Katılma Alacağı Davası | Mal Paylaşımı

T.C.

YARGITAY

8. HUKUK DAİRESİ

E. 2013/15038

K. 2014/14699

T. 10.7.2014

• KATILMA ALACAĞI DAVASI ( Zamanaşımı Bakımından Taraflar Arasındaki Boşanmaya Dair İlamın Kesinleştiği Tarih Dikkate Alınarak Tarafların Bildirdikleri Deliller Toplanıp Sonucuna Göre Bir Karar Vermek Gerektiği )

• EDİNİLMİŞ MALLARA KATILMA REJİMİ ( Bakımından 6098 S. TBK’nun 146. Md. Hükmünde Yer Alan On Yıllık Zamanaşımı Süresinin Uygulanacağı – Zamanaşımı Bakımından Taraflar Arasındaki Boşanmaya Dair İlamın Kesinleştiği Tarihin Dikkate Alınması Gerektiği )

• ZAMANAŞIMI BAŞLANGICI ( Boşanma Davasının Açıldığı Tarihte Mal Rejimi Eşler Arasında Sona Ermiş Olsa Bile Zamanaşımı İşlemeyeceğinden ve Boşanma Kararının Kesinleştiği Tarihe Kadar da Bu Durum Devam Edeceğinden Ancak Boşanma Kararının Kesinleşmesinden İtibaren Zamanaşımının İşlemeye Başlayacağı )

• ZAMANAŞIMININ DURMASI ( Katılma Alacağı Davası – Başlangıç Tarihi Olan Boşanma Davasının Açıldığı Tarihte Mal Rejimi Eşler Arasında Sona Ermiş Olsa Bile Zamanaşımının Duracağı/Boşanmaya Dair İlamın Kesinleştiği Tarihin Dikkate Alınması Gerektiği )

4721/m.5

6098/m.146,153

ÖZET : Dava, katkı payı ve katılma alacağı istemine ilişkindir. Edinilmiş mallara katılma rejimi ( katılma alacağı ) bakımından T.M.K.nun 5. maddesi yoluyla 6098 Sayılı T.B.K.nun 146. maddesinde yer alan 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanacağı öngörülmüştür. 6098 Sayılı T.B.K.nun 153/1-2.bendine göre “Evlilik devam ettiği sürece, eşlerin diğerinden olan alacakları için zaman aşımı işlemeye başlamaz, başlamışsa durur.” Kanunun bu açık hükmü gözetildiğinde başlangıç tarihi olan boşanma davasının açıldığı tarihte mal rejimi eşler arasında sona ermiş olsa bile zamanaşımı işlemeyeceğinden ( duracağından ) ve boşanma kararının kesinleştiği tarihe kadar da bu durum devam edeceğinden ancak boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren T.B.K.nun 146. maddesinde öngörülen zamanaşımı işlemeye başlayacaktır. Yani zamanaşımının başlangıç tarihinin saptanan bu olgu karşısında boşanma kararının kesinleştiği tarih olarak kabul edilmesi gerekir. Bu halde taraflar arasındaki boşanmaya dair ilamın kesinleştiği tarih dikkate alınarak tarafların bildirdikleri deliller toplanıp sonucuna göre bir karar vermek gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.

DAVA : G. Ö.’la Ç. Ö. aralarındaki katkı payı alacağı, katılma alacağı davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Bursa 4. Aile Mahkemesi’nden verilen 19.4.2013 gün ve 711/352 Sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekiliyle davalı vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, 30.11.1981 tarihinde evlenen taraflar arasındaki boşanma davası sonuçlanmış olup, tazminat yönünden temyiz aşamasında bulunduğunu, davacının çalışması ve ailesinin katkılarıyla evlilik birliği içinde 2095 ada 1 parseldeki 18 numaralı mesken, 3247 ada 47,1596,1570, 30 ada 2639, 23 ada 2635, 6832 ada 5 ve 938 ada 5 parsel sayılı taşınmazlar, 16… … plaka sayılı araçla Ç… A.Ş., Ç… Ltd. Şti., Ç… Ltd. Şti., Ç… Ltd. Şti. hisselerinin edinildiğini açıklayarak 1.1.2002 öncesi edinilen mal varlığı için katkı payı alacağı ve 1.1.2002 sonrası edinilen mal varlığı için katılma alacağı olarak 100.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, 7.11.2008 tarihli dilekçesiyle talebini 141.000 TL artırarak 241.000 TL olarak ıslah etmiştir.

Davacı vekili birleşen 2009/402 Esas sayılı dosya da, 1.4.2009 tarihli dilekçesiyle davalının hissedarı olduğu şirketlerdeki payların edinilmesindeki katkısı sebebiyle 2.3.2009 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda 112.257,51 TL katkı payı alacağı isteğinde bulunmuş, aralarındaki hukuki ve fiili irtibat sebebiyle davanın eldeki davayla birleştirilmesine karar verilmiştir.

