T.C.
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ
E. 2011/13672
K. 2011/18623
T. 23.11.2011
• TÜKETİCİ (Bir Hukuki İşlemin 4077 S. Yasa Kapsamında Kaldığının Kabul Edilmesi İçin Kanunun Amacı İçerisinde Taraflar Arasında Mal ve Hizmet Satışına Dair Bir Hukuki İşlemin Olması Gerektiği)
• MAL VE HİZMET SATIŞI (Bir Hukuki İşlemin 4077 S. Yasa Kapsamında Kaldığının Kabul Edilmesi İçin Kanunun Amacı İçerisinde Taraflar Arasında Mal ve Hizmet Satışına Dair Bir Hukuki İşlemin Olması Gerektiği)
• GÖREV (4077 S. Kanunun 23. Md. Bu Kanunun Uygulanmasıyla İlgili Her Türlü İhtilafa Tüketici Mahkemelerinde Bakılacağı – Görevle İlgili Hususlarda Kazanılmış Hak Sözkonusu Olmayacağı)
4077/m.2,3,23
ÖZET : Bir hukuki işlemin 4077 Sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için Kanunun amacı içerisinde taraflar arasında mal ve hizmet satışına dair bir hukuki işlemin olması gerekir. Somut uyuşmazlıkta davacıyla davalı arasında 4077 Sayılı Kanunun değişik 11/A maddesi kapsamında sözleşme ilişkisi bulunduğu anlaşılmaktadır.
4077 Sayılı Kanunun 23. maddesi bu kanunun uygulanmasıyla ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağı öngörülmüştür.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine dair olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak sözkonusu olmaz. 4077 Sayılı Kanunun 2. ve 3. maddeleri gereği somut olaya 4077 Sayılı Kanunun uygulanması gerekmektedir. Aynı Kanunun 23. maddesi gereğince uyuşmazlığın çözümünde Tüketici Mahkemesi’nin görevli olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekir.
DAVA : Dava dilekçesinde 1.585,97 TL borçlu olmadığının tespiti ıslah dilekçesinde ödenen fatura yönünden istirdat davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının elektrik abonesi olduğunu, davalı kurumca hakkında kaçak elektrik kullandığı iddiasıyla 2 adet fatura düzenleyerek davacıya gönderildiğini, oysa Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğine uygun elektrik kullandığını belirterek söz konusu faturalar sebebiyle davacının borçlu olmadığının tespiti isteminde bulunmuştur. 19.6.2008 tarihli ıslah dilekçesiyle 10.2.2006 tarihli faturayı 7.4.2006 tarihinde ödemiş bulunması sebebiyle bu fatura yönünden davacının ödediği paranın istirdatını istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davacının kaçak elektrik kullanmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.
4822 Sayılı yasayla değişik 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde Kanunun amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, 1. maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir.
Bir hukuki işlemin 4077 Sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için Kanunun amacı içerisinde taraflar arasında mal ve hizmet satışına dair bir hukuki işlemin olması gerekir. Somut uyuşmazlıkta davacıyla davalı arasında 4077 Sayılı Kanunun değişik 11/A maddesi kapsamında sözleşme ilişkisi bulunduğu anlaşılmaktadır.
4077 Sayılı Kanunun 23. maddesi bu kanunun uygulanmasıyla ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağı öngörülmüştür.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine dair olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak sözkonusu olmaz.
4077 Sayılı Kanunun 2. ve 3 üncü maddeleri gereği somut olaya 4077 Sayılı Kanunun uygulanması gerekmektedir. Aynı Kanunun 23. maddesi gereğince uyuşmazlığın çözümünde Tüketici Mahkemesi’nin görevli olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde işin esasına girilip hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Bu itibarla yukarda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu sebeplerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün H.U.M.K.nun 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istenmesi halinde temyiz edene iadesine, 23.11.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.