Yoksulluk Nafakasının Kaldırılması

Yoksulluk Nafakasının Kaldırılması

T.C.

YARGITAY

3. HUKUK DAİRESİ

E. 2011/13965

K. 2011/19415

T. 1.12.2011

• YOKSULLUK NAFAKASININ KALDIRILMASI YA DA İNDİRİLMESİ TALEBİ ( Davacının Yeniden Evlendiği ve Eşinin Çalışmadığı ve Bir Çocuğu Daha Olduğu Başkaca Gelir ve Mal Varlığı Bulunmadığı Ayrıca Müşterek Çocuğa Baktığı – Uygun Bir Miktara İndirilmesine Karar Verilmesi Gerektiği)

• NAFAKANIN İNDİRİLMESİ İSTEMİ ( Davacının Yeniden Evlendiği ve Eşinin Çalışmadığı ve Bir Çocuğu Daha Olduğu Başkaca Gelir ve Mal Varlığı Bulunmadığı Ayrıca Müşterek Çocuğa Baktığı – Davacının Gelir ve Giderlerine Göre Davalıya Ödediği Nafakanın Hakkaniyet Sınırlarını Aşması Sebebiyle Uygun Bir Miktara İndirileceği)

• NAFAKA DAVASINDA SOSYO EKONOMİK DURUM ( Yoksulluk Nafakasının İndirilmesi – Davacının Yeniden Evlendiği ve Eşinin Çalışmadığı ve Bir Çocuğu Daha Olduğu Başkaca Gelir ve Mal Varlığı Bulunmadığı Ayrıca Müşterek Çocuğa Baktığı – Uygun Bir Miktara İndirilmesine Karar Verilmesi Gerektiği)

4721/m.175

ÖZET : Davacı, yoksulluk nafakasının kaldırılması ya da indirilmesini talep ve dava etmiştir. Tarafların sosyo-ekonomik durumlarının araştırılması sonucu; davacının yeniden evlendiği, eşinin çalışmadığı, bir çocuğu daha olduğu, İğdır’dan İstanbul’a tayinle yer değiştirdiği, 1.600,00 ücretle çalıştığı, başkaca gelir ve mal varlığı bulunmadığı, ayrıca müşterek çocuğa baktığı anlaşılmaktadır. Davacının nafakanın bağlandığı tarihe göre giderleri artmış olup, ekonomik ve sosyal durumu değişmiştir. Davacının gelir ve giderlerine göre davalıya ödediği nafakanın hakkaniyet sınırlarını aşması sebebiyle uygun bir miktara indirilmesine karar verilmesi gerekir.

DAVA : Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili; tarafların 2005 yılında evlendiklerini, Gaziosmanpaşa 2 Aile Mahkemesi’nin 2007/447 Esas sayılı dava dosyasıyla boşandıklarını, müşterek bir çocuklarının bulunduğunu, velayetin müvekkilinde olduğunu, davalı sigortasız çalıştığı gibi, müvekkilinin masrafları arttığından, anlaşmaya dair protokolde olmadığı halde davalının duruşmada talebi üzerine hakkaniyete aykırı şekilde verilen 500.00 TL yoksulluk nafakasının kaldırılması ya da 100,00 TL’ye indirilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı, 12 yıl çok zor şartlar altında bir evlilik yaşadığını, kendisine 60 milyar ödemediği takdirde nafakasının 800.00 TL ye yükseltilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

T.M.K.nun 176. maddesine göre; yoksulluğun ortadan kalkması halinde mahkemece nafaka kaldırılabileceği gibi, tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına da karar verilebilir.

Taraflar boşanmak için anlaşma protokolü yapmış, protokole göre, davacının davalıya 50.000,00 TL tazminatı peşin vermesi, bunun dışında tarafların birbirinden nafaka ve tazminat talebinde bulunmaması, müşterek çocuğun velayetinin davacı babaya verilmesi kararlaştırılmış, ancak davalı duruşmada aylık 500,00 TL yoksulluk nafakası talebinde bulunmuş, davalı kabul etmiş ise de beyanı okunmadan satır arası imzalatılarak kabul beyanı hükme geçirilmek suretiyle yoksulluk nafakasına hükmedilmiştir.

Tarafların sosyo-ekonomik durumlarının araştırılması sonucu; davacının yeniden evlendiği, eşinin çalışmadığı, bir çocuğu daha olduğu, Iğdır’dan İstanbul’a tayinle yer değiştirdiği, 1.600,00 ücretle çalıştığı, başkaca gelir ve mal varlığı bulunmadığı, ayrıca müşterek çocuğa baktığı anlaşılmaktadır. Davalının ise, boşanırken 50.000,00 TL tazminat ve ayda 500,00 TL yoksulluk nafakası aldığı, kirada yaşarken ailesinin yanına taşındığı anlaşılmıştır.

Anlatılan bu duruma göre davacının nafakanın bağlandığı tarihe göre giderleri artmış olup, ekonomik ve sosyal durumu değişmiştir.

Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda, davacının gelir ve giderlerine göre davalıya ödediği nafakanın hakkaniyet sınırlarını aşması sebebiyle uygun bir miktara indirilmesine karar verilmesi gerekirken davanın tümden reddi doğru görülmemiştir.

SONUÇ : Bu itibarla yukarda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu sebeple yerinde olduğundan kabulüyle hükmün H.U.M.K.nun 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek, halinde temyiz edene iadesine, 01.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Benzer Yazılar:

Yorum yapın