Davalı vekili, davalı adına kayıtlı bulunan taşınır ve taşınmazların kişisel mal olduğunu, 1.1.2002 sonrasında edinilen mal varlığının bu tarihten önce yapılan birikimle edinildiğini, davanın zamanaşımına uğradığını ve yapılacak hesaplamada evlilik birliği içinde davacı adına tescil edilen taşınmazların da dikkate alınması gerektiğini bildirmiş ve davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

Mahkemece, 1.1.2002 öncesi edinilen mal varlığında katkısını ispatlamadığından davacının davasının reddine, 1.1.2002 sonrasında edinilen taşınır ve taşınmazlar üzerinde daha fazla katılma alacağı bulunuyorsa da, dava dilekçesinde talep edilen 100.000,00 TL dışında kalan istek zamanaşımına uğradığından davanın kısmen kabulüyle 100.000,00 TL’nın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesi üzerine, hükmün, redde dair bölümü davacı vekili ve kabule dair bölümü davalı vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.

Taraflar 30.11.1981 tarihinde evlenmişler, 24.2.2005 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne dair kararın 19.4.2007 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Eşler arasındaki mal rejimi T.M.K.nun 225 /son maddesi gereğince boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir. Bu durum karşısında evlilik tarihinden 4721 Sayılı T.M.K.nun yürürlüğe girdiği 1.1.2002 tarihine kadar 743 Sayılı T.K.M.’nin 170. maddesi uyarınca eşler arasında mal ayrılığı rejimi, 1.1.2002 tarihinden boşanma davasının açıldığı tarihe kadar 4722 Sayılı Kanun’un 10. maddesi gereğince, eşler başka bir mal rejimini seçtiklerini ileri sürmediklerinden T.M.K.nun 202. maddesine göre edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir.

Dosya kapsamı, dava dilekçesindeki açıklamalar ve taşınmazlarla aracın edinme tarihi ve şirketlerin kuruluş tarihine göre, dava, 1.1.2002 öncesi edinilen malvarlığı değeri yönünden 743 Sayılı T.K.M.’nin 170. maddesine dayalı olarak açılan katkı payı alacağı ve 1.1.2002 tarihinden sonra edinilen malvarlığı değeri yönünden 4721 Sayılı T.M.K.nun 202 vd. maddeleri gereğince katılma alacağı istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüyle 100.000,00 TL katılma alacağının davalıdan tahsiline, fazlaya dair isteğin zamanaşımı sebebiyle ve katkı payı isteğinin ispatlanmadığından reddine karar verilmişse de, Yargıtay H.G.K.’nun 17.4.2013 tarih ve 2013/8-375 Esas, 2013/520 Karar sayılı kararıyla edinilmiş mallara katılma rejimi ( katılma alacağı ) bakımından T.M.K.nun 5. maddesi yoluyla 6098 Sayılı T.B.K.nun 146. maddesinde yer alan 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanacağı öngörülmüş, bu görüş Daire tarafından da benimsenmiştir. Bu durumda edinilmiş mallara katılma alacağı davalarında da T.M.K.nun 5. maddesi yoluyla 6098 Sayılı T.B.K.nun 146. maddesinde yer alan 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerekecektir ( mülga B.K.m.125. ).Ancak 10 yıllık zamanaşımının başlaması konusunda duraksama söz konusudur. Ağırlıklı görüş eşler arasında mal rejiminin sona erdiği tarih olan boşanma davasının açıldığı tarih başlangıç süresi olarak kabul edilmektedir. Ne var ki 6098 Sayılı T.B.K.nun 153/1-2.bendine göre “Evlilik devam ettiği sürece, eşlerin diğerinden olan alacakları için zaman aşımı işlemeye başlamaz, başlamışsa durur.” Kanunun bu açık hükmü gözetildiğinde başlangıç tarihi olan boşanma davasının açıldığı tarihte mal rejimi eşler arasında sona ermiş olsa bile zamanaşımı işlemeyeceğinden ( duracağından ) ve boşanma kararının kesinleştiği tarihe kadar da bu durum devam edeceğinden ancak boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren T.B.K.nun 146. maddesinde öngörülen zamanaşımı işlemeye başlayacaktır. Yani zamanaşımının başlangıç tarihinin saptanan bu olgu karşısında boşanma kararının kesinleştiği tarih olarak kabul edilmesi gerekir. Bu halde taraflar arasındaki boşanmaya dair Bursa 2. Aile Mahkemesi’nin 2005/148 Esas, 2006/496 Karar sayılı ilamının 19.4.2007 tarihinde kesinleştiği dikkate alınarak tarafların bildirdikleri deliller toplanıp sonucuna göre bir karar vermek gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeplerle davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulüne, davacı vekiliyle davalı vekilinin sair hususlara dair temyiz itirazları incelenmeksizin 6100 Sayılı H.M.K.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla halen yürürlükte bulunan 1086 Sayılı H.U.M.K.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca H.U.M.K.nun 388/4. ( H.M.K.m.297/ç ) ve H.U.M.K.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 1.708,00 TL peşin harcın istenmesi halinde temyiz eden davacıya ve davalıya ayrı ayrı iadesine, 10.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Benzer Yazılar:

Yorum yapın