Yetim Aylığı | Yasal Mirasçılar

Yetim Aylığı | Yasal Mirasçılar

T.C.

YARGITAY

3. HUKUK DAİRESİ

E. 2011/12778

K. 2011/16774

T. 31.10.2011

• YETİM AYLIĞI ALAN KİŞİNİN ÖLMESİNE RAĞMEN MİRASÇILARININ ÖLÜMÜ BİLDİRMEMESİ ( Alınan Aylıkların İadesi İçin İcra Takibi Başlatıldığı/İtirazın İptali Davası – Uyuşmazlığın Emekli Sandığı Kanunu’ndan Kaynaklandığı/Davanın İş Mahkemesinde Çözümlenemeyeceği )

• İTİRAZIN İPTALİ DAVASI ( Yetim Aylığı Alan Kişi Ölmesine Rağmen Mirasçıların Ölümü Bildirmeyerek Maaşı Almaya Devam Etmesi Nedeniyle – Uyuşmazlık Emekli Sandığından Kaynaklandığından Davanın İş Mahkemesinin Görev Alanında Olmadığı )

• İŞ MAHKEMELERİNİN GÖREV ALANI ( Özel Nitelikte Mahkemeler Olduğu – Yetim Aylığı Alan Kişi Ölmesine Rağmen Mirasçıların Ölümü Bildirmeyerek Maaşı Almaya Devam Etmesi Nedeniyle Açılan İtirazın İptali Davasının İş Mahkemesinde Görülemeyeceği )

• GÖREVLİ MAHKEME ( Yetim Aylığı Alan Kişi Ölmesine Rağmen Mirasçıların Ölümü Bildirmeyerek Maaşı Almaya Devam Etmesi Nedeniyle Açılan İtirazın İptali Davasının İş Mahkemesinde Görülemeyeceği )

5521/m.1

5434/m.72

2004/m.67

ÖZET : Davacı vekili, müvekkili kurumca yetim aylığı bağlanan kişinin öldüğünü, ancak yasal mirasçıları olan davalıların bu ölümü bildirmeyerek, tahakkuk eden aylıkları almaya devam ettiklerini ileri sürmek suretiyle; alacağın tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptalini, birleşen davada ise alacağın faizi ile tahsilini talep etmiştir. İş Mahkemeleri, istisnai nitelikte özel mahkemelerdir. Davaya konu uyuşmazlık, dayanağı işlem ve olayların meydana geldiği tarih itibariyle yürürlükte bulunan 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunu’ndan kaynaklanmakta olup, görev alanına girmediğinden İş Mahkemelerinde çözümlenmesi mümkün değildir. Bu husus gözetilmelidir.

DAVA : Esas dava dilekçesinde 7.496.08 TL alacağın tahsili için başlatılan takibe itirazın iptali, birleşen davada ise 2.166.35 TL alacağın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece dava dilekçesinin görev yönünden reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, müvekkili kurumca yetim aylığı bağlanan A.’nin 15.09.1998 tarihinde öldüğünü, ancak yasal mirasçıları olan davalıların bu ölümü bildirmeyerek, 01.12.1998 – 31.11.2000 tarihleri arasında tahakkuk eden aylıkları almaya devam ettiklerini ileri sürmek suretiyle; esas davada 7.496,08 TL alacağın tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptalini, birleşen davada ise 2.166,35 TL alacağın faizi ile tahsilini talep etmiştir.

Mahkemece, esas davanın kabulüne, birleşen davanın ise açılmamış sayılmasına dair verilen ilk hüküm; Dairemizce, uyuşmazlığın çözümünde iş mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak dava dilekçesinin görev yönünden reddine dair verilen hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

5510 sayılı Kanun’un geçici 4. maddesinde, “Bu Kanun’un yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla 08.06.1949 tarihli ve 5434 sayılı Kanun’a göre; aylık, tazminat, harp malullüğü zammı, diğer ödemeler ve yardımlar ile 08.02.2006 tarihli ve 5454 sayılı Kanun’un 1. maddesine göre ek ödeme verilmekte olanlara, bu Kanun’la yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil 5434 sayılı Kanun’da kendileri için belirtilmiş olan şartları haiz oldukları müddetçe bunların ödenmesine devam olunur. Ancak, 5 ila 10 yıl arasında fiili hizmet süresi olan iştirakçilerden dolayı dul ve yetim aylığı almakta olanların, aylık ve diğer ödemeleri, bu Kanun’un 32., 34. ve 37. maddelerindeki şartları haiz oldukları müddetçe devam edilir.

Bu madde kapsamına girenlerin aylıklarının bağlanması, artırılması, azaltılması, kesilmesi, yeniden bağlanması, toptan ödemeleri, ilgi devamı, ihya ve borçlanmaları, diğer ödemeler ve yardımlar ile emeklilik ikramiyeleri hakkında bu Kanun’la yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre işlem yapılır ve bu maddenin uygulanmasında mülga 2829 sayılı Kanun hükümleri ayrıca dikkate alınır…” hükmüne yer verilmiştir.

İş Mahkemeleri, 5521 sayılı Kanun ile kurulmuş istisnai nitelikte özel mahkemelerdir. Davaya konu uyuşmazlık, dayanağı işlem ve olayların meydana geldiği tarih itibariyle yürürlükte bulunan 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunu’ndan kaynaklanmakta olup, görev alanına girmediğinden İş Mahkemelerinde çözümlenmesi mümkün değildir. Diğer bir anlatımla; Emekli Sandığı Kanunu’ndan doğacak uyuşmazlıkların çözümünde genel mahke-melerin görevli olduğu yukarıda açıklanan kanun maddelerinin amir hükmü gereği olup, Dairemizce ilk hükme ilişkin temyiz incelemesinde bu hususların zuhulen gözden kaçırılmış olduğu anlaşılmıştır.

Somut olayda ise, göreve ilişkin bozma kararına uyulmuş bulunulmaktadır. Ancak, usul kuralları ( görev konusu, hak düşürücü süre, kesin hüküm itirazı, harç ve maddi hata ) kamu düzeni ile doğrudan bağlantılı olup, taraflar yararına usuli kazanılmış hak oluşturmamaktadır. Bu nedenle, görev hususunun mahkemenin her aşamasında hakim tarafından kendiliğinden ( re’sen ) nazara alınması gerekir. ( HGK’nın 29.03.1995 gün ve 199414-855 E., 1995242 K. sayılı ilamı; Prof. Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 2001 Baskı, Cilt 5, sayfa 4786-4791 vd. )

SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK’nın 428. maddesi gereğince ( BOZULMASINA ), 31.10.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.

 

Benzer Yazılar:

Yorum yapın