Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararı

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararı

ERHUN / TÜRKİYE DAVASI

4818/03, 53842/07

STRAZBURG

16 HAZİRAN 2009

İKİNCİ DAİRE

İşbu karar AİHS’nin 44/2 maddesinde belirtilen koşullar çerçevesinde kesinleşecektir. Şekli düzeltmelere tabi olabilir.

USUL

Türkiye Cumhuriyeti Devleti aleyhine açılan (4818/03 ve 53842/07) no’lu davanın nedeni (T.C. vatandaşı) 1925 doğumlu ve İstanbul’da ikamet eden Mahmut Ekrem Erhun ile (Fransız vatandaşı) 1932 doğumlu ve Paris’te ikamet eden Colette Monique Erhun’un (başvuranlar) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına ilişkin Sözleşme’nin (Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi – AİHS) 34. maddesi uyarınca avukatları aracılığıyla yapmış oldukları başvurudur.

4818/03 no’lu başvuru, Mahmut Ekrem Erhun tarafından 20 Kasım 2002 tarihinde açılmıştır. 53842/07 no’lu başvuru ise iki başvuran tarafından 17 Haziran 2007 tarihinde açılmıştır.

1 Nisan 2008 tarihinde, AİHM, iki başvurunun birleştirilmesine, kısmen kabuledilebilir bulunarak davanın süresine ilişkin şikayetin Hükümet’e tebliğ edilmesine karar vermiştir.

29 Ağustos 2008 tarihinde, başvuranın avukatının davadan çekilmesi nedeniyle, Daire başkanı, İç Tüzüğün 36. maddesinin 3. paragrafı gereğince Erhun’un kendisini savunmasına ve ikinci başvuruda kendisi ile birlikte eşini temsil etmesine izin vermiştir.

OLAYLAR

I. DAVANIN KOŞULLARI

A. Mahmut Ekrem Erhun tarafından yapılan 4818/03 no’lu başvuru

1. Birinci yargılama

1992 yılında farklı tarihlerde, başvuran, Pamukbank Menkul Kıymetler Merkezi’ne nominal değerli hisse senetleri tevdi etmiştir. Ayrıca başvuran, sözkonusu banka ile Borsa Kredi Sözleşmesi imzalamıştır. 30 Haziran 1992 tarihli hesap ekstresi ile banka başvurana üç aylık bakiye borcunu göndermiştir. 8 Eylül 1992 tarihinde, başvuran noter aracılığıyla yolladığı bir mektupla hesap ekstresine itiraz etmiştir. 21 Haziran 1993 tarihinde, taraflar arasında yapılan birçok yazışmanın ardından, banka, başvuranı, borcunu kapatmak amacıyla bir kısım hisse senetleri sattığı hususunda bilgilendirmiştir.

11 Temmuz 1995 tarihinde, başvuran, İstanbul Ticaret Mahkemesi’nde hisse senetlerinin iadesi ve tazminat ödenmesi istemiyle dava açmıştır. 10 Ekim 1995 tarihinde mahkeme, bilirkişi incelemesi yapılmasına karar vermiştir. 24 Kasım 1995 tarihinde, mahkeme, banka kayıtlarını incelemiştir. 2 Aralık 1996 tarihinde, mahkeme, ek bilirkişi incelemesi yapılmasına karar vermiştir.

4 Aralık 1997 tarihli bir kararla, mahkeme, başvuranın talebini kısmen kabul etmiştir.

3 Kasım 1998 tarihinde, Yargıtay, özellikle bir kez daha ek bilirkişi incelemesi yapılması gerekliliğini belirterek sözkonusu kararı bozmuştur.

28 Mayıs 1999 tarihinde, Ticaret Mahkemesi davayı yeniden incelemiş ve ek bilirkişi incelemesi yapılmasına hükmetmiştir. 2 Ekim 2000 tarihinde ek bilirkişi incelemesi mahkemeye tebliğ edilmiştir. 15 Mart 2001 tarihinde, mahkeme, bilirkişi incelemeleri arasındaki çelişkilere itiraz etmiş ve bilirkişi heyetinin değiştirilerek yeni bir bilirkişi incelemesi yapılamasına karar vermiştir.

27 Aralık 2001 tarihinde, mahkeme reddi hakim talebini içeren dilekçeyi kabul etmiş ve başvuranın avukatı hakkında mahkemeye hakaretten suç duyurusunda bulunmuştur.

28 Şubat 2002 tarihinde, reddi hakim talebini incelemekle görevli Ticaret Mahkemesi’nin başka bir dairesi, başvuranın talebini reddetmiştir. 4 Nisan 2002 tarihinde, Yargıtay, sözkonusu kararı bozmuştur.

İstanbul Ticaret Mahkemesi 6. Dairesi, davaya bakmakla görevlendirilmiştir. Mahkeme, yedi duruşma gerçekleştirmiştir. 19 Şubat 2004 tarihinde, başvuranın talebi reddedilmiştir.

