Çocuğun Üstün Yararı | Boşanma Davası

T. C.

YARGITAY

2. HUKUK DAİRESİ

E. 2018/2638

K. 2018/6700

T. 24.5.2018

• KİŞİSEL İLİŞKİ DÜZENLENİRKEN GÖZ ÖNÜNDE TUTULMASI GEREKEN TEMEL İLKE ( Çocuğun “Üstün Yararı” Olduğu – Çocuğun Üstün Yararı Belirlenirken Bedensel Zihinsel Ruhsal Ahlaki ve Toplumsal Gelişiminin Sağlanması Amacının Gözetilmesi Gerektiği )
• SOSYAL İNCELEME RAPORU ( Sadece Davacı ve Ortak Çocuk İle Görüşülerek Rapor Tanzim Edilmiş ve Bilirkişi Raporda Kişisel İlişkiye Yönelik Bir Kanaat Bildirmediği – Gerçekleşen Bu Durum Karşında Düzenlenen Sosyal İnceleme Raporu Kişisel İlişki Kurulmasına Yönelik Hüküm Tesisi İçin Yeterli Olmadığı )
• RAPOR ALINMASI GEREĞİ ( Kişisel İlişki Tesisi – 4787 S. Aile Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 5. Md. Uyarınca Psikolog ve Sosyal Çalışmacıdan Oluşan Uzmanlara İnceleme Yaptırılarak Rapor Alınması Gerektiği )
• KİŞİSEL EŞYA VE ÇEYİZ EŞYASI İLE ZİYNET EŞYASI ( Kişisel Eşya ve Çeyiz Eşyası İle Ziynet Eşyası Alacağıyla İlgili Temyiz Denetimine Elverişli Nitelikte Gerekçeyi İçeren Bir Karar Bulunmadığı – Kişisel Eşya ve Çeyiz Eşyası İle Ziynet Eşyalarından Bedeline Hükmedilenlerin Hangi Eşyalar Olduğu ve Bedelleri de Gösterilmek Suretiyle Bir Karar Verilmesi Gerektiği )

4787/m.5
6102/m.297/1-c

ÖZET : Mahkemece ortak çocuk 2010 doğumlu … ile davalı baba arasında yatılı olmayacak ve bir … eşliğinde olmak kaydıyla her ayın 1. ve 3. hafta sonu cumartesi günü saat 10.00 ile 17.00 arasında , dini bayramların 2. günü saat 10.00 ile 17.00 arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiştir. Kişisel ilişki düzenlenirken göz önünde tutulması gereken temel ilke, çocuğun “Üstün yararı” dır. Çocuğun üstün yararı belirlenirken bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesi gereklidir. Mahkemece sadece davacı ve ortak çocuk ile görüşülerek rapor tanzim edilmiş, bilirkişi, raporda kişisel ilişkiye yönelik bir kanaat bildirmemiştir. Gerçekleşen bu durum karşında, düzenlenen sosyal inceleme raporu kişisel ilişki kurulmasına yönelik hüküm tesisi için yeterli değildir. Öyleyse, 4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 5. maddesi uyarınca psikolog, … ve sosyal çalışmacıdan oluşan uzmanlara inceleme yaptırılarak rapor alınması ve diğer delillerle birlikte değerlendirildikten sonra, gerçekleşecek sonucu uyarınca kişisel ilişki konusunda bir karar verilmesi gerekir.

Mahkemece davacı kadının 10.000 TL kişisel eşya ve çeyiz eşyası bedeli ile 19.018 TL ziynet alacağı bedelinin kabulüne karar verilmiş ise de; bu miktara nasıl ulaşıldığı, hangi eşyaların ve ziynetlerin bedelinin bu miktar olduğu, karar yerinde tartışılmamış ve gösterilmemiştir. O halde kişisel eşya ve çeyiz eşyası ile ziynet eşyası alacağıyla ilgili temyiz denetimine elverişli nitelikte gerekçeyi içeren bir karar bulunmamaktadır ( T.C. Anayasası m. 141, HMK m. 297/1-c ). Bu nedenle, kişisel eşya ve çeyiz eşyası ile ziynet eşyalarından bedeline hükmedilenlerin hangi eşyalar olduğu ve bedelleri de gösterilmek suretiyle bir karar verilmesi gerekir.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : 1- )Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı erkeğin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

2- )Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat çoktur. Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50 ve 51. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi ( TMK m. 174/1 ) ve manevi ( TMK m. 174/2 ) tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamıştır.

3- )Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuk 28.04.2010 doğumlu … için hükmedilen iştirak nafakası çoktur. Mahkemece Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.

4- )Mahkemece ortak çocuk 2010 doğumlu … ile davalı baba arasında yatılı olmayacak ve bir … eşliğinde olmak kaydıyla her ayın 1. ve 3. hafta sonu cumartesi günü saat 10.00 ile 17.00 arasında , dini bayramların 2. günü saat 10.00 ile 17.00 arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiştir. Kişisel ilişki düzenlenirken göz önünde tutulması gereken temel ilke, çocuğun “üstün yararı” dır. Çocuğun üstün yararı belirlenirken bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesi gereklidir. Mahkemece sadece davacı ve ortak çocuk ile görüşülerek rapor tanzim edilmiş, bilirkişi, raporda kişisel ilişkiye yönelik bir kanaat bildirmemiştir. Gerçekleşen bu durum karşında, düzenlenen sosyal inceleme raporu kişisel ilişki kurulmasına yönelik hüküm tesisi için yeterli değildir. Öyleyse, 4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 5. maddesi uyarınca psikolog, … ve sosyal çalışmacıdan oluşan uzmanlara inceleme yaptırılarak rapor alınması ve diğer delillerle birlikte değerlendirildikten sonra, gerçekleşecek sonucu uyarınca kişisel ilişki konusunda bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.

5- ) Mahkemece davacı kadının 10.000 TL kişisel eşya ve çeyiz eşyası bedeli ile 19.018 TL ziynet alacağı bedelinin kabulüne karar verilmiş ise de; bu miktara nasıl ulaşıldığı, hangi eşyaların ve ziynetlerin bedelinin bu miktar olduğu, karar yerinde tartışılmamış ve gösterilmemiştir. O halde kişisel eşya ve çeyiz eşyası ile ziynet eşyası alacağıyla ilgili temyiz denetimine elverişli nitelikte gerekçeyi içeren bir karar bulunmamaktadır ( T. C. Anayasası m. 141, HMK m. 297/1-c ). Bu nedenle, kişisel eşya ve çeyiz eşyası ile ziynet eşyalarından bedeline hükmedilenlerin hangi eşyalar olduğu ve bedelleri de gösterilmek suretiyle bir karar verilmesi gerekirken; yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda 2., 3., 4. ve 5. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma sebebine göre kişisel eşya, çeyiz eşyası alacağı ile ziynet alacağına yönelik diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer hususların ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istenmesi halinde yatırana iadesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.

Benzer Yazılar:

Yorum yapın