İtirazın Kaldırılması Duruşması | Tahliye

İtirazın Kaldırılması Duruşması | Tahliye

avukat avukat law

T.C.

YARGITAY

HUKUK GENEL KURULU

E. 2013/6-1217

K. 2014/813

T. 22.10.2014

• İTİRAZIN KALDIRILMASI İSTEMİ ( Alacaklının İcra Talebinde Aylık Kira Bedelini Göstermek Suretiyle Ödeme Emri Düzenlettirdiği – Davalı Borçlunun Açıkça Aylık Kira Bedeline İtiraz Etmediği/Borçlunun Sonradan Aylık Kira Bedelinin Belirtilen Miktardan Daha Düşük Olduğunu Bildirmesinin İ.İ.K.’nun 63. Md. Karşısında Hüküm İfade Etmeyeceği )

• AYLIK KİRA BEDELİ ARTIŞ MİKTARINA AÇIKÇA İTİRAZ ETMEME ( İtirazın Kaldırılması – Davalı Borçlunun Ödeme Emrine İtiraz Ederken Açıkça Aylık Kira Bedeli Miktarına İtiraz Etmediği/Borçlunun Sonradan Aylık Kira Bedelinin Düşük Olduğunu Bildirmesinin İtiraz Sebeplerini Genişletme Yasağı Kapsamında Kaldığı – Direnme Kararının İsabetli Olduğu )

• İTİRAZIN KALDIRILMASI DURUŞMASINDA İTİRAZ SEBEPLERİNİ GENİŞLETME YASAĞI ( Alacaklının İcra Talebinde Aylık Kira Bedelini Göstermek Suretiyle Ödeme Emri Düzenlettirdiği – Davalı Borçlunun İtiraz Ederken Açıkça Aylık Kira Bedeli Miktarına İtiraz Etmediği/Davalı Borçlunun Sonradan Aylık Kira Bedelinin Belirtilen Miktardan Düşük Olduğunu Bildirmesinin Hüküm İfade Etmeyeceği )

• İTİRAZ SEBEPLERİNİ GENİŞLETME YASAĞI ( Borçlunun İtirazın Kaldırılması Duruşmasında Alacaklının Dayandığı Senet Metninden Anlaşılanlar Dışında İtiraz Sebeplerini Değiştiremeyeceği ve Genişletemeyeceği – Aylık Kira Bedeli Miktarına Açıkça İtiraz Etmeyen Borçlunun Sonradan Aylık Kira Bedelinin Belirtilen Miktardan Düşük Olduğunu Bildirmesinin Hüküm İfade Etmeyeceği )

2004/m.63

ÖZET : Dava, itirazın kaldırılması ve tahliye isteğine ilişkindir. Davacı alacaklı, icra talebinde aylık kira bedelini göstermek suretiyle ödeme emri düzenlettirmiş, davalı borçlu ise ödeme emrine itiraz ederken açıkça aylık kira bedelinin miktarına itiraz etmemiş, borcun tamamına yönelik itirazda bulunmuştur. Bu durumda davalı borçlunun sonradan aylık kira bedelinin düşük olduğunu bildirmesi İİK’nun 63.maddesi karşısında hüküm ifade etmeyeceğinden, sözleşmedeki artış şartının geçerli ve muayyen olup olmadığı hususunun sonuca etkisi bulunmamaktadır. Yerel Mahkemece, davalı borçlunun takip talebi ve ödeme emrinde belirtilen miktara ayrıca ve açıkça itiraz etmediği, bu nedenle aylık kira bedeli bakımından sözleşmedeki artış şartının geçerli ve muayyen olmadığı iddiasının doğru olmadığı gerekçesiyle verilen direnme kararında bir isabetsizlik bulunmamıştır.

