda davalının maliki bulunduğu tüm payın davalının babaannesinden devralındığı kabul edilmiştir. Bu durumda; hükmün, dava konusu parselde davalı tarafından 13.09.2006 tarihinde edinilen 2/8 pay bakımından tarafların iddia ve savunmaları kapsamında toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi için bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

Davacı vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle; hükmün 221 ada 5 parsel sayılı taşınmazda 13.09.2006 tarihinde edinilen 2/8 paya ilişkin bölümünün 6100 sayılı HMK’nın Geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nın 428. maddesi uyarınca (BOZULMASINA), taraflarca HUMK’nın 388/4. (HMK m. 297/ç) ve HUMK’nın 440/1 maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 18.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Benzer Yazılar:

Yorum yapın