T.C.
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ
E. 2011/12062
K. 2011/17291
T. 3.11.2011
• ECRİMİSİL ( Kötüniyetli Şagilin Ödemekle Sorumlu Olduğu Tazminat Olup En Azı Kira Geliri En Çoğu İse Tam Gelir Yoksunluğu Olduğu – Tam Gelir Yoksunluğuna Göre Ecrimisil Belirlenirken Resmi Veriler Nazara Alınarak Belirlenecek Üründen Elde Edilecek Net Gelire Hükmedileceği)
• TAM GELİR YOKSUNLUĞUNA GÖRE ECRİMİSİL BELİRLENMESİ ( Belirlenirken Resmi Veriler Nazara Alınarak Belirlenecek Üründen Elde Edilecek Net Gelire Hükmedileceği)
• BİLİRKİŞİ RAPORU ( Hazırlanırken Resmi ve Bilimsel Dayanaklarını Denetime Elverişli Olacak Şekilde Göstermek Resmi Verilerden Ayrılır İse Sebebini Tek Tek Açıklamak Zorunda Olduğu – Ecrimisil İstemi)
• GELİR KAYBININ TAHSİLİ ( Ecrimisil İstemi – En Azı Kira Geliri En Çoğu İse Tam Gelir Yoksunluğu Olduğu/Tam Gelir Yoksunluğuna Göre Ecrimisil Belirlenirken Resmi Veriler Nazara Alınarak Belirlenecek Üründen Elde Edilecek Net Gelire Hükmedileceği)
• BİLİRKİŞİ RAPORUNUN BAĞLAYICILIĞI ( Asıl Davada Alınan Bilirkişi Raporu Ek Dava İçin Bağlayıcı Olmadığı Halde Hükmün Gerekçesinde Toplam Ecrimisile Hak Kazanmış İse de Taleple Bağlı Kalınarak Ecrimisile Hükmedildiğinin Belirtilmesinin Doğru Olmadığı)
4721/m.995
ÖZET : Dava dilekçesinde ecrimisilin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Ecrimisil, kötüniyetli şagilin ödemekle sorumlu olduğu tazminat olup, en azı kira geliri, en çoğu ise tam gelir yoksunluğudur. Tam gelir yoksunluğuna göre ecrimisil belirlenirken, resmi veriler nazara alınarak belirlenecek üründen elde edilecek net gelire hükmedilir. Bilirkişi de raporunu hazırlarken resmi ve bilimsel dayanaklarını denetime elverişli olacak şekilde göstermek, resmi verilerden ayrılır ise sebebini tek tek açıklamak zorundadır. Davada yonca ekimi sebebiyle resmi verilerde bildirilen ekim ve hasat masrafı 1. yıl için ayrı 2. ve sonraki yıllar için ise ayrı ayrı belirtildiği halde masraflar toplamı 6 ya bölünerek resim verilerden düşük alınmak suretiyle brüt gelirin ve dolayısıyla ecrimisilin yüksek hesaplanması, asıl davada alınan bilirkişi raporu ek dava için bağlayıcı olmadığı halde, hükmün gerekçesinde toplam ecrimisile hak kazanmış ise de taleple bağlı kalınarak ecrimisile hükmedildiğinin belirtilmesi doğru değildir.
DAVA : Dava dilekçesinde 8.000,00 TL, birleşen davada 8.000,00 TL ecrimisilin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, davada ve birleşen davada. Özalp İlçesi A. Tulgalı köyünde bulunan 57 ve 58 numaralı taşınmazların müvekkilleri adına kayıtlı olduğunu, söz konusu taşınmazların Eğribelen Sulama göleti sebebiyle sular altında kaldığını, müvekkillerinin gelir kaybına uğradığını bu sebeple fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla el atma tarihinden itibaren ecrimisil bedeli olarak 8.000 TL’nin yasal faiziyle birlikte davacılara miras payları oranında ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, 17.6.2010 tarihli dilekçesi ile her bir davacı için istediği miktarı açıklamıştır.
Davalı kurum vekili; Eğribelen göleti 20 yıl önce yapılmış olup, zamanaşımı süresi geçtiğinden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ifade etmiştir. Mahkemece, taleple bağlı olarak davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar vekili, 14.4.2010 tarihli duruşmada C. E. ve N. E. hakkında mirasçı sıfatıyla dava açmış ise de, mirasçı olmadıkları anlaşılmakla bunlara dair davayı takip etmeyeceklerini beyan etmiştir. O sebeple bu kişiler hakkında takip edilmeyen davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken esas hakkında hüküm kurulması usul ve yasaya uygun görülmemiştir.
Davacılardan L. Y. adına düzenlenmiş vekaletname sunulmadığı halde H.U.M.K.nun 65. maddesi uyarınca işlem yapmak gerekirken bu husus ikmal edilmeden vekilin açtığı davanın onun huzuruyla yürütülmesi ve esas hakkında karar verilmesi doğru değildir.
Başka bir davada verilecek hüküm sonucu bu davayı etkileyecek ise o davanın bekletici mesele yapılması gerekir. Somut olayda, kamulaştırmasız el koyma sebebiyle açılan tazminat davasında 20 yıllık hak düşürücü süre ve el koymanın varlığı hükme bağlanacağından tespit edilen somut olgular bu davayı etkileyecektir. O sebeple kamulaştırmasız el atma sebebiyle tazminata dair 2009/310 esas sayılı dava sonucu beklenerek, delil olmak üzere bu dosya içine alınmak suretiyle ondan sonra karar verilmek gerekirken bu hususun eksik bırakılması doğru görülmemiştir.
Bir davayla birleşen dava varsa her iki dava hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması gerekirken birleşen dava hakkında hüküm kurulmamış olması usule aykırıdır.
Ayrıca, hakim tarafların iddia ve talepleriyle bağlı olup, ondan fazlasına hüküm veremez ( H.U.M.K.md.74) düzenlemesi nazara alınmadan, talep olmadığı halde, davacılar adına olan tapu kaydının iptaliyle davalı adına tesciline karar verilmesi yasaya aykırıdır.
Bunların dışında, kabule göre ise; ecrimisil, kötüniyetli şagilin ödemekle sorumlu olduğu tazminat olup, en azı kira geliri, en çoğu ise tam gelir yoksunluğudur. Tam gelir yoksunluğuna göre ecrimisil belirlenirken, resmi veriler nazara alınarak belirlenecek üründen elde edilecek net gelire hükmedilir. Bilirkişi de raporunu hazırlarken resmi ve bilimsel dayanaklarını denetime elverişli olacak şekilde göstermek, resmi verilerden ayrılır ise sebebini tek tek açıklamak zorundadır. Davada yonca ekimi sebebiyle resmi verilerde bildirilen ekim ve hasat masrafı 1. yıl için ayrı 2. ve sonraki yıllar için ise ayrı ayrı belirtildiği halde masraflar toplamı 6 ya bölünerek resim verilerden düşük alınmak suretiyle brüt gelirin ve dolayısıyla ecrimisilin yüksek hesaplanması, asıl davada alınan bilirkişi raporu ek dava için bağlayıcı olmadığı halde, hükmün gerekçesinde toplam 294.466.47 TL ecrimisile hak kazanmış ise de taleple bağlı kalınarak 8.000,00 TL ecrimisile hükmedildiğinin belirtilmesi doğru değildir.
SONUÇ : Bu itibarla yukarda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu sebeplerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenmesi halinde temyiz edene iadesine, 03.11.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.