DAVA : Taraflar arasındaki “itirazın iptali ile tahliye” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Manisa 2. İcra Hukuk Mahkemesi’nce davanın kısmen kabulüne dair verilen 16.10.2012 gün ve 2012/117 E.-2012/271 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 6.Hukuk Dairesi’nin 05.02.2013 gün ve 2012/18793 E.-2013/1648 K. sayılı ilamı ile;

( … Davacı alacaklı tarafından davalı borçlu hakkında kira alacağının tahsili amacıyla tahliye istekli olarak başlatmış olduğu icra takibi nedeniyle düzenlenen ödeme emrine davalı borçlunun yasal süresinde itiraz etmesi üzerine davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması, takibin devamı ve tahliye isteminde bulunmuştur. Mahkemece itirazın kısmen kaldırılmasına, takibin 5.760,00 TL asıl alacak, 911,95 TL işlemiş faiz üzerinden devamına, icra tazminatı ve tahliye isteminin kabulüne karar verilmiş, karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.

1- )Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına göre takibe konu kira bedellerinin bir kısmının yasal süre içinde ödenmediğinin davalı tarafından kabul edildiğinden temerrüt olgusunun gerçekleşmiş olmasına göre davalının tahliyeye yönelik temyiz itirazları yerinde değildir.

2- )Davalının alacağa yönelik temyiz itirazlarına gelince:

Davada dayanılan karara esas alınan 15.12.2009 başlangıç tarihli ve beş yıl süreli kira sözleşmesi hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kira sözleşmesinde kiranın yıllık 1.100,00 TL olup, aylık ödeneceği düzenlenmiştir. Sözleşmenin hususi şartlar bölümünün 6.maddesinde; kira kontrat bitiminde kira rayiç bedelinin yıllık enflasyon artış oranında artışı kabul edilmiştir. Bu artış şartı belirgin ve likit olmadığından geçerli değildir. Davacı, 01.03.2012 tarihinde başlatmış olduğu icra takibinde aylık 1.100,00 TL ‘den 2009 Aralık ayı ve 2010 yılları eksik yatırılan kiraları ve kira bedelini artışlı olarak belirleyerek aylık 1.330,00 TL’den 2012 yılı eksik yatırılan Ocak ayı kira bedeli ile Şubat ayı kira bedelinin tamamının tahsilini istemiştir. Ödeme emri davalıya 28.03.2012 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı süresi içerisinde yaptığı itirazında; belirtilen miktar kadar borcu olmadığını, faiz oranına ve borca itiraz ettiğini belirtmiştir. Her ne kadar davacı sözleşmedeki kira artışı belirgin ve muayyen olmadığından kendisine göre kira artışı yaparak takip yapmış ise de tek taraflı olarak yapılan kira artışı geçerli değildir. Sözleşmedeki artış şartı da geçerli ve muayyen olmadığından, sözleşmede belirtilen aylık kira bedeli üzerinden takibe konu aylar kirasının ödenip ödenmediği üzerinde durulması, ödeme varsa mahsup edilerek kalan bakiye üzerinden itirazın kaldırılmasına karar vermek gerekirken, mahkemece aylık 1.330,00 TL üzerinden hesaplama yapılarak itirazın kaldırılmasına karar verilmesi yerinde olmadığından alacak yönünden kararın bozulması gerekmiştir… ),

Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR : Dava, itirazın kaldırılması ve tahliye isteğine ilişkindir.

Davacı vekili, müvekkilinin maliki olduğu taşınmazda davalının 15.12.2009 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile kiracı olduğunu, davalının başından beri aylık kira bedellerini ya eksik olarak ya da hiç ödemediğini, 7.715,00 TL kira alacağının tahsili ve taşınmazın tahliyesi amacıyla müvekkilince Manisa 4. İcra Müdürlüğü’nün 2012/929 E sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, ancak davalı borçlunun borca ve faize itiraz ederek takibin durmasına neden olduğunu belirterek, itirazın kaldırılmasına ve davalının mecurdan tahliyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, müvekkili aleyhine başlatılan icra takibinde son kira bedelinin 1.330,00-TL olarak belirtildiğini, ancak bu hususun kendileri tarafından kabul edilmediğini, bankaya yatırılmış olan aylık kira bedellerinin davacı tarafından ihtirazi kayıt olmaksızın alındığını, banka kayıtları incelendiğinde ödemelerin 1.100,00-TL üzerinden yapıldığının anlaşılacağını, müvekkilinin ilk ve son kira bedellerini ödediğini bu nedenle borcun toplam 4.160,59-TL’lik kısmına itiraz ettiklerini beyan etmiştir.

