Tacir Olan Taraflar Arasındaki Hizmet  Sözleşmesi Nedeniyle Alacak İstemi

Tacir Olan Taraflar Arasındaki Hizmet Sözleşmesi Nedeniyle Alacak İstemi

avukat

T.C.

YARGITAY

23. HUKUK DAİRESİ

E. 2014/8236

K. 2015/1372

T. 5.3.2015

• TACİR OLAN TARAFLAR ARASINDAKİ HİZMET SÖZLEŞMESİ NEDENİYLE ALACAK İSTEMİ ( Talep ve Dayanakları Açıklattırma – Hangi Davalı ya da Davalılardan Hangi Nedene Dayalı Olarak Ne Miktarda Alacak Talebinde Bulunulduğu İzah Edilmediği/Mahkemece H.M.K. 31. Md. Uyarınca Davacı Vekiline Talepleri ve Dayanakları Açıklattırılacağı )

• TALEP VE DAYANAKLARI AÇIKLATTIRMA ( Hangi Davalı ya da Davalılardan Hangi Nedene Dayalı Olarak Ne Miktarda Alacak Talebinde Bulunulduğu İzah Edilmediği – Mahkemece H.M.K. 31. Md. Uyarınca Davacı Vekiline Talepleri ve Dayanakları Açıklattırılacağı/Tacir Olan Taraflar Arasındaki Hizmet Sözleşmesi Nedeniyle Alacak İstemi )

• HANGİ DAVALIDAN NE MİKTARDA ALACAK TALEBİNDE BULUNDUĞUNU AÇIKLAMA ( Tacir Olan Taraflar Arasındaki Hizmet Sözleşmesi Nedeniyle Alacak – Hangi Davalı ya da Davalılardan Hangi Nedene Dayalı Olarak Ne Miktarda Alacak Talebinde Bulunulduğu İzah Edilmediği/Mahkemece H.M.K. 31. Md. Uyarınca Davacı Vekiline Talepleri ve Dayanakları Açıklattırılarak Sonuca Gidileceği )

6100/m.31,119

ÖZET : Dava, tacir olan taraflar arasındaki hizmet sözleşmesi nedeniyle alacak istemine ilişkindir. Somut olayda; davacı vekilince, davalılar ile sözlü olarak yapıldığı iddia edilen anlaşma gereği müvekkilinin alacağının bulunduğunu belirtilerek dava açılmışsa da; hangi davalı ya da davalılardan hangi nedene dayalı olarak ne miktarda alacak talebinde bulunulduğu izah edilmemiştir. Bu durumda mahkemece, öncelikle HMK 31. madde uyarınca davacı vekiline talepleri ve dayanakları açıklattırılarak, buna göre tarafların kanıtlarını toplamak ve uyuşmazlığın özelliği gerektirdiği takdirde konu hakkında uzman bilirkişilerden denetime elverişli rapor alınarak bir sonuca varılması gerekir.

DAVA : Taraflar arasındaki alacak ve tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davalı müflis C… Ltd. Şti. aleyhine açılan davadan feragat edilmesi sebebi ile karar verilmesine yer olmadığına, diğer davalılar yönünden davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalıların oluşturduğu K… C… Grup bünyesindeki şirketler arasında yapılan sözlü anlaşma gereği müvekkilince yatırım ve pazarlama üzerine çalışan şirketlerin pazarlama iletişim faaliyetlerine dair verilen hizmetlerin karşılığının ödenmediğini, ayrıca üçüncü kişilere olan borcunun da ödenmediği, müvekkilinin istemediği halde barter sistemi için çekildiğini, barter sistemi içinde de müvekkilinin alacaklarını tahsil edemediğini ileri sürerek, müvekkilinin ve üçüncü kişilerin alacaklarının davalılardan tahsili ile müvekkili aleyhine oluşan zararın tazminini, haksız rekabetin önlenmesini talep ve dava etmiştir.

