Anonim Şirket Ortakları

Anonim Şirket Ortakları

 şirket avukatı anonim şirket

T.C.

YARGITAY

11. HUKUK DAİRESİ

E. 2009/1110

K. 2010/12382

T. 2.12.2010

• GEÇERLİ ŞEKİLDE ORTAKLIK İLİŞKİSİNİN KURULMADIĞININ TESPİTİ ( Verilen Paranın Tahsili İstemi – TTK’nun 329 ve 405. Md.Uyarınca Anonim Şirket Ortakları Kural Olarak Şirkete Yatırdıkları Sermayeyi Geri İsteyemeyecekleri )

• ŞİRKET ORTAKLIĞI ( Gerçekten Kazanılıp Kazanılmadığı Şayet Davacıdan Nominal Değer Üzerinden Bir Bedel Alınmış İse Primli Hisse Senedi Çıkarılması Yolunda Bir Kararın Bulunup Bulunmadığı Hususlarının Tek Tek Tespit Edilmesi Gerektiği )

• ANONİM ŞİRKET ORTAKLARI ( Kural Olarak Şirkete Yatırdıkları Sermayeyi Geri İsteyemeyecekleri – Ayrıca Yetkili Kurulların Bir Kararı Olmadıkça da Anonim Şirketler Pay Senetlerini Nominal Bedellerinin Üzerinde Halka Arz Edemeyecekleri )

• YENİ PAY ALMAK SURETİYLE ORTAKLIK ( Söz Konusu İse Davacıya Verilen Pay Senetlerinin O Tarih İtibariyle Nominal Değerinin Ne Olduğu ve Şayet Davacıdan Nominal Değer Üzerinden Bir Bedel Alınmış İse Primli Hisse Senedi Çıkarılması Yolunda Bir Kararın Bulunup Bulunmadığı Hususlarının Tek Tek Tespiti Gerektiği )

6762/m.329,405

ÖZET : Dava, geçerli şekilde ortaklık ilişkisinin kurulmadığının tespiti ve bu amaçla verilen paranın tahsili istemlerine ilişkindir. TTK’nun 329 ve 405. maddeleri uyarınca anonim şirket ortakları kural olarak şirkete yatırdıkları sermayeyi geri isteyemezler. Ayrıca yetkili kurulların bir kararı olmadıkça da anonim şirketler, pay senetlerini nominal bedellerinin üzerinde halka arz edemezler.

Mahkemece, konusunda uzman bir bilirkişi kurulu oluşturulup, davalı şirketlerin yasal defter ve kayıtları üzerinde inceleme yaptırılmak suretiyle, davalı şirketlerin ortaklık durumunun gerçekten de ikincil kayıtlar tutulmak suretiyle takip edilip edilmediği, şirket ortaklığının gerçekten kazanılıp kazanılmadığı, davacının davalı şirketlere pay senedi satın almak suretiyle mi yoksa devir suretiyle mi ortak olduğu, yeni pay almak suretiyle ortaklık söz konusu ise davacıya verilen pay senetlerinin o tarih itibariyle nominal değerinin ne olduğu, şayet davacıdan nominal değer üzerinden bir bedel alınmış ise primli hisse senedi çıkarılması yolunda bir kararın bulunup bulunmadığı hususlarının tek tek tespit edilmesi, aksi sonuca varıldığında ‘çoğun içinde az da vardır kuralı’ gereği varsa davacıdan fazla alınan bedelin iadesine ( tahsiline ) karar verilmesi ve açıklanan tüm bu hususların tereddütsüz şekilde ortaya konulmasından sonra davalıların hukuki durumlarının buna göre belirlenmesi gerekir.

DAVA : Taraflar arasında görülen davada Yozgat 2.Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 03.06.2008 tarih ve 2008/72 – 2008/310 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi duruşmalı olarak davacı vekili tarafından istenmiş olmakla, duruşma için belirlenen 30.11.2010 gününde davacı avukatı  ile davalı gelip, temyiz dilekçesinin süresinde verildiği anlaşıldıktan ve duruşmada hazır bulunan taraf avukatları dinlenildikten sonra, duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakılmıştı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, davalı şirketin içinde bulunduğu Yimpaş Grubu’nun 1990 yılından itibaren Almanya başta olmak üzere birçok ülkede garanti verilerek binlerce kişiden mevduat toplandığını, müvekkilinin 20.000 DM ( 10.225.83 Euro ) karşılığı 17.713.18 YTL karşılığında hisse senedi ile ortak olduğunu, parasını her istediği anda alabileceği garantisinin verildiğini, müvekkiline herhangi bir faiz ve para ödemesi yapılmadığını ileri sürerek müvekkili tarafından yatırılan 10.225.83 Euro ( 20.000 DM ) karşılığı 17.713.18 YTL’nın talep tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalılar vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamına göre, davacının davalı şirkette 228 adet hissesi bulunduğu, TTK’nun 405/2. maddesi uyarınca sermaye şirketlerinde sermaye olarak şirkete verilenin istenemeyeceği, ….. davalı olarak gösterilmiş ise de, davanın niteliği itibariyle bir sermaye şirketi olan anonim şirket yönetim kurulu başkanının kişisel sorumluluğunu gerektirir bir durumun mevcut olmadığı gibi, ortaklık sözleşmesinin kurulması sırasında adı geçen davalının sözleşmeye etki eden, taraf iradelerini ifsat eden herhangi bir eyleminden de söz edilmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

