T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 2012/11502
K. 2012/16250
T. 14.6.2012
• EVLENMENİN İPTAL EDİLMESİ TALEBİ ( Davacının Kaçırılıp Alıkonması İddiasına Dayalı Olayda Kendi Rızası Dahilinde Nikah İşlemi Yapıldığını Beyan Ettiği – Kişilere Açık Bir Ortamda Evlenme İşlemi Yapıldığı/Talebin Reddi Gerektiği )
• EVLENME İŞLEMİNİN BASKI VE KORKU TEHDİDİ ALTINDA YAPILDIĞI İDDİASI ( Davacının Kaçırılıp Alıkonması İddiasına Dayalı Olayda Kendi Rızası Dahilinde Nikah İşlemi Yapıldığını Beyan Ettiği – Kişilere Açık Bir Ortamda Evlenme İşlemi Yapıldığı/Evliliğin İptaline Karar Verilemeyeceği )
• BASKI VE KORKUTMA ( Davacının Evliliğini Baskı ve Korkutma Altında Yaptığına Dair Kanıt Sunamadığı – Evliliğin İptaline Karar Verilemeyeceği )
• HAYATIN OLAĞAN AKIŞINA AYKIRILIK ( Davacının Kaçırılıp Alıkonması İddiasına Dayalı Olayda Kendi Rızası Dahilinde Nikah İşlemi Yapıldığını Beyan Ettiği – Kişilere Açık Bir Ortamda Evlenme İşlemi Yapıldığı/Evliliğin İptaline Karar Verilmemesi Gereği )
4721/m.151, 166
ÖZET : Davacı kadın öncelikle evlenmenin iptaline bu mümkün olmadığı takdirde boşanmaya karar verilmesini istemiştir. Davacı kadının kaçırılıp alıkonulması olayından altı gün sonra Cumhuriyet savcısı tarafından alınan ifadesinde “davalının kendisine zorla bir şey yaptırmadığı, kendi rızası ve talebi doğrultusunda nikah işlemlerinin yapıldığını” beyan ettiği görülmektedir. Davacının Cumhuriyet savcısına verdiği bu beyanının baskı ve korkutma etkisi altında verilmiş olduğuna ilişkin yeterli bir delil yoktur. İlçe merkezinde herkesin kolaylıkla girip çıkabileceği bir yerde yapılan evlenme işlemi sırasında davacının işleme karşı çıkıp, gerektiğinde çevrenin yardımını istemesi mümkün iken; bundan kaçınmış olması karşısında; evlenme işleminin de baskı ve korkutma etkisi altında yapılmış olduğu iddiası olağan yaşam tecrübelerine aykırı düşer. Gerçekleşen bu durum karşısında; mahkemece davacının evlenmenin iptali talebinin reddi gerekir.
DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 09.02.2012 günü temyiz eden davalı R. K. vekili ve karşı taraf davacı S.K. vekili geldiler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Davacı kadın Türk Medeni Kanununun 151. maddesi uyarınca öncelikle “evlenmenin iptaline” bu mümkün olmadığı takdirde, Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesi gereğince boşanmaya karar verilmesini istemiştir. Mahkemece evlenmenin iptaline karar verilmiş, boşanma istemi yönünden bir inceleme yapılmamıştır. Toplanan delillerden, davacı kadının kaçırılıp alıkonulması olayından altı gün sonra Cumhuriyet savcısı tarafından alınan ifadesinde “davalının kendisine zorla bir şey yaptırmadığı, kendi rızası ve talebi doğrultusunda nikah işlemlerinin yapıldığını” beyan ettiği görülmektedir. Davacının Cumhuriyet savcısına verdiği bu beyanının baskı ve korkutma etkisi altında verilmiş olduğuna ilişkin yeterli bir delil yoktur. Toplanan diğer delilerle de; ilçe merkezinde herkesin kolaylıkla girip çıkabileceği bir yerde yapılan evlenme işlemi sırasında davacının işleme karşı çıkıp, gerektiğinde çevrenin yardımını istemesi mümkün iken; bundan kaçınmış olması karşısında; evlenme işleminin de baskı ve korkutma etkisi altında yapılmış olduğu iddiası olağan yaşam tecrübelerine aykırı düşer. Gerçekleşen bu durum karşısında; mahkemece davacının evlenmenin iptali talebinin reddedilerek, kademeli diğer isteği olan “Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesi uyarınca ileri sürdüğü boşanma talebi hakkında toplanan deliller çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken; yazılı şekilde hüküm oluşturulması isabetsiz olmuş; bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, duruşma için takdir olunan 900 TL. vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.