Mahkemece, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen karar, davalı vekilinin temyizi üzerine Özel Dairece yukarıdaki gerekçeyle alacak yönünden bozulmuştur.

Yerel Mahkemece, davalı borçlunun takip talebi ve ödeme emrinde belirtilen miktara ayrıca ve açıkça itiraz etmediği, bu nedenle 2012 yılı aylık kira bedelinin 1.330,00 YTL olarak kabul edilmiş olduğu, bu durumda 2012 yılı aylık kira bedeli bakımından sözleşmedeki artış şartının geçerli ve muayyen olmadığı iddiasının doğru olmadığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

Direnme hükmünü, davalı vekili temyiz etmiştir.

Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık; takip talebinde belirtilen 2012 yılı aylık kira bedeline ( 1.330,00 TL ) borçlu tarafından açıkça itiraz edilmemesi halinde sözleşmedeki artış şartının geçerli ve muayyen olup olmadığı hususunun sonuca etkisinin bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun “İtiraz Sebepleri” başlıklı 63.maddesinde aynen;

“İtiraz eden borçlu, itirazın kaldırılması duruşmasında, alacaklının dayandığı senet metninden anlaşılanlar dışında, itiraz sebeplerini değiştiremez ve genişletemez.”

Hükmü yer almaktadır.

Madde metninden de açıkça anlaşılacağı üzere; davalı borçlu icra mahkemesinde görülmekte olan davada, icra takibine yaptığı itirazları ile bağlı olup, yargılamada itiraz sebeplerini değiştiremez ve genişletemez. Ancak senet metninden anlaşılan sebepleri yargılamada savunma olarak ileri sürebilir.

Somut olayda, taraflar arasında düzenlenen 15.12.2009 başlangıç tarihli ve beş yıl süreli kira sözleşmesinin varlığı ve içeriği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.

Davacı alacaklı, kiralayan sıfatıyla taraf olduğu bu sözleşmeye dayanarak, davalı borçlu hakkında 01.03.2012 tarihinde başlattığı takip ile borçlu tarafından ödenmeyen 7.715,00 TL kira bedelinin tahsilini istemiştir.

Davalı borçlu, itiraz dilekçesinde “…yapılan takipte müvekkilin icra takibinde belirtilen miktarda borcu bulunmadığından ve alacak kalemleri toplamı ile belirtilen kira alacağı arasında çelişki bulunduğundan, iki farklı borç toplamı çıkartılmış olduğundan, belirtilen icra dosyasından borç miktarına itiraz etme zarureti doğmuştur. Ayrıca işbu takipte işlemiş faiz alacağı da yanlış hesaplandığından işlemiş faize de itiraz ediyoruz…” demek suretiyle takibe itiraz etmiştir. Bu itiraz üzerine icra takibi durmuştur

Davacı alacaklı, icra talebinde 2012 yılı kira bedelini aylık 1.330,00 YTL göstermek suretiyle ödeme emri düzenlettirmiş, davalı borçlu ise ödeme emrine itiraz ederken açıkça aylık kira bedelinin miktarına itiraz etmemiş, borcun tamamına yönelik itirazda bulunmuştur. Bu durumda davalı borçlunun sonradan aylık kira bedelinin 1.100,00 YTL olduğunu bildirmesi İİK’nun 63.maddesi karşısında hüküm ifade etmeyeceğinden, sözleşmedeki artış şartının geçerli ve muayyen olup olmadığı hususunun sonuca etkisi bulunmamaktadır.

Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan nedenlerle yerel mahkemenin yazılı şekilde karar vermesinde bir isabetsizlik görülmediğinden, usul ve yasaya uygun direnme kararının onanması gerekmiştir.

SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle, 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanun’un 440.maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı ( 431,46 TL ) bakiye temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 22.10.2014 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY :

Davacı alacaklı tarafından İcra İflas Kanununun 269 ve ilgili maddeleri gereğince 1.3.2012 tarih haciz ve tahliye istemli örnek 1 takip talebi ile 25.12.2009-25.02.2012 tarihleri arasında 7715 TL asıl alacak ve %15 yıllık faiz olmak üzere toplam 8.785,03.-TL üzerinden kiracı borçluya karşı takip yapmıştır. Örnek 13 ödeme emri 28.03.2012 tarihinde kiracı borçluya tebliğ edilmiş ve kiracı tarafından 03.04.2012 tarihinde ödeme emrine itiraz olunmuş ve 03.04.2012 tarihi itibariyle icra müdürlüğü tarafından takip durdurulmuştur.

Borçlu 03.04.2012 günlü itirazında müvekkilinin icra takip talebinde belirtilen miktarda borcu bulunmadığından alacak kalemleri toplamı ile belirtilen kira alacağı arasında çelişki bulunduğundan iki farklı borç toplamı çıkarılmış olduğundan belirtilen icra dosyasından borç miktarına itiraz etme zarureti doğmuştur. Ayrıca iş bu takipte işlemiş faiz alacağı da yanlış hesaplandığından işlemiş faize de itiraz ettiklerini belirtmiştir.

Taraflar arasındaki kira sözleşmesi 15.12.2009 başlangıç, 5 yıl süreli olup aylık kira 1.100.-TL olarak düzenlenmiştir. Sözleşmenin özel 6.maddesinde aynen “kiracı kontrat bitiminde kira rayiç bedelini yıllık enflasyon oranında artışını şimdiden kabul ve taahhüt eder” şeklinde artış hükmü düzenlenmiştir. Davalı itirazın kaldırılması duruşmasında 10.07.2012 günlü davaya karşı beyanlarında ( banka hesabına yapılan ödemeler incelendiğinden kira sözleşmesinin 1.100.-TL üzerinden devam ettiği hususu ortaya çıkacaktır. Hesaplama yapılırken bu hususun dikkate alınması gerektiği ) belirtilmiştir.

Davacı vekili 04.09.2012 günlü celsede kira sözleşmesi 15.12.2009 tarihinde başlamış olup, aylık kira bedelinin 1.100.-TL olduğu, ikinci kira döneminde aylık 1.200.-TL ve 15.12.2011 tarihinde başlayan üçüncü kira döneminde aylık kira bedelinin 1.330.-TL olduğunu belirlenen kira bedellerinin sözleşmede belirtildiği gibi yıllık enflasyon artışı gözetilerek hesaplandığını belirtmiştir.

Aynı celse davalı vekili ( 04.09.2012 gününde ) “aylık kira bedelinin her üç kira döneminde de 1.100.-TL olup, müvekkilinin kira bedellerini davacının banka hesabına yatırdığını beyan etmiştir. Mahkemece itirazın kaldırılmasının kısmen kabul ve kısmen reddi ile, Manisa 4.İcra Müdürlüğü’nün 2012/24 Esas sayılı takip dosyasından takip tarihi itibari ile asıl alacağın 5.760.-TL, işlemiş faizin ise 911,95.-TL olduğunun tespitine bu miktarlar üzerinden takibin devamına ve kiralananın temerrüt nedeniyle tahliyesine karar verilmiştir. Davalı borçlunun temyizi üzerine Dairemiz tarafından 05.02.2013 gün ve 2012/18793 Esas, 2013/1648 sayılı Kararı ile ( takibe konu kira bedellerinin bir kısmının yasal süre içerisinde ödenmediğini davalı tarafından kabul edildiğinden temerrüt olgusunun gerçekleşmiş olmasına göre davalının tahliyeye yönelik temyiz itirazları yerinde değildir.

