Boşanma Davası | Kocanın Eşinin Güvenini Sarsması

Boşanma Davası | Kocanın Eşinin Güvenini Sarsması

T.C.

YARGITAY

2. HUKUK DAİRESİ

E. 2010/16117

K. 2011/16745

T. 24.10.2011

• KOCANIN KUSURLU DAVRANIŞI ( Ailesine Dış Müdehalelere Sessiz Kaldığı – Ortak Konuta Eşinden Gizli Dinleme Cihazı Yerleştirerek Eşinin Güvenini Sarstığı/Kocanın Kusurlu Olduğu/Kadının Tazminat Taleplerinin Kabulü Gereği/Boşanma Davası )

• BOŞANMA DAVASI ( Kocanın Ailesinin Evliliğe Müdehalesi/Kocanın Ortak Konuta Eşinden Gizli Dinleme Cihazı Yerleştirerek Eşinin Güvenini Sarsması/Kocanın Kusurlu Olduğunun Kabulü – Mahkemece Eşit Kusur Kabul Edilerek Hüküm Kurulmaması Gereği )

• BOŞANMA DAVASINA BAĞLI MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT TALEBİ ( Eşit Kusur Bulunmadığı – Kocanın Güven Sarsıcı Hareketleri ve Evliliğine Dış Müdehalelere Sessiz Kalması Nedeniyle Kusurlu Olduğunun Kabulü/Kadının Kusurlu Olduğunun İspatlanamadığı )

• YOKSULLUK NAFAKASI ( Kocanın Kusurlu Olduğunun Kabulü Gereği – Mahkemece Karı Kocanın Eşit Kusurlu Kabul Edilerek Buna Bağlı Kadının Maddi ve Manevi Tazminat Taleplerinin Reddinin Hatalı Olduğu/Eşit Kusur Kabul Edilemeceği/Boşanma Davası )

• KOCANIN EŞİNİN GÜVENİNİ SARSMASI ( Ailesinin Evliliğe Müdehale Etmesine Karşı Sessiz Kaldığı – Ortak Konuta Eşinden Gizli Dinleme Cihazı Yerleştirerek Eşinin Güvenini Sarstığı/Kocanın Kusurlu Olduğu/Kadının Tazminat Taleplerinin Kabulü Gereği )

4721/m. 166,174,175

ÖZET : Taraflar arasındaki boşanma davasında, yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat talepleri bakımından kusurun belirlenmesi açıkça bir koşul olarak öngörülmektedir. Yoksulluk nafakasıyla tazminat taleplerinin yerinde olup olmadığının değerlendirilebilmesi için; diğer koşullar yanında kusur durum ve dağılımının belirlenmesi zorunludur. Bu sebeple yoksulluk nafakasıyla maddi ve manevi tazminatlara dair hükmün kusurluluk hali ve dağılımına bağlı olarak temyiz edilmesi durumunda; boşanma hükmü temyiz edilmese bile, zorunlu olarak kusur belirlemesi de temyiz incelenmesine tabi tutulacaktır, bu açıklamalar gözetildiğinde yukarda açıklandığı gibi; davacı koca, ortak konuta eşinden gizli dinleme cihazı yerleştirerek eşinin güvenini sarsması ve ailesinin evliliğe müdahalesine tepkisiz kalması nedenleriyle kusurludur. Bu nedenle, mahkemenin tarafları eşit kusurlu kabul ederek, eşit kusur kabulüne bağlı olarak davalı kadının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar vermiş olması isabetsizdir.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarda tarih numarası gösterilen hüküm kusur, tazminatlar ve iştirak nafakası yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği düşünüldü:

KARAR : 1- ) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle iştirak nafakası konusunda infaz edilecek hükmün gerekçeli karardaki hüküm olduğunun anlaşılmasına göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

