Avupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararı

Avupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararı

DÜZDEMİR VE GÜNER – TÜRKİYE DAVASI

25952/03, 25966/03

STRAZBURG

27 MAYIS 2010

İKİNCİ DAİRE

KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ

İşbu karar AİHS’nin 44/2 maddesinde belirtilen koşullar çerçevesinde kesinleşecektir. Şekli düzeltmelere tabi olabilir.

Türkiye Cumhuriyeti aleyhine açılan 25952/03 ve 25966/03 no’lu davanın nedeni, İsa Düzdemir ve Gıyasettin Güner (“başvuranlar”) adlı iki T.C. vatandaşının, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne 26 Mayıs 2003 tarihinde, İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına ilişkin Sözleşme’nin (“Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin – AİHS”) 34. maddesi uyarınca yapmış oldukları başvurudur.

Başvuranlar Diyarbakır Barosu avukatlarından S. Çınar tarafından temsil edilmiştir.

Savunmacı Devlet 9 Temmuz 2009 tarihli bir yazıyla, AİHM’ye, başvuran İsa Düzdemir’in 19 Nisan 2008 tarihinde vefat ettiğini bildirmiştir. Başvuranların avukatı 6 Ağustos 2009 tarihli yazıyla başvuran İsa Düzdemir’in belirtilen tarihte vefat ettiğini doğrulamış, AİHM’ye başvuranın varisleri, Mehmet

Düzdemir, Şükrü Düzdemir, Ahmet Düzdemir, Abdurrahman Düzdemir, Harun Düzdemir ve Musa Düzdemir’in başvuruyu sürdürmek istediklerini bildirmiştir.

OLAYLAR DAVANIN KOŞULLARI

Sırasıyla 1981 ve 1961 doğumlu başvuranlar Diyarbakır’da ikamet etmişlerdir.

Başvuranlar 5 Mayıs 1999 tarihinde Diyarbakır İli Sur Belediyesi’nde (“Belediye”) geçici olarak girdikleri işten çıkarılmışlardır.

Başvuranlar Belediye hakkında kıdem ve ihbar tazminatları ve maaş vs. alacakları ile ilgili olarak Diyarbakır İş Mahkemesinde dava açmışlardır.

İş mahkemesi 23 Aralık ve 11 Kasım 1999 tarihlerinde başvuranların alacaklarının ödenmesine hükmetmiş, faizleriyle beraber başvuran İsa Düzdemir’e 324.681.000 Türk Lirası (TL), başvuran Gıyasettin Güner’e ise 927.531.000 TL ödenmesine karar vermiştir. İtiraz yapılmaması üzerine kararlar sırasıyla, 3 Ocak 2000 ve 22 Kasım 1999 tarihlerinde kesinleşmiştir.

Başvuruların sunulduğu tarihte, hükmedilen ödemeler halen yapılmamıştı. Ancak bu esnada 31 Temmuz 2008 ile 10 Şubat 2005 tarihlerinde taraflar ile Belediye arasında dostane çözüme gidilmiş ve sözkonusu ödemeler gerçekleştirilmiştir.

HUKUK

AİHM, hukuki ve fiili bakımdan benzer konularda olması nedeniyle başvuruların birleştirilmesine karar vermiştir.

I. LOCUS STANDI (DAVAYA EHLİYET)

AİHM, başvuran İsa Düzdemir’in 19 Nisan 2008 tarihinde vefat ettiğini ve varisleri Mehmet Düzdemir, Şükrü Düzdemir, Ahmet Düzdemir, Abdurrahman Düzdemir, Harun Düzdemir ve Musa Düzdemir’in başvuruyu sürdürmek istediklerini belirttiklerini kaydeder.

Hükümet başvuranların varislerinin AİHM önünde başvuruyu sürdürmelerine itiraz etmiş, başvuranın 19 Nisan 2008 tarihinde vefat etmesine karşın, varislerinin başvuruyu sürdürme isteklerini 6 Ağustos 2009 tarihinde, Hükümet’in AİHM’ye başvuranın vefatını bildirmesinden sonra ilettiklerini savunmuştur.

