T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 2013/21556
K. 2014/4171
T. 27.2.2014
• KOCANIN FİZİKSEL ŞİDDET UYGULAMASI (Kocanın Dövülme Olayında Kadının Dahli Bulunmadığı/Kocanın Eşi ve Çocuğuyla İlgilenmediği Evlilik Birliğinden Kaynaklanan Görevlerini Yerine Getirmediği Evin Eşyalarını Kırdığı – Kocanın Daha Ağır Kusurlu Olduğu/Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsıldığı)
• EŞ VE ÇOCUKLA İLGİLENMEME (Kocanın Eşine Göre Daha Fazla Kusurlu Olduğu – Kadın Az Kusurlu İse de Mevcut Olaylara Göre Evlilik Birliğinin Devamı Eşlerden Beklenmeyecek Derecede Temelinden Sarsılmış Olduğu/Kocanın Eşine Sürekli Fiziki Şiddet Uyguladığı)
• EŞE HAKARET (Kocanın Eşine Sürekli Fiziksel Şiddet Uyguladığı Evin Eşyalarını Kırdığı ve Eşine Hakaret Ettiği/Buna Karşılık Kadının da Eşine Hakaret Ettiği – Kocanın Eşine Göre Daha Fazla Kusurlu Olduğu)
• HAKKIN KÖTÜYE KULLANILMASI NİTELİĞİNDEKİ İTİRAZ (Davacı Kocanın Daha Fazla Kusurlu Olduğu – Az Kusurlu Olan Davalı Kadının Davaya İtirazının Hakkın Kötüye Kullanılması Niteliğinde Olduğu/Evlilik Birliğinin Devamında Kadın Bakımından Korunmaya Değer Bir Yararın Kalmadığı)
• YOKSULLUK NAFAKASI (Davalı Kadının Daha Ağır Kusurlu Olmadığı/Kadının Herhangi Geliri ve Malvarlığının Bulunmadığı ve Boşanma Yüzünden Yoksulluğa Düşeceği – Kadın Yararına Geçimi İçin Uygun Miktarda Yoksulluk Nafakası Takdiri Gerektiği)
• MADDİ TAZMİNAT (Boşanma Sonucu Kadının Eşin Maddi Desteğini Yitirdiği – Kadının Ağır ya da Eşit Kusurlu Olmadığı/Tarafların Sosyal ve Ekonomik Durumları İle Kusurları ve Hakkaniyet İlkesi Dikkate Alınarak Davalı Kadın Yararına Uygun Miktarda Hükmedileceği)
• MANEVİ TAZMİNAT (Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılmasına Yol Açan Olayların Kadının Kişilik Haklarına Saldırı Teşkil Ettiği ve Kadının Ağır ya da Eşit Kusurlu Olmadığı – Tarafların Sosyal Ekonomik Durumları Tazminata Esas Olan Fiilin Ağırlığı ve Hakkaniyet İlkesi Dikkate Alınarak Hükmedileceği)
• KUSUR (Kocanın Daha Ağır Kusurlu Olduğu – Kocanın Sürekli Şiddet Uyguladığı Eşi ve Çocuğuyla İlgilenmediği Evlilik Birliğinden Kaynaklanan Görevlerini Yerine Getirmediği Evin Eşyalarını Kırdığı Hakaret Ettiği/Buna Karşılık Kadının Eşine Hakaret Ettiği ve Kocanın Dövülme Olayında Kadının Dahli Bulunmadığı)
4721/m.166/2, 174, 175
6098/m. 50, 51, 52
ÖZET : Kocanın, eşi ve çocuğuyla ilgilenmediği, evlilik birliğinden kaynaklanan görevlerini yerine getirmediği,eşine sürekli fiziki şiddet uyguladığı, müşterek evin eşyalarını kırdığı, eşine hakaret ettiği; buna karşılık kadının da, eşine hakaret ettiği, kocanın dövülme olayında kadının dahlinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davacı kocanın eşine göre daha fazla kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Az kusurlu olan davalı kadının davaya itirazı hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olup, evlilik birliğinin devamında kadın bakımından korunmaya değer bir yararın kalmadığı, Türk Medeni Kanununun 166/2. maddesi şartlarının davada gerçekleştiği görülmektedir. Davalı kadının daha ağır kusurlu olmadığı, her hangi bir geliri ve malvarlığının bulunmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği gerçekleşmiştir. Kadın yararına geçimi için uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekir. Boşanma sonucu eş, en azından diğerinin maddi desteğini yitirmiştir. Tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak davalı kadın yararına uygun miktarda maddi tazminat verilmelidir. Manevi tazminat isteyen kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşılmaktadır. Taraftarın sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak davalı kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekir.
DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı (kadın) tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : 1-Mahkemece taraftarın “eşit kusurlu” oldukları kabul edilerek boşanmalarına karar verilmiştir. Oysa yapılan soruşturma ve toplanan delilerden; kocanın, eşi ve çocuğuyla ilgilenmediği, evlilik birliğinden kaynaklanan görevlerini yerine getirmediği, eşine sürekli fiziki şiddet uyguladığı, müşterekevin eşyalarını kırdığı,eşine hakaret ettiği; buna karşılık kadının da, eşine hakaret ettiği, kocanın dövülme olayında kadının dahlinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu duruma göre, boşanmaya sebep olan olaylardan tarafların eşit değil, davacı kocanın eşine göre daha fazla kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Davalı kadın az kusurlu ise de mevcut olaylara göre evlilik birliğinin devamı eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olduğu da kuşkusuzdur.
Az kusurlu olan davalı kadının davaya itirazı hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olup, evlilik birliğinin devamında kadın bakımından korunmaya değer bir yararın kalmadığı, Türk Medeni Kanununun 166/2. maddesi şartlarının davada gerçekleştiği görülmektedir. Bu bakımdan kadının boşanma davasına ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmemiş, sonucu bakımından doğru olan boşanma kararının gerekçesinin değiştirilmesi suretiyle onanması uygun bulunmuş (HUMK. md. 438/9) davalı kadının bu yöne ve aşağıdaki bendin dışında kalan yönlere ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz (TMK.m.175). Toplanan delillerle, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı kadının daha ağır kusurlu olmadığı, her hangi bir geliri ve malvarlığının bulunmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği gerçekleşmiştir. O halde, davalı kadın yararına geçimi için uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekirken isteğin reddi doğru görülmemiştir.
3-Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz ya da daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceğini, 186. maddesi, eşlerin evi birlikte seçeceklerini, birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlıkları ile katılacaklarını öngörmüştür. Toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda maddi tazminat isteyen eşin diğerinden daha ziyade veya eşit kusurlu olmadığı anlaşılmaktadır. Boşanma sonucu bu eş, en azından diğerinin maddi desteğini yitirmiştir. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi (TMK.md,4 TBK.md.50 ve 52 ) dikkate alınarak davalı kadın yararına uygun miktarda maddi tazminat verilmelidir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir.
4-Türk Medeni Kanununun 174/2 maddesi, boşanmaya sebebiyet vermiş olan olaylar yüzünden kişilik haklan saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevi tazminat isteyebileceğini öngörmüştür. Toplanan delillerden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep otan olaylarda tazminat isteyen davalı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, taraftarın sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları (TMK. md.4 TBK. md. 50, 51. 52, 58) dikkate alınarak davalı kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekir. Bu yönün dikkate alınmaması isabetle olmamıştır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda 2.,3 ve 4. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple boşanma hükmünün gerekçesi değiştirilerek ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, oybirliğiyle 27.02.2014 tarihinde karar verildi.