T.C.
YARGITAY
6. HUKUK DAİRESİ
E. 2014/1986
K. 2014/2823
T. 11.3.2014
• KİRA PARASININ TESPİTİ ( “Hak ve Nesafet” İlkesi Uyarınca Hakim Öncelikle Tarafların Tüm Delilleri Varsa Emsal Kira Sözleşmeleri Aslı veya Onaylı Örnekleri Dosyaya Alınmalı ve Bilirkişi Marifetiyle Kiralanan Taşınmaz ve Taraf Emsalleri Tek Tek Görülüp İncelenmesi Gerektiği )
• HAK VE NESAFET İLKESİ ( Kira Parasının Tespiti İstemi – YİB Kararında Kira Parasının “Hak ve Nesafete Uygun” Seviyede Takdiri İle “Sınırlı Artışı” Öngörüldüğü/Kira Parasının Tespiti Bir Sınırlama Olup Hakim Kira Parasını Takdir Ederken Bunun Bir Sınırlama Olduğunu Gözetmesi Gerektiği )
• EMSAL KİRA SÖZLEŞMELERİ ( Aslı veya Onaylı Örnekleri Dosyaya Alınmalı ve Bilirkişi Marifetiyle Kiralanan Taşınmaz ve Taraf Emsalleri Tek Tek Görülüp İncelenerek Kira Parasının Hak ve Nesafet İlkesi Çerçevesinde Belirlenmesi Gereği )
• MAKUL ARTIŞ ( Dava Konusu Taşınmazın Yeniden Kiraya Verilmesi Halinde Getirebileceği Kira Parası Belirlenerek Hakimce Bu Kira Parası Dikkate Alınmak Suretiyle Hak ve Nesafete Özellikle Tarafların Kira Sözleşmesinden Bekledikleri Amaçlarına Uygun Makul Bir Kira Parasına Hükmedileceği )
• SINIRLI ARTIŞ İLKESİ ( YİB Kararında Kira Parasının “Hak ve Nesafete Uygun” Seviyede Takdiri İle “Sınırlı Artışı” Öngörüldüğü – Kira Parasının Tespiti Bir Sınırlama Olup Hakim Kira Parasını Takdir Ederken Bunun Bir Sınırlama Olduğunu Gözetmesi Gerektiği )
18.11.1964 tarih ve 2/4 S. YİBK
ÖZET : Dava, aylık kira parasının tespiti istemine ilişkindir. Kira parasının tespiti yöntemini belirleyen 18.11.1964 tarih ve 2/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da kira parasının “hak ve nesafete uygun” seviyede takdiri ile “sınırlı artışı” öngörülmektedir. O nedenle kira parasının tespiti bir sınırlamadır ve hakim kira parasını takdir ederken bunun bir sınırlama olduğunu gözetmelidir. 18.11.1964 gün ve 2/4 sayılı Y.İ.B.K. ve yerleşik Yargıtay uygulamalarına göre “hak ve nesafet” ilkesi uyarınca hakim bu sınırlamayı yaparken, öncelikle tarafların tüm delilleri varsa emsal kira sözleşmeleri aslı veya onaylı örnekleri dosyaya alınmalı, bilirkişi marifetiyle kiralanan taşınmaz ve taraf emsalleri tek tek görülüp incelenmeli, böylece elde edilen veriler somutlaştırılarak, dava konusu yer ile ayrı ayrı ( konumu, çevresi, niteliği, kullanım şekli, kira başlangıç tarihi, kira süreleri vb. ) kira parasına etki eden tüm nitelikleri karşılaştırılmalı, emsal kira bedellerinin niçin uygun emsal olup olmadığı somut gerekçelerle açıklanmalı, dava konusu taşınmazın yeniden kiraya verilmesi halinde getirebileceği kira parası belirlenmeli, hakimce bu kira parası dikkate alınmak suretiyle hak ve nesafete; özellikle tarafların kira sözleşmesinden bekledikleri amaçlarına uygun makul bir kira parasına hükmedilmelidir.
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, 1.250 TL olarak ödenen aylık kira parasının 1.3.2013 tarihinden itibaren aylık 3.500 TL olarak tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne, aylık kira parasının brüt 3.500 TL olarak tespitine karar verilmesi üzerine, hüküm davacı ve davalı vekilleri temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, dava dilekçesinde ve yargılama aşamasındaki beyanları ile, aylık 1.250 TL olarak ödenen kira parasının 1.3.2013 tarihinden itibaren aylık net 3.500 TL olarak tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, aylık 2.050 TL kira ödendiğini, kiralananın kaba inşaatı ile bırakılmış, ince işçiliği yapılmamış bir binanın zemin katındaki 6 m2 lik bir yer olduğunu, istenen kira parasının fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, hak ve nesafet uygulamasına göre aylık brüt 3.500 TL kira parasına hükmedilmiştir.
Dava konusu taşınmaz, İstanbul, Maltepe’de cadde üzerinde çiğköfte satış yeri olarak kullanılan dükkan niteliğindedir.
Ancak, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, tespite dayanak olarak emsal kira sözleşmeleri değerlendirilmediği bu yönde re’sen emsal araştırması yapılmadığı da anlaşılmaktadır. Ayrıca, bilirkişi raporunda dava konusu dükkanın 14 m2 kullanım alanına sahip olduğu yazılmış iken davacı kiralananın 6 m2 lik bir dükkan olduğunu savunmaktadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda bu çelişkinin de giderilmediği görülmektedir.
Anayasa Mahkemesinin 6570 sayılı Yasanın 2 ve 3.maddelerinin iptaline ilişkin 26.3.1963 tarih ve 3/67 sayılı kararı ile, 6570 sayılı Yasanın kira parasındaki “sınırlı artış” ilkesi ortadan kaldırılmamıştır. Bununla birlikte kira parasının tespiti yöntemini belirleyen 18.11.1964 tarih ve 2/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da kira parasının “hak ve nesafete uygun” seviyede takdiri ile “sınırlı artışı” öngörülmektedir. O nedenle kira parasının tespiti bir sınırlamadır ve hakim kira parasını takdir ederken bunun bir sınırlama olduğunu gözetmelidir.
18.11.1964 gün ve 2/4 sayılı Y.İ.B.K. ve yerleşik Yargıtay uygulamalarına göre “hak ve nesafet” ilkesi uyarınca hakim bu sınırlamayı yaparken, öncelikle tarafların tüm delilleri varsa emsal kira sözleşmeleri aslı veya onaylı örnekleri dosyaya alınmalı, bilirkişi marifetiyle kiralanan taşınmaz ve taraf emsalleri tek tek görülüp incelenmeli, böylece elde edilen veriler somutlaştırılarak, dava konusu yer ile ayrı ayrı ( konumu, çevresi, niteliği, kullanım şekli, kira başlangıç tarihi, kira süreleri vb. ) kira parasına etki eden tüm nitelikleri karşılaştırılmalı, emsal kira bedellerinin niçin uygun emsal olup olmadığı somut gerekçelerle açıklanmalı, dava konusu taşınmazın yeniden kiraya verilmesi halinde getirebileceği kira parası belirlenmeli, hakimce bu kira parası dikkate alınmak suretiyle hak ve nesafete; özellikle tarafların kira sözleşmesinden bekledikleri amaçlarına uygun makul bir kira parasına hükmedilmelidir.
Mahkemece yukarıda açıklanan yönleri içermeyen genel ifadeli bilirkişi raporuna itibar edilerek eksik incelemeyle hüküm kurulması doğru değildir.
Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edenlere iadesine, 11.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.