Alacağa yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; “sözleşmedeki artış şartı geçerli ve muayyen olmadığından sözleşmedeki belirtilen aylık kira bedeli üzerinden tek taraflı olarak yapılan kira artışının geçerli olmadığı sözleşmede belirtilen aylık kira bedelleri üzerinden takibe konu aylar kirasının ödenip ödenmediği üzerinde durulması, ödeme varsa mahsup edilerek bakiye üzerinden itirazın kaldırılmasına karar vermek gerekirken, mahkemece aylık 1.330.-TL üzerinden hesaplama yapılarak itirazın kaldırılmasına karar verilmesi yerinde olmadığından alacak yönünden kararın bozulmasına” karar verilmiştir.

Davalı borçlu tarafından takip dayanağı sözleşme metnine aykırı olarak, metin dışına çıkılarak yapılmış bir itiraz yoktur. İtirazın kaldırılması duruşmasında, takip dayanağı kira sözleşmesi metninden anlaşılan aylık kiranın 1.100.-TL olduğu belirtilerek takibe konu ayların bu miktar üzerinden hesaplanması istenmiştir.

Sözleşmenin özel 6.maddesinde düzenlenen kira dönemi bitiminde kira rayiç bedelinin yıllık enflasyon oranında artış yapılacağı hükmü Hukuk Genel Kurulu kararlarında belirtildiği gibi muayyen ve likit bir artış hükmü olmadığından her kira döneminde bu hükme dayanarak kira bedelinde yıllık artış yapılması mümkün değildir. Bozma kararında da belirtildiği gibi geçerli olmayan artış şartı nedeniyle alacaklının tek taraflı istemi ile her yıl kira artışı uygulaması geçerli olamaz.

Davalının takip dayanağı sözleşme metnine bağlı kalarak aylık kiranın 1.100.-TL olduğu ve takip konusu alacaklının sözleşmedeki belirtilen bu miktar üzerinden hesaplanması isteği yerindedir.

Uyuşmazlıkta davalı borçlu icra takip konusu miktarın tamamına itiraz etmiş, itirazın kaldırılması duruşmasında da, 10.07.2012, 17.08.2012, 15.07.2012 günlü dilekçelerinde kira sözleşmesinin aylık 1.100.-TL üzerinden devam ettiğini yazılı olarak beyan etmiştir. 04.09.2012 günlü celsede yine davalı aylık kiranın her üç dönemde de 1.100.-TL olduğu kira bedellerinin davacı alacaklının banka hesabına bu miktardan yatırıldığını açıklamıştır. Dolayısıyla itirazın kaldırılması duruşmasında davalı borçlu alacaklının dayandığı senet metninden anlaşılanlar dışında itiraz sebeplerini değiştirmemiş ve genişletmemiştir.

Direnme kararının onanması yönünde oy kullanan sayın çoğunluğun görüşlerine bağlı kalındığı takdirde sözleşmedeki geçerli olmayan artış hükmü geçerli hale gelecek; alacaklı tarafından geçerli olmayan artış hükmüne dayalı olarak tek taraflı taleple kira artışı istenebilecektir.

2004 sayılı İcra İflas Kanununun 63. maddesine aykırı olarak davalı borçlu tarafından itirazın kaldırılması duruşmasında savunmasının genişletilmesi söz konusu olmamıştır. Yukarıda belirtilen nedenlerle Dairemizin bozma kararı doğru olup, belirtilen gerekçe ve nedenlerle sayın çoğunluğun onama kararına iştirak etmiyorum.

Benzer Yazılar:

Yorum yapın