11 Kasım 2005 tarihinde, Yargıtay, sözkonusu kararı onamıştır.

2. İkinci Yargılama

19 Ekim 2001 tarihinde, başvuran, Ticaret Mahkemesi’nde ek talep içeren dava açmıştır. 26 Mart 2004, 5 Temmuz 2004 ve 26 Eylül 2005 tarihlerinde, banka kayıtları yerinde incelenmiştir.

11 Mart 2005 tarihinde, mahkemece yapılmasına hükmedilen bilirkişi incelemesi bankaya tebliğ edilmiştir. Bu süre zarfında Pamukbank, Halkbank tarafından satın alınmıştır. Dava, Halkbank’a karşı devam etmiştir. Taraflarca mahkemeye çok sayıda belge sunulmuştur.

6 Haziran 2006 tarihinde, mahkeme başvuranın talebini reddetmiştir. 15 Nisan 2008 tarihinde sözkonusu karar Yargıtay tarafından onanmıştır. 7 Kasım 2008 tarihinde, başvuran tarafından yapılan karar düzeltme başvurusu reddedilmiştir.

B. Mahmut Ekrem Erhun ve Colette Monique Erhun tarafından açılan 53842/07 no’lu başvuru

1992 yılında, başvuranları kızı Caroline Erhun, Pamukbank Menkul Kıymetler Merkezi’ne nominal değerli hisse senetleri tevdi etmiştir. Ayrıca Caroline Erhun, sözkonusu banka ile Borsa Kredi Sözleşmesi imzalamıştır. 16 Ekim 1992 tarihli hesap ekstresi ile banka, Caroline Erhun’a bakiye borcunu göndermiştir. 29 Kasım 1992 tarihinde, Caroline Erhun, noter aracılığıyla yolladığı bir mektupla hesap ekstresindeki meblağa itiraz etmiştir. 10 Eylül 1993 tarihinde, banka, Caroline Erhun’u, borcunu kapatmak amacıyla bir kısım hisse senetleri sattığı hususunda bilgilendirmiştir.

12 Temmuz 1995 tarihinde, Caroline Erhun, İstanbul Ticaret Mahkemesi’nde hisse senetlerinin iadesi ve tazminat ödenmesi istemiyle dava açmıştır.

Caroline Erhun’un ölümünün ardından, başvuranlar, mirasçı sıfatıyla davayı sürdürmüşlerdir.

7 Temmuz 2004 tarihinde, mahkeme, başvuranların taleplerini reddetmiştir. 24 Temmuz 2006 tarihinde, Yargıtay, sözkonusu kararı bozmuştur.

9 Eylül 2004 tarihinde başvuranlar, Ticaret Mahkemesi’nde ek talep içeren dava açmışlardır.

6 Şubat 2007 tarihinde, 12 Temmuz 1995 tarihli esas dava ile ek davadan oluşan iki dava birleştirilmiştir. Dava halen İstanbul Ticaret Mahkemesi’nde derdesttir.

HUKUK

Başvuranlar, yukarıda sözü edilen dava sürelerinden şikayetçi olmakta ve AİHS’nin 6/1 maddesine atıfta bulunmaktadırlar.

Hükümet, başvuranların ulusal merciler önünde hiçbir zaman yargılama süresinin uzunluğundan şikayetçi olmamaları gerekçesi ile ve davanın halen iç hukukta derdest olması nedeniyle AİHM’ye sözkonusu şikayetleri kabuledilemez ilan etmesi çağrısında bulunmaktadır. Esasa ilişkin olarak Hükümet, başvuranların iddialarına karşı çıkmaktadır.

AİHM, Türk hukuk düzeninin, yargılanabilirlere, yargılama süresi hakkında şikayette bulunabilmeyi sağlayan etkin bir başvuru yolunu sunmadığını daha önce de tespit ettiğini hatırlatmaktadır (Ebru ve Tayfun Engin Çolak- Türkiye, başvuru no: 60176/00, 30 Mayıs 2006).

Süresinin çok uzun olmasından şikayet edilen bir yargılamanın önce sona ermesi gerektiğini söylemek yerinde olmayacağından ikinci itiraz şikayetin niteliği ile bağdaşmamaktadır. Sonuç olarak AİHM, Hükümet’in itirazlarını reddetmektedir.

AİHS’nin 35. maddesinin 3. paragrafı çerçevesinde başvurunun dayanaktan yoksun olmadığını kaydeden AİHM, ayrıca, başka açılardan bakıldığında da kabuledilemezlik unsuru bulunmadığını tespit eder. Bu nedenle başvuru kabuledilebilir niteliktedir.

4818/03 no’lu başvuru ile ilgili olarak, birinci yargılama için, dikkate alınacak dönem 11 Temmuz 1995 tarihinde başlamış ve 11 Kasım 2005 tarihinde sona ermiştir. Dolayısıyla sözkonusu dönem, iki dereceli yargıda yaklaşık on yıl dört ay sürmüştür.