Dava, geçerli şekilde ortaklık ilişkisinin kurulmadığının tespiti ve bu amaçla verilen paranın tahsili istemlerine ilişkindir.

Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmişse de hüküm yeterli araştırma ve incelemeye dayanmamaktadır. Gerçekten de TTK’nun 329 ve 405. maddeleri uyarınca anonim şirket ortakları kural olarak şirkete yatırdıkları sermayeyi geri isteyemezler. Ayrıca yetkili kurulların bir kararı olmadıkça da anonim şirketler, pay senetlerini nominal bedellerinin üzerinde halka arz edemezler.

Somut olayda da davacı vekili, müvekkiline hisse talep formu imzalatılarak ( 20.000 ) DM ödeme yaptığını, ancak geçerli bir şekilde davalı şirketlere ortak olmadığını iddia etmektedir. Bu talep formu davalı Yimpaş Yozgat İhtiyaç Maddeleri A.Ş. unvanını taşımakta olup, ödenen miktarın ( 20.000 ) DM olduğu açıklamalarını içermekte ve davacı ile bir başkasının imzasını taşımaktadır. Ancak, davacının imzası dışındaki imzanın davalılarla nasıl bir bağlantısının olduğuna yönelik bilgiye yer verilmemiştir. Davalı Yimpaş Holding AŞ.’nin 22.04.2008 tarihli yazısında da davacının Yimpaş Yozgat İhtiyaç Maddeleri A.Ş.’nde ( 50.000 ) TL nominal bedelli 228 adet hissesinin bulunduğu bildirilmiştir. Takasbank’ın 21.03.2008 tarihli yazısıda bu yöndedir.

Öte yandan davacı vekilince dosyaya sunulan ve Dairemize intikal eden diğer dosyalardan da bilinen SPK duyuru ve kararlarında, davalı şirketlerin de aralarında bulunduğu Yimpaş Grubu Şirketlerinin, pay defterlerinin gerçek ortaklık durumunu yansıtmadığı, ortaklık durumlarının ikincil kayıtlar tutulmak suretiyle izlendiği belirtilmiş, söz konusu şirketlerce gönderilen ve Takasbank’ta bulunan resmi pay defterleri bilgilerinin temin edilerek ilgililerin ellerinde bulunan belgelerle karşılaştırılmak suretiyle gerektiğinde dava açılması önerilmiştir. Somut uyuşmazlık yönünden de davalı taraf kayıtlarının yukarıdaki bentte açıklanan çelişkili durumu karşısında, anılan hisse senetlerinden, mevzuatın öngördüğü biçimde sahih ve gerçek hak sahipliği sonucunu doğuran, davalı şirketlerin yasal pay defterlerinde yer aldığında hiçbir kuşku bulunmayan nitelikte olmalarının anlaşılması gerektiğinde duraksanmamalıdır.

Bu durum karşısında mahkemece, konusunda uzman bir bilirkişi kurulu oluşturulup, davalı şirketlerin yasal defter ve kayıtları üzerinde inceleme yaptırılmak suretiyle, davalı şirketlerin ortaklık durumunun gerçekten de ikincil kayıtlar tutulmak suretiyle takip edilip edilmediği, şirket ortaklığının gerçekten kazanılıp kazanılmadığı, davacının davalı şirketlere pay senedi satın almak suretiyle mi yoksa devir suretiyle mi ortak olduğu, yeni pay almak suretiyle ortaklık söz konusu ise davacıya verilen pay senetlerinin o tarih itibariyle nominal değerinin ne olduğu, şayet davacıdan nominal değer üzerinden bir bedel alınmış ise primli hisse senedi çıkarılması yolunda bir kararın bulunup bulunmadığı hususlarının tek tek tespit edilmesi, aksi sonuca varıldığında ‘çoğun içinde az da vardır kuralı’ gereği varsa davacıdan fazla alınan bedelin iadesine ( tahsiline ) karar verilmesi ve açıklanan tüm bu hususların tereddütsüz şekilde ortaya konulmasından sonra davalıların hukuki durumlarının buna göre belirlenmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 02.12.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Benzer Yazılar:

Yorum yapın