AİHM başvuranın davanın görülmesi esnasında vefat ettiği birkaç davada, başvuranın varislerinin veya yakın akrabalarının AİHM’ye yapılan başvuruyu sürdürme isteklerini belirten ifadelerini göz önünde bulundurduğunu yineler (diğerlerinin yanı sıra bkz. Dalban – Romanya [BD], 28114/95; Latif Fuat Öztürk- Türkiye, 54673/00; Mutlu – Türkiye, 8006/02).

Başvuranın varislerinin mevcut davada iş mahkemesinin kararının icrasında “somut bir maddi çıkarı” bulunduğu göz önünde bulundurulursa, AİHM, Hükümet’in diğer ön itirazlarının etkisi altında kalmaksızın, mevcut başvuruyu başvuranın yerine sürdüreceği kanısındadır. Öte yandan İsa Düzdemir’e başvuran olarak atıfta bulunulmaya devam edilecektir.

II. AİHS’NİN 6/1 MADDESİ İLE AİHS’YE EK 1 NO’LU PROTOKOL’ÜN 1. MADDESİNİN İHLAL EDİLDİĞİ İDDİASI

Başvuranlar, makamların Diyarbakır İş Mahkemesi’nin kararlarına uzun süre uymamalarının AİHS’nin 6. maddesinin teminat altına aldığı haklarını ihlal ettiğini iddia etmişlerdir. Ayrıca AİHS’ye Ek 1 No’lu Protokol’ün 1. maddesi uyarınca makamların başvuranların alacaklarını ödememelerinin, mülkiyetin çekişmesiz kullanımı haklarını ihlal ettiğinden şikayetçi olmuşlardır.

A. Kabuledilebilirliğine ilişkin

Hükümet başvuruların sunulmasından sonra Belediye’nin alacaklarını ödemek üzere başvuranları davet ettiğini belirtmiştir. Belediye’yle başvuranlar dostane çözüme ulaşmışlardır. Hükümet AİHM’den başvuruları, başvuranların mağdur sıfatlarını kaybettikleri gerekçesiyle kabuledilmez olarak ilan etmesini istemiştir.

Başvuranlar sözkonusu anlaşmayı, yaşadıkları maddi güçlükler nedeniyle imzaladıklarını, bu anlaşma kapsamında aldıkları ödemelerin asıl ödemenin yalnızca bir kısmını teşkil ettiğini iddia etmişlerdir.

AİHM, dostane çözümün, başvuranların herhangi bir tazminat talebi ve hakkı ile masraflar ve yargılama gideri vb. ödemelerden vazgeçtiklerini şarta bağladığını gözlemler.

AİHM başvuranların mağdur sıfatlarının imzaladıkları anlaşmalar yoluyla ancak kısmen kalktığı kanısındadır. Ulusal anlaşmalar başvuranların AİHS’ye Ek 1 No’lu Protokol’ün 1. maddesi kapsamındaki taleplerini kapsamaktadır. Dolayısıyla anlaşma yoluyla çözülen “mesele” yalnızca “mülkiyetten yoksun kalma” şikayetidir. Esasında, alacağın ödenmesi mülkiyet bağlantılı konularla ilgili olarak yeterli bir karşılık olsa da, başvuranların

AİHS’nin 6/1 maddesi kapsamındaki, makamların iş mahkemesinin kararlarını uygulamamalarından doğan şikayetlerine çözüm teşkil etmemiştir.

Bu koşullarda AİHM, içtihadına dayanarak (bkz. Çiçek ve Öztemel ve Diğerleri – Türkiye, 74069/01, 74703/01, 76380/01, 16809/02, 25710/02, 25714/02 ve 30383/02; Ekici ve Diğerleri), başvuranların mağdur sıfatlarının AİHS’ye Ek 1 No’lu Protokol’ün 1. maddesi kapsamında kalktığını, başvuranların bu çerçevedeki şikayetlerinin AİHS’nin 35. maddesinin 3. ve 4. fıkralarıyla uyumlu olarak açıkça dayanaktan yoksun olduğu gerekçesiyle reddedilmesi gerektiği kanısındadır. Öte yandan, 6/1 madde kapsamındaki şikayetin esastan ayrı incelenmesi gerekmektedir ve AİHS’nin 35. maddesinin 3. fıkrası çerçevesinde kabuledilemezlik unsuru bulunmamaktadır.