İkinci yargılama için dikkate alınacak dönem 19 Ekim 2001 tarihinde başlamış ve 7 Kasım 2008 tarihinde sona ermiştir. Dolayısıyla sözkonusu dönem iki dereceli yargıda yaklaşık yedi yıl bir ay sürmüştür.

Başvuranlar tarafından yapılan 53842/07 no’lu başvuruya ilişkin olarak ise, ihtilaf konusu süre 12 Temmuz 1995 tarihinde başlamıştır ve AİHM’nin sahip olduğu unsurlara göre, dava Yargıtay’ın iadesinin ardından İstanbul Ticaret Mahkemesi’nde halen derdesttir. Sözkonusu dönem halihazırda iki dereceli yargıda on üç yıl on aydan fazla sürmüştür.

AİHM, yargılama sürecinin makul yapısının dava koşullarını takiben ve mahkeme yerleşik içtihatları, özellikle davanın karmaşıklığı, başvuranın ve yetkili mercilerin tutumu ve ilgililer bakımından davanın önemi dikkate alınarak değerlendirildiğini hatırlatmaktadır (Bkz. diğerleri arasından Frydlender-Fransa, başvuru no: 30979/96).

AİHM, müteaddit defalar mevut davadakine benzer sorunları ortaya koyan davalarıincelemiş ve AİHS’nin 6/1 maddesinin ihlal edildiğini tespit etmiştir (ibidem).

Takdirine sunulan unsurları incelemesinin ardından AİHM, işbu davada farklı bir sonuca ulaşmak için Hükümet’in ikna edici hiçbir tespit ve argüman sunmadığı kanaatindedir.

Konuya ilişkin içtihadını göz önüne alarak AİHM, mali değerler ile ilgili olarak davanın karmaşıklığına ve ulusal mahkemelerin çok sayıda bilirkişi incelemesi yaptırmak zorunda kalmasına rağmen, işbu davada, ihtilaf konusu yargılamaların süresinin uzun olduğunu ve “makul süre” ilkesine riayet etmediğini belirler.

Bu itibarla AİHS’nin 6/1 maddesi ihlal edilmiştir.

AİHS’nin 41. maddesinin uygulanması ile ilgili olarak başvuranlar, sözkonusu yargılamalardan kaynaklanan mali kayıplar nedeniyle 2.500.000 Amerikan Doları (kararın kabul edildiği tarihte yaklaşık 1.900.000 Euro) talep etmektedirler. Manevi tazminata ilişkin olarak ise başvuranlar, 250.000 Amerikan Doları(yaklaşık 190.000 Euro) talep etmektedirler. Son olarak başvuranlar yargılama masraf ve giderleri için 600.000 Amerikan Doları(45.500 Euro) talep etmektedirler. Hükümet, sözkonusu taleplere itiraz etmektedir.

İleri sürülen maddi tazminat ile tespit edilen ihlal arasında hiçbir illiyet bağı göremeyen AİHM, tazminat talebinin bu kısmını reddetmektedir. Buna karşın başvuranların belli bir manevi zarara uğramalarından dolayı AİHM, 4818/03 no’lu başvurunun konusu olduğu yargılamalar nedeniyle Mahmut Ekrem Erhun’a 9.000 Euro ödenmesine karar vermiştir. 53842/07 no’lu başvuru ile ilgili olarak AİHM, başvuranlara ortaklaşa olarak 10.000 Euro ödenmesine karar vermiştir. Belgelere dayanmadığını göz önüne alan AİHM, yargılama masraf ve giderlerine ilişkin talebi reddetmektedir.

BU GEREKÇELERE DAYALI OLARAK, AİHM, OYBİRLİĞİYLE,

1. Başvuruların geri kalan kısımlarının kabuledilebilir olduğuna;

2. AİHS’nin 6/1 maddesinin ihlal edildiğine;

3. a) AİHS’nin 44/2 maddesi gereğ ince kararın kesinleştiği tarihten itibaren üç ay içinde, ödeme tarihindeki döviz kuru üzerinden Türk Lirası’na çevrilmek üzere, Savunmacı Devlet tarafından, her türlü vergiden muaf tutularak, Mahmut Ekrem Erhun’a (başvuru no: 4818/03) 9.000 Euro (dokuz bin Euro) ve iki başvurana (başvuru no: 53842/07) ortaklaşa olarak 10.000 Euro (on bin Euro) manevi tazminat ödenmesine;

b) sözkonusu sürenin bittiği tarihten itibaren ödemenin yapılmasına kadar Hükümet tarafından, Avrupa Merkez Bankası’nın o dönem için geçerli olan faiz oranının üç puan fazlasına eşit oranda basit faiz uygulanmasına;

4. Adil tatmine ilişkin diğer tüm taleplerin reddine;

KARAR VERMİŞTİR.

İşbu karar Fransızca olarak hazırlanmış ve AİHM’nin iç tüzüğünün 77. maddesinin 2. ve 3. paragraflarına uygun olarak 16 Haziran 2009 tarihinde yazılıolarak bildirilmiştir.

 

Benzer Yazılar:

Yorum yapın