Boşanma | Eşe Şiddet Uygulamak

T.C.

YARGITAY

2. HUKUK DAİRESİ

E. 2008/20167

K. 2010/1409

T. 1.2.2010

• BOŞANMA ( Geçen Olaylardan Sonra Tarafların Amerika’ya Gittikleri ve Bir Süre Beraber Yaşadıkları – Davacının Davalıdan Kaynaklanan Birleşme Öncesine Ait Kusurları Affettiği Davalıya Kusur Atfedilemeyeceği )

• EŞE ŞİDDET UYGULAMAK ( Boşanma/Davalının da Eşini Tutuklatmakla Tehdit Ettiği – Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılmasında Davacının Ziyade Kusurlu Olduğu/Davalı Yararına Maddi ve Manevi Tazminat Takdiri Gerektiği )

• MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT TAKDİRİ GEREĞİ ( Boşanma/Davacının Eşine Şiddet Uyguladığı Davalının da Eşini Tutuklatmakla Tehdit Ettiği – Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılmasında Davacının Ziyade Kusurlu Olduğu )

• EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELİNDEN SARSILMASI ( Davacının Eşine Şiddet Uyguladığı Davalının da Eşini Tutuklatmakla Tehdit Ettiği – Davacının Ziyade Kusurlu Olduğu Maddi ve Manevi Tazminat Takdiri Gerektiği )

4721/m. 166, 174

ÖZET : Geçen olaylardan sonra tarafların Amerika’ya gittikleri ve bir süre beraber yaşadıkları anlaşılmaktadır. Bu durumda davacının, davalıdan kaynaklanan birleşme öncesine ait kusurları affettiği, en azından hoşgörüyle karşıladığı kabul edilir. Bu olaylar nedeniyle artık davalıya kusur atfedilemez.

Bir araya gelmelerinden sonraki dönemde ise davacının eşine fiziki şiddet uyguladığı, davalının da eşini tutuklatmakla tehdit ettiği toplanan delillerle gerçekleşmiştir. Gerçekleşen bu olaylara göre, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davacının ziyade kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyleyken davalının ağır kusurlu kabul edilmesi ve davalı yararına uygun maddi ve manevi tazminat takdiri gerekirken, bu isteklerinin reddi isabetsizdir.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda; mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle boşanmaya sebep olan olaylarda davacının ağır kusuru yanında davalı da az da olsa kusurlu olup, Türk Medeni Kanunu’nun 166/2. maddesi koşullarının gerçekleşmiş bulunmasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

2- Davacı tanıklarının beyanlarında geçen olaylardan sonra tarafların Amerika’ya gittikleri ve bir süre beraber yaşadıkları anlaşılmaktadır. Bu durumda davacının, davalıdan kaynaklanan birleşme öncesine ait kusurları affettiği, en azından hoşgörüyle karşıladığı kabul edilir. Bu olaylar nedeniyle artık davalıya kusur atfedilemez. Bir araya gelmelerinden sonraki dönemde ise davacının eşine fiziki şiddet uyguladığı, davalının da eşini tutuklatmakla tehdit ettiği toplanan delillerle gerçekleşmiştir. Gerçekleşen bu olaylara göre, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davacının ziyade kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyleyken davalının ağır kusurlu kabul edilmesi ve davalı yararına uygun maddi ve manevi tazminat takdiri gerekirken, bu isteklerinin reddi isabetsizdir.

SONUÇ : Hükmün yukarıda 2. bentte açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, hükmün bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.02.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.

Benzer Yazılar:

Yorum yapın