2- ) Toplanan delillerden; mahkemenin davacı kocaya kusur olarak yüklediği kocanın eşine fiziksel şiddet uygulaması olayından sonra, tarafların barışıp birlikte yaşamaya başladıkları; böylece, fiziksel şiddet boşanma nedeni olmaktan çıkmışsa da; davalı kadının açtığı bağımsız tedbir nafakası dosyasında da belirlendiği üzere; bu barışmadan sonra, davacı kocanın, ortak konuta eşinden gizli dinleme cihazı yerleştirerek eşinin güvenini sarstığı ailesinin evliliğe müdahalesine tepkisiz kaldığı anlaşılmaktadır. Davalı kadının ise, barışma olayından sonra gerçekleşmiş bir kusurlu davranışı kanıtlanamamıştır. Bu durumda, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasını gerektiren olaylarda, kusurun tamamen davacı koca da olduğunun kabulü gerekir. Davalı kadının az bile olsa, kusuru kanıtlanamamış ve davanın reddi gerekirken; boşanma kararı verilmesi hatalı ise de; bu yön temyiz edilmediğinden bozma nedeni yapılmamış, yanlışlığa işaret edilmekle yetinilmiştir. Ancak, boşanma hükmünün temyiz edilmemiş olması; hükmün gerekçesindeki kusur belirlemesini ve buna bağlı olarak hükmedilmiş boşanmanın fer’i nitelikteki nafaka ve tazminat taleplerine yönelik hükümlerin temyizini engellemez. Kamu düzenini ilgilendirmediği sürece; hükmün bağlantılı ancak birbirinden ayrılabilen bölümleri bağımsız olarak temyiz edilebilir ve temyiz edilmeyen bölüm, temyiz edilen bölümün temyiz sonucundan etkilenmez.

Salt boşanma hükmünün gerekçeyle sıkı sıkıya bağlılığından söz edilemez. Boşanma hükmünün kamu düzeniyle ilgisi de bulunmamaktadır. Gerekçenin ( bu arada kusurun ) temyiz edilmesi, kendiliğinden boşanma hükmünün de temyiz edilmiş olmasını gerektirmez. Zaten, bu sebeple Türk Medeni Kanununun 166 ncı maddesinde boşanmada kusur ilkesine açıkça yer verilmemiş; kusur ilkesinden önemli ölçüde uzaklaşılmıştır. Kusur boşanmada Türk Medeni Kanununun 166 ncı maddesindeki “evlilik birliğinin temelinden sarsılması” olgusu içinde örtülü olarak, bir ölçüde varlığını korumaktadır. Oysa, yoksulluk nafakası ( T.M.K. m. 175 ) ile maddi ve manevi tazminat ( T.M.K. m. 174/1-2 ) talepleri bakımından kusurun belirlenmesi açıkça bir koşul olarak öngörülmüştür. Yoksulluk nafakasıyla tazminat taleplerinin yerinde olup olmadığının değerlendirilebilmesi için; diğer koşullar yanında kusur durum ve dağılımının belirlenmesi zorunludur. Bu sebeple yoksulluk nafakasıyla maddi ve manevi tazminatlara dair hükmün kusurluluk hali ve dağılımına bağlı olarak temyiz edilmesi durumunda; boşanma hükmü temyiz edilmese bile, zorunlu olarak kusur belirlemesi de temyiz incelenmesine tabi tutulacaktır, bu açıklamalar gözetildiğinde yukarda açıklandığı gibi; davacı koca tamamıyla kusurludur. Bu nedenle, mahkemenin tarafları eşit kusurlu kabul ederek, eşit kusur kabulüne bağlı olarak davalı kadının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar vermiş olması isabetsiz ( kuşkusuz, mahkeme tazminatlar için Türk Medeni Kanunun 174/1 ve 2 nci maddesindeki diğer koşulların da gerçekleşmiş olup olmadığını, ayrıca takdir Edecektir. ) olup; bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarda 2. bentlerde gösterilen sebeplerle kusur belirlemesi ve tazminatlara dair bölümlerinin BOZULMASINA, iştirak nafakasına yönelik hükmün yukarda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istenmesi halinde temyiz peşin harcının yatırana iadesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle, 24.10.2011 tarihinde karar verildi.

Benzer Yazılar:

Yorum yapın