Boşanma Davasında Eşin Ölmesi

                T.C.

      YARGITAY

İkinci Hukuk Dairesi

E.2013/14091

K.2013/28040

T.28.11.2013

BOŞANMA DAVASINDA EŞİN ÖLMESİ

MİRASÇILARIN KUSUR TESPİTİ BAKIMINDAN DAVAYA DEVAM ETMESİ

Özet:Boşanma davası devam ederken ölen eşin mirasçıla­rına, diğer eşin kusurunun tespiti bakımından davaya devam etme hakkı tanınmış, mirasçılık sıfatı bulunmayanlara bu hak verilme­miştir. Miras bırakanın birinci derecede mirasçısı olarak altsoyu mevcut olup, ölen davacının anası, babası ve kardeşlerinin yasal mirasçılık sıfatları bulunmadığı gibi atanmış mirasçılıkları da söz konusu olmadığından, boşanma davasına diğer eşin kusurunun tespiti bakımından devam etme hakları bulunmadığı gözetilmelidir.

4721 s. TÜRK MEDENİ KANUNU [Madde 181]

4721 s. TÜRK MEDENİ KANUNU [Madde 496]

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahke­mece verilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

Boşanma davası 06.10.2010 tarihinde açılmış;davacı, dava devam ederken 07.12.2012 tarihinde ölmüştür. Bu halde evlilik ölümle sona ermiştir. Mahkemece, bu durum nazara alınarak boşanma davası konusuz kaldığından esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalı eşin kusurlu olduğunun tespitine karar verilmiştir.

Türk Medeni Kanununun 181/2. maddesi;boşanma davası devam eder­ken ölen eşin mirasçılarına, diğer eşin kusurunun tespiti bakımından davaya devam etme hakkı tanımış, mirasçılık sıfatı bulunmayanlara bu hakkı verme­miştir. Diğer bir ifade ile, mirasçı olmayanların, diğer eşin kusurunun tespiti için açılmış olan davayı sürdürme hakları mevcut değildir. Dosyaya alınan nüfus kayıtlarından; ölen davacının, Esra ve Sultan isimli çocuklarının olduğu, dava sı­rasında da davalının 04.01.2012 doğumlu “İbrahim” adlı bir çocuk dünyaya ge­tirdiği anlaşılmaktadır. Evlilik içinde dünyaya gelen bu çocuklardan 16.08.2003 doğumlu Sultan’ın soy bağı davacı tarafından sağlığında reddedilmiş, bu karar kesinleşmiştir. Bu kararın kesinleşmesiyle Sultan’la ölen davacı arasındaki soy- bağı, doğum anından geçerli olmak üzere ortadan kalkmıştır. Dava sırasında 04/01/2012 tarihinde dünyaya gelen İbrahim’in soybağının reddiyle ilgili davacı tarafından sağlığında açılmış olan 2012/209 esas sayılı davanın ise halen der­dest olduğu görülmektedir. 27.3.2001 doğumlu diğer çocuk Esra bakımından ise, soybağı konusunda bir uyuşmazlık ve çekişme yoktur. Bu duruma göre, mirasbırakanın birinci derecede mirasçısı olarak altsoyu mevcuttur. Altsoyu bu­lunmayan mirasbırakanın mirasçısı ana ve babasıdır (TMK. m. 496/1). Şu halde, altsoyda mirasçısının bulunması halinde miras, ikinci zümreye (ana, baba ve kardeşlere) geçmez. Bu bakımdan mirasçı olarak altsoyu bulunan ölen dava­cının anası, babası ve kardeşlerinin “yasal mirasçılık” sıfatları bulunmadığı gibi atanmış mirasçılıkları da söz konusu olmadığına göre, boşanma davasına, “diğer eşin kusurunun tespiti” bakımından devam etme haklarının bulunmadığı nazara alınmadan, bunların takip ettiği davaya devamla kusur tespitiyle ilgili hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. Böyle bir durumda mahkemece yapılacak iş, davaya devam edilmesi talebinde bulunanların bu taleplerinin reddine karar ver­mekten ibarettir. Bu yönde karar verilmek üzere kusur tespitine ilişkin kararın bozulması gerekmiştir.

Sonuç: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple (BOZUL­MASINA), temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın teb­liğinden itibaren on beş gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 28/11/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Benzer Yazılar:

Yorum yapın