T.C.
YARGITAY
8. HUKUK DAİRESİ
E. 2012/10571
K. 2012/11223
T. 26.11.2012
• LİMİT İPOTEĞİNE DAYALI TAKİP ( İpoteğin Paraya Çevrilmesi Yolu İle/Taraflar Arasındaki Sözleşmenin Cari Hesap Kısa Orta Uzun Vadeli Kredinin Kullandırıldığının Göstermediği – Gösterilmezse Banka ve Kredi Kuruluşları Dışında Tüzel Kişilerin 2004 S.K. Md. 150/ı’dan Faydalanamayacağı )
• İPOTEĞİN PARAYA ÇEVRİLMESİ YOLU İLE İLAMLI TAKİP ( Limit İpoteğinden Kaynaklanan/Sözleşmenin Cari Hesap Kısa Orta Uzun Vadeli Kredinin Kullandırıldığının Göstermediği – Gösterilmezse Banka ve Kredi Kuruluşları Dışında Tüzel Kişilerin 2004 S.K. Md. 150/ı’dan Faydalanamayacağı )
• HUKUKİ İLİŞKİNİN DAYANAĞI ( Limit İpoteğinden Kaynaklanan İlamlı Takip/Sözleşmenin Cari Hesap Kısa Orta Uzun Vadeli Kredinin Kullandırıldığının Göstermediği – Alacaklı Banka veya Kredi Kuruluşu Olmadığından/Alacağın Tahsili Yargılamayı Gerektirdiğinden İcra Emrinin İptali Gerektiği )
• İCRA EMRİNİN İPTALİ TALEBİ ( Limit İpoteğinden Kaynaklanan İlamlı Takip/Sözleşmenin Cari Hesap Kısa Orta Uzun Vadeli Kredinin Kullandırıldığının Göstermediği – Alacaklı Banka veya Kredi Kuruluşu Olmadığından/Alacağın Tahsili Yargılamayı Gerektirdiğinden İcra Emrinin İptali Gerektiği )
2004/m.150/ı
ÖZET : Limit ipoteğine dayalı olarak, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takibe başlanmıştır. İpoteğin alacaklı şirket ile borçlu arasında doğmuş ve doğacak borçlarının teminatını teşkil etmek üzere tesis edildiği ve üst sınır (limit )ipoteği olduğu, alacaklı tarafından ticari alışveriş sözleşmesinden kaynaklanan alacağın ödenmesi için borçluya ihtarname gönderilerek, İİK.nun 150/ı maddesi uyarınca takibin başlatıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki hukuki ilişkinin dayanağı sözleşmenin cari hesap, kısa, orta, uzun vadeli kredinin kullandırıldığı göstermemesi nedeniyle alacaklı İİK.nun 150/ı maddesinden faydalanamaz. İİK.nun 150/ı maddesindeki düzenlemenin banka ve kredi veren kuruluşlar için getirtildiği, diğer gerçek ya da tüzel kişilerin anılan maddeye dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibi yapmalarının mümkün olmadığı düşünülmelidir.
Alacağın tahsil edilip edilmeyeceği yargılamayı gerektirdiğinden, mahkemece isteminin kabulü ile icra emrinin iptaline karar verilmesi gerekir.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacılar tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Alacaklı Arçelik A.Ş. tarafından borçlular A… Kuy.. Teks. Gıda Day. Tük. Mal. Tur. San. ve Tic. Ltd. Şti. ile A.K. hakkında limit ipoteğine dayalı olarak, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takibe başlandığı, borçlulara örnek 6 numaralı icra emrinin tebliğ edildiği, borçluların icra mahkemesine başvurusunda icra dairesinin yetkisine, ihtara itiraz ettiklerini beyanla alacaklının alacaklı olup olmadığını ispat etmesi gerektiği ve faize itiraz olunarak, icra mahkemesince takibin kısmen kabulüne karar verildiği görülmüştür.
İİK.nun 150/ı maddesinde “Borçlu cari hesap veya kısa, orta, uzun vadeli kredi şeklinde işleyen nakdi veya gayrinakdi bir krediyi kullandıran…” başvurusu üzerine ve anılan maddede yazılı koşulların oluşması halinde “icra müdürünün aynı Kanunun 149. maddesi uyarınca işlem yapacağı” yazılıdır. Bu maddede krediyi kullanan tarafın banka ya da finans kurumları veya hükmi şahıslar olması gerektiği yönünde bir kısıtlama getirilmemiş ise de taraflar arasında maddede öngörüldüğü şekilde işleyen bir kredinin varlığı ön koşul olarak belirlenmiştir. İİK.nun 150/ı maddesi uyarınca taraflar arasında cari hesap, kısa, orta, uzun vadeli kredi şeklinde işleyen bir ilişki bulunmadığı takdirde borçlu hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapılamaz.
Somut olayda icra takip dosyasının incelenmesinde, ipoteğin alacaklı şirket ile borçlu A… Kuy.. Ltd. Şti. arasında doğmuş ve doğacak borçlarının teminatını teşkil etmek üzere tesis edildiği ve üst sınır (limit )ipoteği olduğu, alacaklı tarafından ticari alışveriş sözleşmesinden kaynaklanan alacağın ödenmesi için borçluya ihtarname gönderilerek, İİK.nun 150/ı maddesi uyarınca takibin başlatıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki hukuki ilişkinin dayanağı sözleşmenin cari hesap, kısa, orta, uzun vadeli kredinin kullandırıldığı göstermemesi nedeniyle alacaklı İİK.nun 150/ı maddesinden faydalanamaz. Öte yandan, İİK.nun 150/ı ve buna bağlı olarak uygulanacak olan 68/b maddesi alacaklı banka lehine düzenlemeleri içermekte olup anılan kredilerde nitelik itibariyle bankalar tarafından verilebilmektedir. Bu nedenle İİK.nun 150/ı maddesindeki düzenlemenin banka ve kredi veren kuruluşlar için getirtildiği, diğer gerçek ya da tüzel kişilerin anılan maddeye dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibi yapmalarının mümkün olmadığı düşünülmelidir.
O halde, alacaklının genel mahkemelerde dava açıp alacağını miktar olarak belirlemeden ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibi yapması mümkün olmayıp alacağın tahsil edilip edilmeyeceği yargılamayı gerektirdiğinden, mahkemece isteminin kabulü ile icra emrinin iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde şikayetin reddi yönünde hüküm kurulması isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.nun 366 ve 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m. 297/ç )ve İİK.nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 26.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.