Şirkete İhtiyati Tedbir Niteliğinde Kayyım Atanması

Şirkete İhtiyati Tedbir Niteliğinde Kayyım Atanması

 şirket avukatı

T.C.

YARGITAY

11. HUKUK DAİRESİ

E. 2011/7398

K. 2012/14892

T. 3.10.2012

• ŞİRKETE İHTİYATİ TEDBİR NİTELİĞİNDE KAYYIM ATANMASI ( İstem Davalı Şirkete Yönetim Kayyımı Atanmasına Dair Olup Mahkemece Verilen Kararın Geçici Mahiyette Olduğu ve Eldeki Davaya Dair Uyuşmazlığı Giderici Vasıfta Bulunmadığı – Değinilen Husus Göz Önünde Bulundurularak Karar Verileceği )

• KAYYIM ATANMASI İSTEMİ ( Şirkete İhtiyati Tedbir Niteliğinde – Mahkemece Verilen Kararın Geçici Mahiyette Olduğu ve Eldeki Davaya Dair Uyuşmazlığı Giderici Vasıfta Bulunmadığı/Değinilen Husus Göz Önünde Bulundurularak Karar Verileceği )

• TEMSİL KAYYIMI ATANMASI ( Eldeki Davada Davacı Tarafça İstem Davalı Şirkete Yönetim Kayyımı Atanmasına Dair Olduğu – Mahkemece Verilen Kararın Geçici Mahiyette Olduğu ve Eldeki Davaya Dair Uyuşmazlığı Giderici Vasıfta Bulunmadığı/Değinilen Husus Göz Önünde Bulundurularak Karar Verileceği )

4721/m.426

ÖZET : Davacı, şirkete müdür seçimi yapılamadığından şirkete kayyım olarak mahkemece belirlenecek bir kişinin ya da şirket ortağı olan A.’in atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı şirkete ihtiyati tedbir mahiyetinde, temsil kayyımı atandığı anlaşılmaktadır. Buna karşın eldeki davada davacı tarafça istem, davalı şirkete yönetim kayyımı atanmasına dair olup, adı geçen mahkemece verilen kararın geçici mahiyette olduğu ve eldeki davaya dair uyuşmazlığı giderici vasıfta bulunmadığı açıktır. O halde mahkemece değinilen husus göz önünde bulundurularak, davanın esası hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar vermek gerekir.

DAVA : Taraflar arasında görülen davada; Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 21.3.2011 tarih ve 2010/514-2011/148 Sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi M. Alper Bostancı tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra, işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

KARAR : Davacı; asıl ve birleşen davalarda, davalı şirketin ortağı olduğunu, davalı şirketin müdürü olan A.’in görev süresinin 14.9.2010 tarihinde sona erdiğini, tüm ortaklara 2.8.2010 tarihinde ortaklar kurulu toplantısı için çağrı bildirimi gönderildiğini, ancak ortaklardan % 65 hisseye sahip olan N.’ın ortaklar kurulu toplantısına katılmadığını ve oyçokluğu ile alınan kararın ticaret sicil memurluğu tarafından sicile kaydedilmediğini, bu durumda şirkete müdür seçimi yapılamadığından şirkete kayyım olarak mahkemece belirlenecek bir kişinin ya da şirket ortağı olan A.’in atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı N. ve K… Ağaç San. A. Ş. vekili, müvekkili N.’ın şirket temsilcisi olarak hareket ettiğini ve müvekkiline husumet düşmesinin mümkün olmadığını, müvekkili şirketin ise davaya konu % 65 oranındaki davalı şirket hissesini ihale yoluyla devraldığını, ancak ihalenin feshi davası açılması sebebiyle müvekkilinin ortaklık durumunun henüz kesinleşmediğini bildirerek, davanın reddini savunmuştur.

Davalı A., davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

Yargılama sırasında Ş. vekili, müvekkilinin kayyım tayini istenen şirkette % 65 oranında hissedar olduğunu, müvekkiline ait hisselerin icra marifeti ile satılmasına dair olarak ihalenin feshi davası açtıklarını, bu sebeple hisse satışı sebebiyle müvekkilinin hissedarlığının göz ardı edildiğini ileri sürerek, davalı yanında davaya katılma talebinde bulunmuştur.

Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafından davalı limited şirkete F. isimli kişinin müdür olarak atanmasına dair olarak ortaklar kurulu kararının iptali amacıyla Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde dava açıldığı, yapılan yargılama sırasında mahkemece

27.1.2011 tarihli ortaklar kurulu kararının icrasının geri bırakılmasına ve 15.9.2010 tarihinden bu yana davalı şirketin organsız kaldığı gerekçesiyle şirketin davada temsili ve müdürlük görevini üstlenmek üzere re’sen şirkete kayyım atanmasına karar verildiği, bu haliyle eldeki davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve davalı N. hakkında açılan davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.

Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

Dava, limited şirkete kayyım atanması istemine ilişkindir.

Davacı; asıl ve birleşen davalarda, davalı şirketin ortağı olduğunu, davalı şirketin müdürü olan A.’in görev süresinin 14.9.2010 tarihinde sona erdiğini, tüm ortaklara 2.8.2010 tarihinde ortaklar kurulu toplantısı için çağrı bildirimi gönderildiğini, ancak ortaklardan % 65 hisseye sahip olan N.’ın ortaklar kurulu toplantısına katılmadığını ve oyçokluğu ile alınan kararın ticaret sicil memurluğu tarafından sicile kaydedilmediğini, şirkete müdür seçimi yapılamadığından şirkete kayyım olarak mahkemece belirlenecek bir kişinin ya da şirket ortağı olan A.’in atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, mahkemece yapılan yargılama sonunda, davalı şirket hakkında açılan bir başka davada davalı şirkete kayyım atandığı ve bu sebeple davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Dosya içinde karar örneği bulunan Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/87 E. sayılı ilamı uyarınca davalı şirkete ihtiyati tedbir mahiyetinde, temsil kayyımı atandığı anlaşılmaktadır. Buna karşın eldeki davada davacı tarafça istem, davalı şirkete yönetim kayyımı atanmasına dair olup, adı geçen mahkemece verilen kararın geçici mahiyette olduğu ve eldeki davaya dair uyuşmazlığı giderici vasıfta bulunmadığı açıktır. O halde mahkemece değinilen husus göz önünde bulundurularak, davanın esası hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar vermek gerekirken, yazılı gerekçe ile karar verilmesine yer olmadığı şeklinde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeplerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödenen temyiz peşin harcın istemi halinde temyiz edene iadesine, 03.10.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi

Benzer Yazılar:

Yorum yapın