Senedin İptali

Senedin İptali

T.C.

YARGITAY

11. HUKUK DAİRESİ

E. 2012/410

K. 2012/1015

T. 30.1.2012

• KAMBİYO SENETLERİNE MAHSUS TAKİP ( Takibe ve Davaya Konu Senedin Bono Vasfını Taşımaması Hali Bizatihi Borçluyu Senet İçeriğinde Taahhüt Edilen Edimin Yerine Getirilmesi Borcundan Kurtarmayacağından Alacaklının Alacağını Tahsiline Engel Oluşturacak Şekilde Senedin İptaline Karar Verilemeyeceği )

• BONO VASFINI TAŞIMAYAN SENET ( Kambiyo Senetlerine Mahsus Takip – Bizatihi Borçluyu Senet İçeriğinde Taahhüt Edilen Edimin Yerine Getirilmesi Borcundan Kurtarmayacağından Alacaklının Alacağını Tahsiline Engel Oluşturacak Şekilde Senedin İptaline Karar Verilemeyeceği )

• SENEDİN İPTALİ İSTEMİ ( Senedin Bono Vasfını Taşımaması Hali Bizatihi Borçluyu Senet İçeriğinde Taahhüt Edilen Edimin Yerine Getirilmesi Borcundan Kurtarmayacağından Alacaklının Alacağını Tahsiline Engel Oluşturacak Şekilde Senedin İptaline Karar Verilemeyeceği )

2004/m.167

ÖZET : Davacı, davalı tarafça kendisi hakkında davaya konu bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus takip yolu ile icra takibi başlatıldığını ve takibin kesinleştiğini, takibe konu senedin keşide yerinin bulunmaması nedeniyle bono vasfını haiz olmadığını ileri sürerek işbu davayı açmıştır. Ancak, davaya konu edilen bono örneği incelendiğinde üzerinde bononun zorunlu unsurlarından olan keşide yerine ilişkin bir açıklamanın bulunmadığı anlaşılmaktaysa da, takibe ve davaya konu senedin bono vasfını taşımaması hali bizatihi borçluyu senet içeriğinde taahhüt edilen edimin yerine getirilmesi borcundan kurtarmayacağından, alacaklının alacağını tahsiline engel oluşturacak şekilde senedin iptaline karar verilmesi doğru değildir. Bu durumda mahkemece, davaya konu senedin bono vasfını haiz olmamasının ancak borçlu davacı hakkındaki icra takip yoluna etki edebileceği göz önüne alınarak sonuca gidilmesi gerekir.

DAVA : Taraflar arasında görülen davada Kozan Sulh Hukuk Mahkemesi’nce verilen 18/12/2009 tarih ve 2009/344-2009/1198 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, bazı noksanlıkların ikmali için dosya mahalline gönderilmişti. Bu noksanlıkların giderilerek dosyanın gönderildiği anlaşılmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi M.Alper Bostancı tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

KARAR : Davacı, hakkında Kozan İcra Müdürlüğünün 2007/1774 E. sayılı takip dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus icra takibi başlatıldığını ve bu takibin kesinleştiğini ancak takibe konu olan senedin keşide yerinin olmaması nedeniyle kambiyo senedi vasfını taşımadığını ileri sürerek, davaya konu senedin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davaya konu senedin keşide yerinin bulunmaması nedeniyle bono vasfında bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile senedin iptaline karar verilmiştir.

Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.

1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2-Davacı, davalı tarafça kendisi hakkında davaya konu bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus takip yolu ile icra takibi başlatıldığını ve takibin kesinleştiğini, takibe konu senedin keşide yerinin bulunmaması nedeniyle bono vasfını haiz olmadığını ileri sürerek işbu davayı açmış, mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulü ile davaya konu senedin iptaline karar verilmiştir. Ancak, davaya konu edilen bono örneği incelendiğinde üzerinde bononun zorunlu unsurlarından olan keşide yerine ilişkin bir açıklamanın bulunmadığı anlaşılmaktaysa da, takibe ve davaya konu senedin bono vasfını taşımaması hali bizatihi borçluyu senet içeriğinde taahhüt edilen edimin yerine getirilmesi borcundan kurtarmayacağından, alacaklının alacağını tahsiline engel oluşturacak şekilde senedin iptaline karar verilmesi doğru değildir. Bu durumda mahkemece, davaya konu senedin bono vasfını haiz olmamasının ancak borçlu davacı hakkındaki icra takip yoluna etki edebileceği göz önüne alınarak sonuca gidilmesi gerekirken, değinilen şekilde karar verilmesi hatalı olup, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda ( 1 )numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ( 2 )numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 30.01.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

 

Benzer Yazılar:

Yorum yapın