Kişilik Haklarının İhlali Nedeniyle Manevi Tazminat

Kişilik Haklarının İhlali Nedeniyle Manevi Tazminat

T.C.

YARGITAY

HUKUK GENEL KURULU

E. 2011/4-418

K. 2011/513

T. 13.7.2011

• KİŞİLİK HAKLARININ İHLALİ NEDENİYLE MANEVİ TAZMİNAT TALEBİ ( Davalı Adalet Bakanının Beyanlarının Kamuoyunu Aydınlatma Görevi Sınırları İçinde Kaldığı – Davanın Reddedileceği )

• KAMUOYUNU AYDINLATMA GÖREVİ SINIRI İÇİNDE BEYANDA BULUNMAK ( Kişilik Haklarının İhlali Nedeniyle Manevi Tazminat Talebi/Davalı Adalet Bakanının Beyanlarının Kamuoyunu Aydınlatma Görevi Sınırları İçinde Kaldığı – Davanın Reddedileceği )

• ADALET BAKANININ BEYANI ( Kişilik Haklarının İhlali Nedeniyle Manevi Tazminat Talebi/Davalı Adalet Bakanının Beyanlarının Kamuoyunu Aydınlatma Görevi Sınırları İçinde Kaldığı – Davanın Reddi Gerektiği )

4721/m.24

818/m.49

ÖZET : Dava, kişilik haklarının ihlali nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Davalıya atfen yer alan ifadeler bir bütün olarak ele alındığında, davalının Adalet Bakanı olarak genel beyan ve yorumda bulunup kendi görüşünü belirttiği, davacının adının geçmediği, soruşturmanın sağlıklı yürütülmesi ve neticeye ulaşılması için Bakanlık olarak üzerlerine düşen her türlü görevi yerine getireceklerini ifade ettiği ve suç örgütleriyle ilgili hassasiyetlerini dile getirdiği, belirgindir. Davalının kamuoyunu aydınlatma görevi sınırları içinde beyanda bulunduğu anlaşılmaktadır. Dava reddedilmelidir.

DAVA : Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR : Dava, kişilik haklarının ihlali nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir.

Yerel mahkemece, davanın reddine dair verilen karar davacı vekilinin temyizi üzerine, Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde yazılı gerekçeyle bozulmuş; mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Direnme kararını, davacı vekili temyize getirmiştir.

Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; dava konusu yazının içeriği, kullanılan söz ve ifadeler itibariyle davacının kişilik haklarına saldırının söz konusu olup, olmadığı; diğer bir deyişle davacı yararına manevi tazminata hükmetme koşullarının oluşup, oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

Somut olayda, dava konusu yazıda davalıya atfen yer alan ifadeler bir bütün olarak ele alındığında, davalının Adalet Bakanı olarak genel beyan ve yorumda bulunup kendi görüşünü belirttiği, davacının adının geçmediği, soruşturmanın sağlıklı yürütülmesi ve neticeye ulaşılması için Bakanlık olarak üzerlerine düşen her türlü görevi yerine getireceklerini ifade ettiği ve suç örgütleriyle ilgili hassasiyetlerini dile getirdiği, belirgindir.

Böylece dava konusu yazı; bütünü ile incelendiğinde davalının kamuoyunu aydınlatma görevi sınırları içinde beyanda bulunduğu ve davacının kişilik değerlerine bir saldırıda bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

Hal böyle olunca; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, yukarıda ve mahkeme kararında açıklanan gerektirici nedenlere, delilerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması gerekir.

SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, gerekli temyiz ilam harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 13.07.2011 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

 

 

Benzer Yazılar:

Yorum yapın