B. Esas

AİHM, Diyarbakır İş Mahkemesi’nin başvuranlarla ilgili 23 Aralık ve 11 Kasım 1999 tarihli kararlarının 31 Temmuz 2008 ve 10 Şubat 2005 tarihlerinde anlaşmalar imzalanana dek uygulanmadığını kaydeder.

Yukarıdakiler ışığında, AİHM, mevcut davalarda nihai hukuki kararlarla uyumlu olmak bakımından alınması gereken gerekli tedbirlerin birkaç yıl boyunca alınmaması sonucunda, makamların, 6/1 maddenin hükümlerini, en etkin etkilerinden yoksun bıraktığı kanısındadır (bkz. Çiçek ve Öztemel ve Diğerleri; Ekici ve Diğerleri).

Buna göre her iki başvuran bakımından AİHS’nin 6/1 maddesi ihlal edilmiştir. III. AİHS’NİN 41. MADDESİNİN UYGULANMASI

A. Tazminat ve yargılama giderleri

Başvuranların her biri, mahkeme kararıyla ödenmesine hükmedilen alacakları düzgün biçimde ödenip bankaya yatırılsaydı, alacakları faizle beraber elde edecekleri meblağ olduğun savundukları 25.348’er Türk Lirası (TL ) maddi tazminat talep etmişlerdir. Ayrıca 6.000 Euro manevi tazminat ile AİHM’de meydana gelen mahkeme masrafları için 1.061 Euro talep etmişlerdir.

Hükümet bu taleplere itiraz etmiştir.

AİHM, AİHS’ye Ek 1 No’lu Protokol’ün 1. maddesi kapsamındaki tespitlerine uygun olarak, başvuranların maddi tazminat hakkı bulunmadığı kanısına varmıştır. Bu nedenle bu talebi reddeder.

Öte yandan AİHM, ayrıca, her iki başvuranla ilgili olarak, ulusal mahkeme kararlarının uzun süre uygulanmaması nedeniyle AİHS’nin 6/1 maddesinin ihlal edildiğini tespit ettiğini göz önünde bulundurduğunda, başvuranların zararının yalnızca ihlal tespit edilmesiyle yeterince telafi edilemeyeceği kanısındadır. Davaların koşulları ile içtihat göz önünde bulundurulduğunda, AİHM, başvuranlara 6.000’er Euro ödenmesine hükmeder.

Yargılama giderleriyle ilgili olarak AİHM, başvuranların taleplerini destekleyici hiçbir belge sunmamaları nedeniyle bu başlık altında tazminata hükmetmemi ştir.

B. Gecikme Faizi

AİHM, Avrupa Merkez Bankası’nın marjinal kredi kolaylıklarına uyguladığı faiz oranına üç puanlık bir artışın eklenmesinin uygun olduğuna karar vermiştir.

AİHM YUKARIDAKİ GEREKÇELERE DAYANARAK, OYBİRLİĞİYLE

1. Başvuruların birleştirilmesine;

2. AİHS’nin 6/1 maddesi kapsamındaki şikayetin (işlemlerin haddinden uzun sürmesi) kabuledilebilir, başvurunun geri kalanının kabuledilemez olduğuna;

3. AİHS’nin 6/1 maddesinin ihlal edildiğine;

4. (a) Savunmacı Devlet’in, başvuranlara, AİHS’nin 44. maddesinin 2. fıkrası uyarınca kararın kesinleştiği tarihten itibaren üç ay içinde, ödeme gününde geçerli olan kur üzerinden Türk Lirası’na çevirerek, uygulanabilecek her türlü vergiyle beraber, 6.000’er Euro (altı biner Euro) ödemesine:

(b) Yukarıda anılan üç aylık sürenin aşılmasından ödeme gününe kadar geçen süre için Avrupa Merkez Bankası’nın kısa vadeli kredilere uyguladığı faiz oranına üç puan eklemek suretiyle elde edilecek oranın gecikme faizi olarak uygulanmasına;

5. Başvuranların adil tazmin taleplerinin kalan kısmının reddine,

KARAR VERMİŞTİR.

İşbu karar İngilizce hazırlanmış, AİHM İç Tüzüğü’nün 77. maddesinin 2. ve 3. fıkraları uyarınca 27 Mayıs 2010 tarihinde yazılı olarak tebliğ edilmiştir.

 

Benzer Yazılar:

Yorum yapın