Davalılar K… İnşaat Turzim San. ve Tic. Ltd. Şti., E… Şeker Spor A.Ş., Şeker Yön. Org. Dan. Tem. Hizm. San. ve Tic. A.Ş., K… C… Adi Ortaklığı, Ce… Yapı Taah. İnş. Mad. Tur. Mak. San. İç ve Dış A.Ş., K… C… Constructıon İnş. Sağ. Tur. San. ve Tic. A.Ş., T. E., H. D., D… İnş. Nak. Med. Özel Okul Dersane Mad. İth. İhr. San. Tur. ve Tic. Ltd. Şti. vekili, K…-C… Adi Ortaklığının taraf sıfatının bulunmadığını, davacı iddialarının içi boş ve tamamen soyut iddialardan ibaret olduğunu, müvekkili şirketlerin davacı ile aralarındaki anlaşma gereği üzerine düşen sorumlulukları yerine getirdiğini ve edimlerini ifa ettiğini, öte yandan davalıya ihbar edilen şirketlere verilmek üzere müvekkili tarafından keşide edilen çeklerin verildiğini, müvekkili şirket tarafından keşide edilen ve huzurdaki davada ihbar edilen konumunda olan şirketlere verilmesi gereken çeklerin davacı tarafından faktoring şirketlerde kırdırıldığını, ihbar edilenlere ise kendi çeklerinin verildiğini, davacının bu şekilde müvekkili şirketlerin güvenini kötüye kullandığını, davacının barter sistemini bilerek, tanıyarak ve isteyerek girdiğini, davacı şirket ile davalı müvekkili şirketlerden K… İnşaat ve C… İnşaat Şirketleri tarafından oluşturulan adi ortaklık arasında 16.03.2009 tarihli protokol imzalandığını, bu protokol ile verilecek barter çekleri sonrasında iade edilecek çekler ile K… C… Grup tarafından A… adına ihbar edilen bazı şirketlere ödenecek tutarların belirtildiğini, müvekkillerinin hiçbir şekilde davacının üçüncü kişilerle çalışmasına engel olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İhbar olunan vekilleri, taleplerin açık ve anlaşılır olmadığını, ihbar edilen hususların belirlenmesi gerektiğini beyan etmişlerdir.

Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; davanın, taraflar arasında yapılan sözlü anlaşma gereği davacı tarafça davalı şirketler adına pazar kazandırma ve şahsi güvenilirlik işi ve %5 TV’lerde, %10 diğer kitlesel iletişim araçlarındaki tanıtım bedellerinden kaynaklanan alacak ile üçüncü kişiler adına ödenmesi gereken alacak ve tazminat talebine ilişkin olduğu, davacı vekilinin, 23.10.2012 tarihli celsede davalı Müflis C… San. Ltd. Şti. hakkındaki davadan feragat ettiği, davalılardan K…-C… Adi Ortaklığına karşı dava açılmış ise de, adi ortaklığın taraf ehliyetinin bulunmadığı, taraf ehliyetinin dava şartı olduğu, davacının davalı grup şirketlerinden üçüncü kişilerin alacağı bulunsa dahi bu alacak üzerinde tasarruf yetkisi olmadığı, tasarruf yetkisi bulunmayan davacının davacı sıfatının da bulunmayacağı, davacının tüm davalılara karşı açtığı haksız rekabetin tespiti ve men’ine yönelik talebi yönünden davanın niteliği, temyiz incelemesinin farklı Yargıtay Hukuk Dairesi’nce yapılması dikkate alınarak bu dosyadan tefriki gerektiği, dosyaya sunulan 16.03.2009 tarihli “Protokol” ve 17.04.2009 tarihli “İbraname ve Çek Teslim Taahhüdü” başlıklı belge, 07.04.2009 tarihli beş ayrı “İbraname”nin incelenmesinden, davacının grup şirketlerden olan alacağından %5 barter komisyon bedeli 97.642,55 TL’nin mahsubu ile kalan 1.855.208,47 TL’nin barter çeki verilmek sureti ile ödendiği, 07.04.2009 tarihli ibraname ile alacaklı-davacının davalıları ibra ettiği, barter çekinin verilmesi ile davacı-alacaklının alacağını tahsil etmiş sayılacağı, ayrıca davacının 07.04.2009 tarihli beş ayrı ibraname ile dört adet icra takibi kapsamında davalıları ibra ettiği, dava dışı Türk B…’e yazılan 02.11.2011 havale tarihli müzekkere cevabına göre, davacının Türk B… sisteminden olan 1.925.208,14 TL alacağının 984.153,84 TL’sini tahsil ettiği, komisyon bedelinin ödenmesi halinde 941.054,94 TL alacağının kaldığının anlaşıldığı, davacının davalı grup şirketlerinden olan alacaklarını tahsil ettiği ve borcun protokol ve ibranameler ile sona erdiği, her ne kadar, davacı taraf barter sistemi içine istemeden çekildiğini beyanla alacak talebinde bulunmuş ise de, davacının iddiasının esas itibariyle, protokol ve ibranamelerin gabin sebebi ile geçersiz olduğuna yönelik bulunduğu, protokol ve ibranamelerin 16.03.2009 ve 07.04.2009 tarihli olduğu, davanın açılması için bir yıllık hakdüşürücü sürenin fazlasıyla geçmiş olduğu, ayrıca edimler arasında aşırı bir dengesizlikten bahsedilemeyeceği, alacağının 1.855.208,47 TL olduğu, barter sisteminden aldığı barter çekinin 1.925.208,14 TL olduğu, sistemden 948.153,84 TL tahsil ettiği dikkate alındığında, edimler arasında bir nispetsizlik olmadığı, gabin iddiasının dinlenemeyeceği, davalı grup şirketlerinin edimlerini protokol ve ibraname ile barter çeki verilmek sureti ile yerine getirdiği anlaşıldığından davalıların ödeme konusunda temerrüdünden ve kusurlarından bahsedilemeyeceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1- ) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2- ) Dava, tacir olan taraflar arasındaki hizmet sözleşmesi nedeniyle alacak istemine ilişkindir.

6100 sayılı HMK’nın 31. maddesi uyarınca hakim, uyuşmazlığın aydınlatılması için zorunlu hallerde maddi ve hukuki açıdan belirsiz ya da çelişkili gördüğü hususlar hakkında taraflara açıklama yaptırabilir, soru sorabilir, delil gösterilmesini isteyebilir. Bu hususlar, hakimin davayı aydınlatma ödevinin sonucudur. Bunun yanında; talepte bulunan davacı da, HMK’nın 119. maddesi e ve ğ fıkraları gereği iddiasının dayanağı olan tüm vakıaları ve talep sonucunu açıklamak zorundadır.

Somut olayda; davacı vekilince, davalılar ile sözlü olarak yapıldığı iddia edilen anlaşma gereği müvekkilinin alacağının bulunduğunu belirtilerek dava açılmışsa da; hangi davalı ya da davalılardan hangi nedene dayalı olarak ne miktarda alacak talebinde bulunulduğu izah edilmemiştir. Örneğin; mahkemece gerekçeli kararda, dosyada bir kısım ibra belgeleri bulunduğundan bahisle karar verildiği belirtilmişse de bu belgelerin hangi alacakla ilgili olduğu, dava konusu edilen tüm alacağı kapsayıp kapsamadığı hususu açık olmadığından hükmün denetimi yapılamamaktadır.

Bu durumda mahkemece, öncelikle HMK 31. madde uyarınca davacı vekiline talepleri ve dayanakları açıklattırılarak, buna göre tarafların kanıtlarını toplamak ve uyuşmazlığın özelliği gerektirdiği takdirde konu hakkında uzman bilirkişilerden denetime elverişli rapor alınarak bir sonuca varılması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, ( 2 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Benzer Yazılar:

Yorum yapın