T.C.
YARGITAY
11. CEZA DAİRESİ
E. 2011/466
K. 2011/1661
T. 23.3.2011
• NÜFUS CÜZDANINDA SAHTECİLİK ( Aldatma Yeteneğinin Bulunup Bulunmadığının Takdirinin Mahkemeye Ait Olduğu – Nüfus Cüzdanının Celbinin Sağlanacağı )
• KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETMEK ( Hükümden Sonra Yürürlüğe Giren Çek Kanunu İle Hükümlünün Adli Sicil Kaydında Bulunan Sabıkaların Tekerrüre Esas Olup Olmadığının Değerlendirileceği )
• TEKERRÜR ( Karşılıksız Çek Keşide Etmek – Hükümden Sonra Yürürlüğe Giren Çek Kanunu İle Hükümlünün Adli Sicil Kaydında Bulunan Sabıkaların Tekerrüre Esas Olup Olmadığının Değerlendirileceği )
5237/m.58, 204
5941/m.Geç.2
ÖZET : Belgelerde sahtecilik suçlarında aldatma yeteneği bulunup bulunmadığının takdirinin mahkemeye ait olduğu da nazara alınarak, suça konu nüfus cüzdanının celbi sağlanmalıdır.
Hükümden sonra yürürlüğe giren “Çek Kanunu” ile karşılıksız çek keşide etmek suçlarından dolayı adli sicil kaydında bulunan ve tekerrüre esas alınan sabıkalarının, tekerrüre esas olup olmadığının Çek Kanunu gereği tekerrüre esas olup olmadığı değerlendirilmelidir.
DAVA : Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR : Dosya kapsamından sanığın, Akhisar İlçesi Dereköy Köyünde zeytin ticaretiyle uğraşan Şaban K.’a kendisini Ömürcan Ç. olarak tanıtıp, zeytin satın alacağını söyleyerek yardımını isteyip, onun aracılığıyla tanıştığı katılanlar Ali G., Mehmet S., Celal O., Dündar K. ve Orhan Ş. ile şikayetçiler Mesut C., Ahmet A., Musa K. ve Faruk E.’den farklı yer ve zamanlarda zeytin satın alıp, karşılığında Ömürcan Ç. sahte ismiyle bankada açtırdığı hesaptan aldığı çekleri her bir hukuki ilişki nedeniyle ayrı ayrı düzenleyerek vermek suretiyle gerçekleştirdiği şikayetçi Şaban K.’ın suça iştirak ettiğine dair bir iddianın bulunmadığı olayda, her bir şikayetçi ve katılan bakımından ayrı dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını oluşturduğunu kabul eden mahkemenin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığından ve şikayetçiler ile katılanların zararlarının da sanık tarafından giderilmediğinden tebliğnamedeki bozma isteyen. 1 nolu ve sanığın, 5237 Sayılı Yasanın 158/1 -f maddesi uyarınca 5377 sayılı Yasa ile yapılan değişiklik uygulanmayıp her bir dolandırıcılık suçundan teşdiden 3’er yıl hapis cezasıyla mahkûmiyetine hükmolunduğu anlaşıldığından 3 nolu düşüncelere iştirak edilmemiştir.
I-Sanığın, katılanlar Ali G., Mehmet S. ve Celal O.’a yönelik dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından mahkûmiyetine dair hükümlere yönelik sanık ve müdafilerinin temyiz itirazlarının incelenmesinde,
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin tahkikat neticelerine uygun olarak tecelli eden kanaat ve takdirine, tetkik olunan dosya içeriğine göre sanık ve müdafilerinin, yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
5237 Sayılı Yasanın 58. maddesinin infaza ilişkin olup lehe olması nedeniyle 5237 sayılı Yasanın uygulandığı 01.06.2005 tarihinden önce işlenen suçlara uygulanamayacağı gözetilmeden, katılanlar Ali G., Mehmet S. ve Celal O.’a yönelik dolandırıcılık suçlarında sanık hakkında anılan maddenin uygulanmasına karar verilmesi,
Yasaya aykırı ise de; yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun 5320 Sayılı Yasanın 8. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 Sayılı Yasanın 322. maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkrasından 5237 Sayılı Yasanın 58. maddesinin uygulanmasına ilişkin 4, 5 ve 6. maddelerin ( g ) bentlerinin çıkartılması suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan sanığın, katılanlar Ali G., Mehmet Sarıkaya ve Celal Okol’a yönelik dolandırıcılık suçlarından mahkûmiyetine dair hükümlerin DÜZELTİLEREK, resmi belgede sahtecilik suçlarından mahkûmiyetine dair hükümlerin ise doğrudan ONANMASINA,
II-Sanığın, 01.06.2005 tarihinden sonra işlediği iddia olunan şikayetçi Mesut Ceylan’a yönelik dolandırıcılık, katılanlarDündar K. ve Orhan Şafak ile şikayetçiler Ahmet Akın, Musa Kurtulan ve Faruk Eren’e yönelik dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik ile nüfus cüzdanında sahtecilik suçlarından mahkûmiyetine dair hükümlere yönelik sanık ve müdafilerinin temyizine gelince,
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin tahkikat neticelerine uygun olarak tecelli eden kanaat ve takdirine, tetkik olunan dosya içeriğine göre sanık ve müdafilerinin, yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
1-Belgelerde sahtecilik suçlarında aldatma yeteneği bulunup bulunmadığının takdirinin mahkemeye ait olduğu da nazara alınarak, suça konu nüfus cüzdanının celbi sağlanıp incelenmek suretiyle özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması ve denetime olanak verecek şekilde dosya içine konulması gerektiği gözetilmeden eksik inceleme sonucu yazılı şekilde nüfus cüzdanında sahtecilik suçundan sanığın mahkûmiyetine hükmolunması,
2-Kabule göre de:
Suça konu sahte nüfus cüzdanının sanık tarafından en son 17.08.2005 tarihinde kullanılması nedeniyle suç tarihi itibariyle yürürlükte olan 5237 Sayılı Yasanın 204/1. maddesi yerine, yazılı şekilde 765 Sayılı TCK.nun 350/2- 3. maddesi uyarınca mahkûmiyetine karar verilmesi.
Yasaya aykırı,
3-Hükümden sonra 20.12.2009 tarih ve 27438 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 5941 sayılı “Çek Kanunu” ile 3167 sayılı “Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanun” yürürlükten kaldırılmış olduğundan sanığın, karşılıksız çek keşide etmek suçlarından dolayı adli sicil kaydında bulunan ve tekerrüre esas alınan sabıkalarının, anılan Yasanın geçici 2. maddesi hükümleri nazara alınarak, 5237 Sayılı TCK.nun 58. maddesi uyarınca tekerrüre esas olup olmadığının değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş, sanık ve müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 Sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 Sayılı CMUK.nun 321 nci maddesi uyarınca BOZULMASINA, ceza miktarı itibariyle kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, 23.03.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.