Önalıma Konu Payın İptali Ve Tescili

Önalıma Konu Payın İptali Ve Tescili

T.C.

YARGITAY 6. HUKUK DAİRESİ

E. 2012/8683

K. 2012/11129

T. 5.9.2012

• ÖNALIMA KONU PAYIN İPTALİ VE TESCİLİ (Eylemli Paylaşmanın Varlığı Halinde Reddedileceği/Davalının Fiili Taksim Savunmasında Bulunduğu – Delillerin Toplanarak Mahallinde Keşif Yapılarak Eylemli Kullanım Olup Olmadığının Tesbit Edileceği)

• FİİLİ TAKSİM SAVUNMASI (Önalıma Konu Payın İptali ve Tescili İstemi – Delillerin Toplanması Mahallinde Keşif Yapılarak Eylemli Kullanım Olup Olmadığının Tespit Edilip Karar Verileceği)

• KÖTÜ NİYET İDDİASI (Davanın Her Aşamasında İleri Sürülebileceği Gibi Mahkemece de Kendiliğinden Nazara Alınması Gerektiği -Bu Halde Savunmanın Genişletilmesi Söz Konusu Olmadığı)

• EYLEMLİ PAYLAŞMA (Önalıma Konu Payın İptali ve Tescili İstemi/Davalının Fiili Taksim Savunmasında Bulunduğu – Delillerin Toplanarak Gerekirse Mahallinde Keşif Yapılarak Eylemli Kullanım Olup Olmadığının Tespit Edileceği)

• SAVUNMANIN GENİŞLETİLMESİ (Kötü Niyet İddiasının Davanın Her Aşamasında İleri Sürülebileceği Gibi Mahkemece de Kendiliğinden Nazara Alınması Gerektiği – Bu Gibi Halde Savunmanın Genişletilmesinin Söz Konusu Olmadığı)

4721/m.2, 732

ÖZET : Dava, önalıma konu payın iptali ve tesciline ilişkindir. Davalı fiili taksim savunmasında bulunmuştur. Delillerin toplanması, gerekirse mahallinde keşif yapılarak taraflar arasında eylemli kullanım olup olmadığının tesbit edilmesi gerekir. Kötü niyet iddiası davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir.

DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı önalım davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Dava, önalıma konu payın iptali ve tesciline ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı vekili, dava dilekçesinde, müvekkilinin paydaş olduğu dava konusu taşınmazdan davalının diğer hissedarlardan 28.2.2011 tarihinde pay satın aldığını, tapu harç ve masraflar toplamı bedeli yatırmaya hazır olduğunu belirterek önalım hakkının tanınmasını ve dava konusu payın iptali ile davacı adına tescilini istemiştir. Davalı vekili ise davacının iyi niyetli olmadığını taşınmazın fiilen taksim edildiği savunmasında bulunarak davanın reddini istemiştir.

Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması T.M.K.nun 2.maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ile bağdaşmaz. Kötü niyet iddiası 14.2.1951 gün ve 17/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir.

Davacı önalıma konu payın bulunduğu taşınmazda 28.2.2011 tarihinde 80.000 TL bedelle pay satın almıştır. Davalı fiili taksim savunmasında bulunmuştur. Mahkemece davalıya bir dahaki celseye kadar delilerini bildirmesi için kesin mehil verilmiş ve deliller süresinde sunulmadığından ikinci defa delil ibraz için istenilen talebin reddine karar verilmiş, ancak bu ara kararından dönülerek bu konuda verilecek sürenin yargılamayı uzatacağından ve bildireceği delilerin hükme etkisi olmadığından bahisle delillerin ibraz edilmesi için yeniden mehil verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Bu mehil ve istemin reddi yerinde olmayıp fiili taksime konu taraf delillerinin toplanması, gerekirse mahallinde keşif yapılarak taraflar arasında eylemli kullanım olup olmadığının tesbit edilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 05.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

 

Benzer Yazılar:

Yorum yapın