T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
E. 2013/9727
K. 2013/14378
T. 5.7.2013
• MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT DAVASI ( Davacı Tarafın Devredilen Dört Adet Film İle İlgili Olarak Filmlerin Yapımcısının Mirasçısı Tarafından Kendisine İhtarname Çekildiğini ve Daha Sonra da Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinde Aleyhine Dava Açıldığını İleri Sürdüğü – Filmler Üzerinde Üçüncü Bir Kişinin Hak Sahibi Olup Olmadığı Bu Dava Sonucunda Ortaya Çıkacağından Bekletici Mesele Yapılması Gerektiği )
• SİNEMA FİLMLERİNİN GÖSTERİM HAKKI ( Davacıya Devrine İlişkin Sözleşmeden Kaynaklanan Cezai Şart ve Manevi Tazminat İstemi – Filmler Üzerinde Üçüncü Bir Kişinin Hak Sahibi Olup Olmadığı Davacı Aleyhine Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinde Açılan Dava Sonucunda Ortaya Çıkacağından Anılan Davanın Bekletici Mesele Yapılması Gerektiği )
• BEKLETİCİ MESELE ( Davacı Taraf Aleyhine Açılan Kartal Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinde Görülen Davanın Sonucu İşbu Davayı Etkileyecek Nitelikte Bulunduğundan Anılan Davanın Bekletici Mesele Yapılarak Sonucuna Göre Karar Verilmesi Gerektiği – Maddi ve Manevi Tazminat Davası )
1086/m.45
ÖZET : Dava, davalının mali haklarına sahip olduğu sinema filmlerinin TV kanalında gösterim hakkının davacıya devrine ilişkin sözleşmeden kaynaklanan cezai şart ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Davacı taraf, devredilen dört adet film ile ilgili olarak filmlerin yapımcısının mirasçısı tarafından kendisine ihtarname çekildiğini ve daha sonra da Kartal Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nde aleyhine dava açıldığını ileri sürdüğüne göre söz konusu filmler üzerinde üçüncü bir kişinin hak sahibi olup olmadığı bu dava sonucunda ortaya çıkacaktır. O halde, Kartal Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nde görülen davanın sonucu işbu davayı etkileyecek nitelikte bulunduğundan anılan davanın bekletici mesele yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
DAVA : Taraflar arasında görülen davada İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 22/11/2011 gün ve 2009/171-2011/196 sayılı kararı onayan Daire’nin 11.03.2013 gün ve 2012/5023-2013/4683 sayılı kararı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 50 adet yerli filmin televizyonda gösterim haklarının devri sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme ile belirlenen 4 adet türk filminin televizyonda gösterimi için öngörülen ücretin davalıya ödendiğini ve haklarının müvekkiline devrolunduğunu, ancak bir süre sonra bu filmlerin yapımcısı E. Ş.’nin mirasçısı sıfatıyla S. Ş. ve R. Ş. tarafından müvekkiline ihtarnameler gönderilerek dava açıldığını, müvekkilinin bu nedenle maddi ve manevi zarara uğradığını, ileri sürerek müvekkilinin maddi ve manevi zararlarının davalıdan tazminini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilinin temyiz istemi üzerine Dairemizin 11.03.2013 tarihli kararı ile onanmıştır.
Davacı vekili, karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Dava, davalının mali haklarına sahip olduğu sinema filmlerinin TV kanalında gösterim hakkının davacıya devrine ilişkin sözleşmeden kaynaklanan cezai şart ve manevi tazminat istemlerine ilişkin olup mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasında düzenlendiği tartışmasız bulunan 10.01.2008 tarihli sözleşmede, sözleşmeye ekli filmlerin, ücretsiz tv, kablo ve uydu yayın hakkının davalı tarafından davacıya devri öngörülmüş olup sözleşmenin 7. maddesinde, devredilen filmlerin davacının tek taraflı takdir hakkına dayalı olarak belirleyeceği TV kanalı/TV kanallarında gösterilmek üzere sözleşmede öngörülen şartlarda davacıya devredilmesine hiçbir engelin bulunmadığı ve bu hususta üçüncü kişilerin ve/veya makamların hiçbir haklarının olmadığı davalı tarafından tekeffül edilmiştir. Yine sözleşmenin 10. maddesinde ise davalı tarafın tekeffüllerine aykırı davranması ve/veya aykırı bir durumun ortaya çıkması halinde davacıya cezai şart ödeyeceği hüküm altına alınmıştır. Açıklanan sözleşme hükümleri uyarınca, davalı taraf TV kanalında gösterim hakkı davacıya devredilen filmler üzerinde hiçbir kimsenin ya da kurumun hakkı olmadığını tekeffül etmiş olup bu filmler üzerinde herhangi bir kimsenin hakkı bulunması ve bunun davacıya karşı ileri sürülmesi halinde davalı anılan sözleşme uyarınca cezai şart ile sorumlu olacaktır. Davacı taraf, devredilen dört adet film ile ilgili olarak filmlerin yapımcısının mirasçısı tarafından kendisine ihtarname çekildiğini ve daha sonra da Kartal Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nde aleyhine dava açıldığını ileri sürdüğüne göre söz konusu filmler üzerinde üçüncü bir kişinin hak sahibi olup olmadığı bu dava sonucunda ortaya çıkacaktır. O halde, Kartal Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nde görülen davanın sonucu işbu davayı etkileyecek nitelikte bulunduğundan anılan davanın bekletici mesele yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
Kabule göre de, alınması gerekli maktu harcın mahsup edilerek yalnızca peşin harcın bakiye kısmının iadesine karar verilmesi ve nispi karar ve ilam harcına mahsuben davacı tarafça ıslah dilekçesi ile yatırılan harcın iadesi konusunda bir karar verilmemiş olması da doğru olmadığından davacı vekilinin karar düzeltme istemlerinin kabulü ile Dairemizin 2012/5023 E, 2013/4683 K sayılı onama kararının kaldırılarak yerel mahkeme kararının açıklanan nedenlerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 2012/5023 E, 2013/4683 K sayılı onama kararının kaldırılarak yerel mahkeme kararının BOZULMASINA, ödedikleri temyiz peşin temyiz ilam ve karar düzeltme harçlarının isteği halinde karar düzeltme isteyene iadesine, 05.07.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.