Mülkiyet Hakkı | Ecrimisil

Mülkiyet Hakkı | Ecrimisil

avukat avukat

T.C.

YARGITAY

1. HUKUK DAİRESİ

E. 2015/2504

K. 2015/3270

T. 4.3.2015

• ECRİMİSİL İSTEĞİ ( Davalıların Babaları Olan Mirasbırakanların İmar Öncesinde Kayda Dayalı Bir Hakkının Söz Konusu Olmadığı – Bu Durumda Anılan Davalıların Taşınmaz Üzerindeki Yapıdan Dolayı 3194 S. Yasanın 18. Md.sinden Kaynaklanan Bir Hakkının Varlığından Söz Edilemeyeceği )

• MİRASBIRAKANIN NÜFUS KAYITLARI ( Lehine Şerh Konan Mirasbırakanın Nüfus Kayıtlarından Davalının Mirasçı Olmadığı/Davacıların Mülkiyetten Kaynaklanan Hakkına Üstünlük Tanınmak Suretiyle Bir Karar Verilmesi Gerektiği – Ecrimisil İsteği )

• MÜLKİYET HAKKI ( Ecrimisil İsteği – Davalıların Babaları Olan Mirasbırakanların İmar Öncesinde Kayda Dayalı Bir Hakkının Söz Konusu Olmadığı – Bu Durumda Anılan Davalıların Taşınmaz Üzerindeki Yapıdan Dolayı 3194 S. Yasanın 18. Md.sinden Kaynaklanan Bir Hakkının Varlığından Söz Edilemeyeceği )

3194/m.18

ÖZET : Dava, ecrimisil isteğine ilişkindir. Davalıların babaları olan mirasbırakanların imar öncesinde kayda dayalı bir hakkının söz konusu olmadığı görülmektedir. Bu durumda, anılan davalıların taşınmaz üzerindeki yapıdan dolayı 3194 sayılı Yasanın 18. maddesinden kaynaklanan bir hakkının varlığından söz edilemez. Öte yandan, değinilen yapıdan dolayı mevcut şerhin, sahibine kişisel hak sağlayacağı, mülkiyet hakkıyla kişisel hakkın çatışması halinde mülkiyet hakkına üstünlük tanımak suretiyle çekişmenin çözüleceği kuşkusuzdur. Kaldı ki, lehine şerh konan mirasbırakanın nüfus kayıtlarından davalının mirasçı olmadığı görülmektedir. Davacıların mülkiyetten kaynaklanan hakkına üstünlük tanınmak suretiyle bir karar verilmesi gerekir.

DAVA : Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Dava, ecrimisil isteğine ilişkindir.

Davacılar, mirasbırakanları R. Y.’ın kayden malik olduğu 36910 ada 6 parsel sayılı taşınmazı üzerinde davalıların mirasbırakanları Ş. S.’a ait ev bulunduğunu ve beyanlar hanesine “üzerindeki ev Osman oğlu Ş. S.’a aittir” şeklinde şerh verildiğini, şerhin terkini için davalılar aleyhine İzmir 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/240 Esasına kayıtlı açtıkları davanın derdest olduğunu ,birçok defa davalılardan kira parası istenmesine rağmen herhangibir bedel ödenmediğini ileri sürerek dava tarihinden geriye dönük 5 yıllık toplam 8.000,00 TL ecrimisile karar verilmesini istemişlerdir.

Davalılar Cemal, Haluk, Neşe, Ayşe ve Mine, şerhin imar uygulaması sonucu oluştuğunu belirtip davanın reddini savunmuşlardır.

Davalı Kadriye, cevap vermemiştir.

Mahkemece,imar uygulaması sonucunda davalıların murisi lehine muhtesat şerhi verildiği, şerhin terkini için açılan davanın ise davacıların kesin süre içinde mahkemenin belirlediği bedeli depo etmediklerinden reddine karar verildiği bu durumda davalıların haksız işgalci olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

Dosya içeriği, toplanan deliller ve eksiğin tamamlanması suretiyle getirtilen belgelerden; çekişmeli 36910 ada 6 parsel sayılı taşınmazın yapılan imar uygulaması sonucu 03.10.1987 tarihinde 3. kişi Mehmet Sabahattin Surdoğu adına tescil edildiği, üzerinde bulunan yapının ise öncesi itibariyle zeminde mülkiyete ilişkin hakkı bulunmayan davalılar Cemal, Haluk, Neşe, Ayşe ve Mine’nin babaları olan mirasbırakanları Ş. S. tarafından inşa edildiği ve imar düzenlemesi sırasında tapu kaydına yapının “Osman oğlu Ş. S.”‘a ait olduğuna dair beyanlar hanesine şerh konulduğu, bilahare davacıların mirasbırakanı R. Y.’ın taşınmazı H. C.’dan 15.05.1997 tarihinde satın almak suretiyle edindiği anlaşılmaktadır.

Davalılar Cemal, Haluk, Neşe, Ayşe ve Mine’nin babaları olan mirasbırakanları “Ş. S.”‘ın imar öncesinde kayda dayalı bir hakkının söz konusu olmadığı görülmektedir. Bu durumda, anılan davalıların taşınmaz üzerindeki yapıdan dolayı 3194 sayılı Yasanın 18. maddesinden kaynaklanan bir hakkının varlığından söz edilemez. Öte yandan, değinilen yapıdan dolayı mevcut şerhin, sahibine kişisel hak sağlayacağı, mülkiyet hakkıyla kişisel hakkın çatışması halinde mülkiyet hakkına üstünlük tanımak suretiyle çekişmenin çözüleceği kuşkusuzdur. Kaldı ki, lehine şerh konan “Ş. S.”‘ın nüfus kayıtlarından davalı K. S.’ın mirasçı olmadığı görülmektedir.

Hal böyle olunca, davacıların mülkiyetten kaynaklanan hakkına üstünlük tanınmak suretiyle bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.

SONUÇ : Davacılar vekilinin bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle ( 6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile ) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 04.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Benzer Yazılar:

Yorum yapın