Boşanma | Maddi Ve Manevi Tazminat | Tanıma | Tenfiz Davası

 

T.C.

YARGITAY

2. HUKUK DAİRESİ

E. 2009/20515

K. 2010/594

T. 14.1.2010

• BOŞANMA ( Maddi ve Manevi Tazminat – Yabancı Mahkeme İlamının Tanınması Kararı Kesinleştikten Sonra Boşanmaya İlişkin Haklar Kullanılabileceği/Tanıma Kararı Kesinleşmeden Boşanmaya İlişkin Haklar Kullanılamayacağı )

• MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT ( Yabancı Mahkeme İlamının Tanınması Kararı Kesinleştikten Sonra Boşanmaya İlişkin Haklar Kullanılabileceği – Tanıma Kararı Kesinleşmeden Boşanmaya İlişkin Haklar Kullanılamayacağı )

• TANIMA ( Boşanma – Yabancı Mahkeme İlamının Tanınması Kararı Kesinleştikten Sonra Boşanmaya İlişkin Haklar Kullanılabileceği )

• ZAMANAŞIMI ( Davacı Tanıma Kararı Kesinleştikten Sonra Bir Yıllık Süre Dolmadan Dava Açtığı – Dava Süresinde Açılmasına Rağmen Zamanaşımı Nedeniyle Davanın Reddine Karar Verilmesinin Hatalı Olduğu )

4721/m.178

5718/m.59

ÖZET : Davacı kadın; boşanma sebebiyle maddi, manevi tazminat ve yoksulluk nafakası talebinde bulunmuştur. Dosya kapsamından, tarafların boşanmalarına ilişkin yabancı mahkeme kararının kesinleşmesinden sonra Türkiye’de açılan tanıma ve tenfiz davalarında verilmiş kararların da kesinleşmiş olduğu anlaşılmaktadır. Yabancı mahkeme ilamının tanınması kararı kesinleştikten sonra boşanmaya ilişkin haklar kullanılabilir. Tanıma kararı kesinleşmeden boşanmaya ilişkin haklar kullanılamaz. Davacı, tanıma kararı kesinleştikten sonra bir yıllık süre dolmadan dava açmıştır. Dava süresinde açılmasına rağmen zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilemez.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda; mahalli mahkemece

verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yersizdir.

2- Davacı kadın, 29.11.2006 tarihinde açmış olduğu dava ile boşanma sebebiyle maddi, manevi tazminat ve yoksulluk nafakası talebinde bulunmuştur.

Tarafların boşanmalarına dair yabancı mahkeme kararı 17.03.2004 tarihinde kesinleşmiş, Türkiye’deki tanıma ve tenfiz davası 17.04.2006 tarihinde açılmış, tanıma yönünde 29.02.2006 tarihinde verilen karar ise 13.11.2006 tarihinde kesinleşmiştir.

2675 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunu’nun 42. maddesi uyarınca yabancı mahkemelerin kararlarının kesin hüküm veya kesin delil olarak kabulü için yabancı mahkeme kararının tenfiz şartlarının taşıdığının mahkemece tespiti gereklidir. Taraflar arasındaki yabancı mahkemece verilen hüküm ilgili ülkenin kanunları uyarınca kesinleşmiş olsa dahi Türkiye’de kesinleşmiş tanıma veya tenfiz davasına henüz konu edilmediği dönem için kesin hüküm etkisinden bahsedilemez ve boşanmaya bağlı haklar ancak yabancı ilamın tanınmış olması halinde kullanılabilir. Davacı 29.11.2006 tarihli dava dilekçesiyle talepte bulunmuş olmakla davanın süresi içinde açıldığı anlaşılmaktadır. Bu yön gözetilmeden davacının tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin zamanaşımı nedeniyle ( TMK. md. 178 ) reddi doğru olmamıştır.

SONUÇ : Temyiz edilen hükmün 2. bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, hükmün bozma kapsamı dışındaki yönlerinin ise 1. bentte gösterilen nedenle ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.01.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Benzer Yazılar:

Yorum yapın