Vasiyetin Reddi

Vasiyetin Reddi

 

T.C.

YARGITAY

2. HUKUK DAİRESİ

E. 2008/11865

K. 2009/16910

T. 7.10.2009

• VASİYETİN REDDİ ( Oturumda Kendisi Lehine Yapılan Vasiyeti İstemediğini İfade Etmiş Olan Kişinin Bu Beyanı Vasiyet Alacaklısının Vasiyeti Reddetmesi Niteliğinde Olduğu )

• ŞARTA BAĞLI VASİYETNAME ( Vasiyet Alacaklısının Vasiyeti Reddetmesi/Redden Vasiyet Yükümlüsü Olarak Davacının da Yararlanacağı – Davacının Vasiyetnamenin Bağlandığı Koşul ve Yüklemelerin “İlgili” Sıfatıyla Yerine Getirilmesini İsteyebileceği )

• VASİYETNAMENİN TENFİZİ ( Vasiyet Alacaklısının Vasiyeti Reddetmesi/Redden Vasiyet Yükümlüsü Olarak Davacının da Yararlanacağı – Davacının Vasiyetin Tenfizini İstemekle Korunmaya Değer Hukuki Yararı Bulunduğu )

• VASİYET ALACAKLISININ VASİYETNAMEDEN DOĞAN HAKKINI DİĞER MİRASÇILARA DEVRETMESİ ( Bunun Vasiyetnamenin Bağlandığı Koşulu Bozup Bozmadığının Belirlenmesi Açısından Bu Vasiyetin Tenfizini İstemekle Davacının Korunmaya Değer Hukuki Yararı Bulunduğu )

4721/m.616

ÖZET : Vasiyetname şarta bağlanmıştır. Davacı, vasiyet alacaklısı değil, yasal mirasçı olarak vasiyet yükümlüsüdür. Vasiyet alacaklılarından E., kendisine vasiyet edilen taşınmazdaki vasiyetnameden doğan hakkını ve terekedeki yasal miras payını diğer yasal mirasçılardan Ş. ve C.’e sözleşme ile devir ve temlik etmiş olmasına göre bu işlemin vasiyetnamenin bağlandığı koşulu E. yönünden bozduğunun kabul edilmesi durumunda, bundan davacı da yararlanacaktır. Kaldı ki oturumda kendisi lehine yapılan vasiyeti istemediğini ifade etmiş olup, bu beyan vasiyet alacaklısının vasiyeti reddetmesi niteliğindedir.

Bu redden vasiyet yükümlüsü olarak davacının yararlanacağında da kuşku bulunmamaktadır. Bu bakımdan davacının, vasiyetnamenin bağlandığı koşul ve yüklemelerin “ilgili” sıfatıyla yerine getirilmesini istemekte ve vasiyet alacaklılarından da E.’nin vasiyetnameden doğan hakkını devir ve temlik etmiş olması nedeniyle bunun vasiyetnamenin bağlandığı koşulu bozup bozmadığının belirlenmesi açısından bu vasiyetin tenfizini istemekle korunmaya değer hukuki yararı bulunmaktadır.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Miras bırakan 23.11.2006 tarihinde vefat etmiştir. 06.11.1197 tarihli vasiyetnamesiyle; Urla’daki taşınmazını oğlu C. ve kızı E.’ye şartlı olarak vasiyet etmiştir. Vasiyetnamede C. ve E.’nin bu taşınmazı satmayacaklarını şart koşmuş, satmaya kalktıkları taktirde diğer kardeşleri ile eşit şartlarda bölüşeceklerini belirtmiş, C., ergin oluncaya kadar bu yeri aile fertlerinin kullanım şeklini E. ile diğer oğlu C. Ü.’ün belirleyeceklerini, evin mutfak yanındaki odasını ilk eşi R.’nın ölünceye kadar kullanacağını ve odayı kimseye devir ve kiraya veremeyeceğini, E. ölünce bu yerdeki hissesinin Cin üzerine geçireceğini kararlaştırmıştır. Vasiyetname açılıp okunmuştur.

Vasiyetçinin ölümünden sonra, vasiyet alacaklısı E. 13.07.2007 tarihinde noterde düzenlenen sözleşme ile; vasiyetten doğan tüm haklarını ve kanuni miras hakkını mirasçılardan Ş. Ü. ile C. Ü.’e devretmiş, mirasçılardan M. E. ise 15.12.2006 tarihinde noterde düzenlenen “miras payının devri sözleşmesi” ile muris Ş.’den intikal eden terekedeki miras payını C.’e temlik etmiştir.

Miras bırakan ölüme bağlı tasarruflarını koşullara veya yüklemeye bağlayabilir. Tasarruf hüküm ve sonuçlarını doğurduğu andan itibaren her ilgili koşul veya yüklemenin yerine getirilmesini isteyebilir. Koşul veya yüklemeden yararlanacak olanların “ilgili” kapsamına girdiğinde kuşku yoktur. Vasiyet alacaklısının vasiyeti reddetmesi halinde, miras bırakanın arzusunun başka türlü olduğu tasarruftan anlaşılmadıkça bu redden vasiyet yükümlüsünün yararlanacağı da yasa gereğidir. ( TMK. md.616 )

Vasiyetname şartla bağlanmıştır. Davacı, vasiyet alacaklısı değil, yasal mirasçı olarak vasiyet yükümlüsüdür. Vasiyet alacaklılarından E., kendisine vasiyet edilen taşınmazdaki vasiyetnameden doğan hakkını ve terekedeki yasal miras payını diğer yasal mirasçılardan Ş. ve C.’e 13.07.2007 tarihli sözleşme ile devir ve temlik etmiş olmasına göre bu işlemin vasiyetnamenin bağlandığı koşulu E. yönünden bozduğunun kabul edilmesi durumunda, bundan davacı da yararlanacaktır. Kaldı ki E., 09.10.2007 tarihli oturumda kendisi lehine yapılan vasiyeti istemediğini ifade etmiş olup, bu beyan vasiyet alacaklısının vasiyeti reddetmesi niteliğindedir.

Bu redden vasiyet yükümlüsü olarak davacının yararlanacağında da kuşku bulunmamaktadır. ( TMK. md.616 ) Bu bakımdan davacının, vasiyetnamenin bağlandığı koşul ve yüklemelerin “ilgili” sıfatıyla yerine getirilmesini istemekte ve vasiyet alacaklılarından da E.’nin vasiyetnameden doğan hakkını devir ve temlik etmiş olması nedeniyle bunun vasiyetnamenin bağlandığı koşulu bozup bozmadığının belirlenmesi açısından bu vasiyetin tenfizini istemekle korunmaya değer hukuki yararı bulunmaktadır. O halde işin esasının incelenmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.

SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.10.2009 gününde oybirliği ile karar verildi.

Benzer Yazılar:

Yorum yapın