Zilyetlik Nedeniyle Dava Açılması

Zilyetlik Nedeniyle Dava Açılması

 

T.C.

YARGITAY

4. HUKUK DAİRESİ

E. 2011/8422

K. 2011/8390

T. 14.7.2011

• İADESİNE KARAR VERİLEN ARACA EL KONULMASI NEDENİYLE UĞRANILAN ZARARIN TAZMİNİ ( Davacının Zilyetliği Haksız Olsa Bile Malik Dışında Saldırıda Bulunan Kişilere Karşı Zilyetliği Sebebi İle Dava Açabileceği – Zilyetliğin Bir Hakka Dayanıp Dayanmaması Önemli Olmadığı Gibi Açılmış Bulunan Bir Davanın Dinlenilmesine Engel Olmadığı )

• ZİLYETLİK ( İadesine Karar Verilen Araca El Konulması Nedeniyle Uğranılan Zararın Tazmini – Davacının Zilyetliği Haksız Olsa Bile Malik Dışında Saldırıda Bulunan Kişilere Karşı Zilyetliği Sebebi İle Dava Açabileceği/ Zilyetliğin Bir Hakka Dayanıp Dayanmaması Önemli Olmadığı Gibi Açılmış Bulunan Bir Davanın Dinlenilmesine Engel Olmadığı )

• ARACA EL KONULMASI NEDENİYLE UĞRANILAN ZARARIN TAZMİNİ ( Davacının Zilyetliği Haksız Olsa Bile Malik Dışında Saldırıda Bulunan Kişilere Karşı Zilyetliği Sebebi İle Dava Açabileceği – Zilyetliğin Bir Hakka Dayanıp Dayanmamasının Önemli Olmadığı Gibi Açılmış Bulunan Bir Davanın Dinlenilmesine Engel Olmadığı )

• TAZMİNAT İSTEMİ ( Araca El Konulması Nedeniyle Uğranılan Zararın Tazmini – Davacının Zilyetliği Haksız Olsa Bile Malik Dışında Saldırıda Bulunan Kişilere Karşı Zilyetliği Sebebi İle Dava Açabileceği )

4721/m.973,982,983

ÖZET : Dava, orman idaresince suç vasıtası olduğu gerekçesi ile el konulan ve ancak yapılan yargılama sonunda mahkemece iadesine karar verilen araca el konulması nedeniyle uğranılan zararın tazmini talebinden ibarettir. Türk Medeni Kanunu’nun 973. maddesinde zilyetlik; “Bir şey üzerinde fiili hakimiyeti bulunan kimse onun zilyedidir”. 982. ve 983. maddelerinde de zilyetlik, herhangi bir hakka bağlı olmaksızın dava yoluyla korunmuştur. Davacının zilyetliği haksız olsa bile, malik dışında saldırıda bulunan kişilere karşı zilyetliği sebebi ile dava açabilir. Zilyetlik, hukuken korunmuş durum olduğuna göre, zilyetliğin bir hakka dayanıp dayanmaması önemli olmadığı gibi, açılmış bulunan bir davanın dinlenilmesine engel de değildir. Kaldı ki somut olayda davacı traktör üzerinde malik sıfatı ile zilyettir.

DAVA : Davacı M. Y. vekili tarafından, davalı Tunceli Orman İşletme Müdürlüğü aleyhine 01/12/2010 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 24/03/2011 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:

KARAR : Dava, orman idaresince suç vasıtası olduğu gerekçesi ile el konulan ve ancak yapılan yargılama sonunda mahkemece iadesine karar verilen araca el konulması nedeniyle uğranılan zararın tazmini talebinden ibaret olup, davanın reddine karar verilmiş; karar, davacı tarafından temyiz olunmuştur.

Davacının zilyedinde bulunan traktöre orman işletme şeftiğince suç vasıtası olarak kullanıldığı gerekçesi ile elkonulmuş, Orman Kanunu’na muhalefet suçundan davada mahkeme traktörün kayıt maliki M. T.’e iadesine karar vermiş, karar derecattan geçerek kesinleşmiştir. İadesine karar verilen traktör kayıt maliki M. T.’in davacının oğluna verdiği vekaletname gereğince davacı tarafça orman idaresinden 14.07.2010 tarihinde teslim alınmıştır. Davacı zilyet, 05.08.2010 tarihinde noterde yapılan satış sözleşmesi ile traktörü satın almıştır. Davacı traktörün harici gerçek maliki olduğunu iddia etmiştir. Ceza yargılaması safhasında ifadesine müracaat edilen kayıt malik M. T., traktörü haricen sattığını ve kaydının kendi üzerinde olduğunu ifade etmiştir.

Yukarıda açıklandığı üzere dosya arasında mevcut bilgi ve belgelere göre orman idaresince el konulduğu tarihte traktörün harici gerçek sahibi davacının kendisidir. Kaldı ki dava açıldığı tarihten önceki bir tarihte davacı noterde yapılan satış sözleşmesi ile traktörün devrini almıştır.

Türk Medeni Kanunu’nun 973. maddesinde zilyetlik; “Bir şey üzerinde fiili hakimiyeti bulunan kimse onun zilyedidir”. 982. ve 983. maddelerinde de zilyetlik, herhangi bir hakka bağlı olmaksızın dava yoluyla korunmuştur. Davacının zilyetliği haksız olsa bile, malik dışında saldırıda bulunan kişilere karşı zilyetliği sebebi ile dava açabilir. Zilyetlik, hukuken korunmuş durum olduğuna göre, zilyetliğin bir hakka dayanıp dayanmaması önemli olmadığı gibi, açılmış bulunan bir davanın dinlenilmesine engel de değildir. Kaldı ki somut olayda davacı traktör üzerinde malik sıfatı ile zilyettir.

Mahkemece davanın esası hakkında karar verilmesi gerekir iken husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmesi doğru bulunmamış, temyiz olunan kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA, bozma gerekçesine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine, 14.07.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Benzer Yazılar:

Yorum yapın