Ecri Misil | Haksız İşgal

Ecri Misil | Haksız İşgal

        

avukat

  T.C. YARGlTAY

Birinci Hukuk Dairesi

E.2014/1026

K.2014/8020

T. 17.04.2014

  • ECRİMİSİL
  • HAKSIZ İŞGAL
  • DAVALININ TAŞINMAZI KULLANIMININ MUVAFAKATE DAYALI OLMASI

Özet: Ecrimisil, zilyet olmayan malikin, malik olmayan tüniyetli zilyetten isteyebileci bir tazminat olup, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın giderilmesi gerekir..

Tınmazda paydaş olmay an davalının maliklerden olan diğer davalı çocukları ile birlikte oturması, davacıların bu şekildeki kullanıma dava tarihine kadar itiraz etmemeleri nedeniyle, davalının taşınmazı kullanımının muvafakate dayalı olduğu ve dava açılmakla muvafakatin geri alındığı kabul edilmeli, davalı haksız işgal tazminatı nileliğindeki ecrimisilden sorumlu tutulmamalıdır.

  • 4721 s. TÜRK MEDENİ KANUNU [Madde 683]
  • 6098 s. TÜRK BORÇLAR KANUNU [Madde 246]

                  Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı Gülizar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, tetkik hakiminin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

Dava, ecrimisil isteğine ilişkindir.

Davacılar, kayden paydaşı oldukları 4063 parsel sayılı taşınmazdaki bina­nın zemin katını 1995 tarihinden itibaren davacıların kullandıklarını, birinci katını ise eşya koymak suretiyle tasarruf ettiklerini, taşınmazdan payları oranında ya­rarlanamadıklarını ileri sürerek eldeki davayı açmışlardır.

Davalılar ise, dava konusu taşınmazın zemin katını öncesi ahır iken davacıların muvafakati ile meskenhaline getirip uzun süredir kullandıklarını, birinci katın davacı Fatma’nın kullanımında olup, tasarruflarının söz konusu olmadığını davalı Gülizar’ın taşınmazda paydaş olmamakla birlikte diğer davalıların annesi olup çocukları ile birlikte oturduğunu, intifadan men koşulunun gerçekleşmediğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.

Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; çekişme konusu 4063 parsel sayılı taşınmaz mirasbırakan Ali adına kayıtlı iken murisin 01.05.1997 tarihin­ de ölümü ile mirasçıları olan davacılar ve davalı Gülizar dışındaki davalıların 08.11.2004 tarihinde intikal yaptırdıkları ve taşınmazda elbirliği halinde malik oldukları davalı Gülizar’ın ise kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının olmadığı anlaşılmaktadır.

Bilindiği gibi, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İnançları Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin ta­rafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benze­tilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgal­ den doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan olumlu zarar ile kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir. (YHGK’nın 25.02.2004 gün ve 2004/1-120-96 sayılı kararı)

Somut olayda, dava konusu edilen taşınmazı mirasbırakan Ali, eşi davacı Fatma, oğulları davalıarın murisi Ali ve davalılar hep birlikte ikamet ola­rak kullanmakta iken oğul Ali’nin ölümü ile davalıların zemin kata yerleştikleri, muris Ali’nin de ölümü ile davacı Fatma’nın bir süre taşınmazın  birinci katında oturmaya devam ettiği, daha sonra kızı davacı Bediha’nın yanında kalmaya baş­ladığı, davalıların ise muris Ali’nin ölüm tarihi olan 01.05 .1997 tarihinden beri zemin katını davacıların muvafakati ile dava tarihine kadar kullandıkları, davalı Gülizar’ın taşınmaıda paydaş olmamakla birlikte maliklerden olan diğer davalı çocukları ile birlikte oturduğu davacıların bu şekildeki kullanıma dava tarihine kadar itiraz etmedikleri, taşınmazda  ortaklığın giderilmesine yönelik  Kayseri Sulh Hukuk Mahkemesinde görülen 2007/1022 esas sayılı davayı da eldeki da­vanın davalılarının 05.06.2007 tarihinde açtıkları görülmektedir.

Öyle ise, davalı Gülizar’ın taşınmazı kullanımının muvafakate davalı oldu­ğu dava açılmakla muvafakatin geri alındığı kabul edilmelidir. Davanın açıldığı tarihe kadar davalı Gülizar’ı haksız işgalci olarak kabul etmek imkansız olup, haksız işgalcinin taşınmazı kullanmasından dolayı ödemekle  mükellef olduğu haksız işgal tazminatı niteliğindeki ecrimisilden anılan davalının sorumlu tutul­ması da mümkün değildir.

Hal böyle olunca; davalı Gülizar hakkındaki davanın da reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsiz olduğu gibi, davacıların paylarına isabet eden bilirkişilerce belirlenen ecrimisilin tamamının davalı Gülizar’dan tahsiline karar verilmiş olması da doğru değildir.

Davalı Gülizar’ın bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi gereğince (BOZULMASlNA), alınan peşin harcın tem­ yiz edene geri verilmesine,  17.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Benzer Yazılar:

Yorum yapın