İşe İade | Düşünme Süresinin Verilmesi

İşe İade | Düşünme Süresinin Verilmesi

T.C.

YARGITAY

9. HUKUK DAİRESİ

E. 2013/1454

K. 2013/9842

T. 21.3.2013

• FESHİN GEÇERSİZLİĞİ VE İŞE İADE ( Ücret Sisteminin Değiştirilmesi – Davacıya Düşünmesi İçin Verilen Süreyi Dava Açmak İçin Düzenlenen Hak Düşürücü Süre İçinde Saymanın Kabul Edilemeyeceği )

• HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE ( Feshin Geçersizliği ve İşe İade İstemi – Ücret Sisteminin Değiştirilmesi/Davacıya Düşünmesi İçin Verilen Süreyi Dava Açmak İçin Düzenlenen Hak Düşürücü Süre İçinde Saymanın Kabul Edilemeyeceği )

• BİLDİRİM SÜRESİ ( Görev Değişikliğini Kabul Etmeme Gibi Fesih Bildiriminin Davacının İradi Davranışına Şartına Bağlı Olarak Yapıldığında Bildirim Süresi Şartın Gerçekleşmesiyle İşlemeye Başlayacağı )

• DÜŞÜNME SÜRESİ VERİLMESİ ( Feshin Geçersizliği ve İşe İade İstemi – Ücret Sisteminin Değiştirilmesi/Davacıya Düşünmesi İçin Verilen Süreyi Dava Açmak İçin Düzenlenen Hak Düşürücü Süre İçinde Saymanın Kabul Edilemeyeceği )

4857/m.21

ÖZET : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir. Davacıya 19 Ocak 2012 günü yapılan bildirimde ekonomik nedenlerle işyerinde uygulanmakta olan yüzde/puan esaslı ücret sisteminin 02 Şubat 2012 tarihinden itibaren kaldırılmasına karar verildiği, yeni sistemde davacının aylık brüt ücretinin 2.938 TL olacağı belirtilerek davacıya bu konuda düşünmesi için 01 Şubat 2012 günü saat 15:00’a kadar süre verilmiştir. Görev değişikliğini kabul etmeme gibi fesih bildiriminin davacının iradi davranışına şartına bağlı olarak yapıldığında bildirim süresi şartın gerçekleşmesiyle işlemeye başlayacaktır. Davalının 25 Ocak 2012 tarihli bildiriminde de kabul ettiği üzere davacı değişikliği kabul etmediğini 25 Ocak 2012 tarihinde davalı işverenliğe yazılı olarak bildirmiştir. Şartın 25 Ocak 2012 tarihinde gerçekleştiği kabul edilerek dava açma süresinin bu tarihte başladığı kabul edilmelidir. Aksi kabul edildiğinde davacıya düşünmesi için verilen süreyi dava açmak için düzenlenen hak düşürücü süre içinde saymak gibi bir sonuca götürür ki hukuk tarafından bu kabul edilemez. Buna göre bir aylık hak düşürücü sürenin 25 Ocak 2012 günü başladığı 24 Şubat 2012 günü harç yatırılarak açılan davanın süresi içinde açıldığı kabul edilerek davanın esasına girilerek bir karar verilmesi gerekir.

DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.

Yerel mahkeme, isteğin reddine karar vermiştir.

Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : A ) Davacı İsteminin Özeti:

Davacı vekili dava dilekçesinde ve duruşmadaki beyanında özetle; müvekkilinin 05/05/2006 tarihinde Resepsiyonist ( Ön Büro elamanı ) olarak işe başladığını, iş akdinin işverence 19/01/2012 tarihli ihbarname ile haksız ve mesnetsiz ve de gerçek dışı gerekçelerle haksız ve kötü niyetli olarak 02/02/2012 tarihinde feshedildiğini, feshin geçersiz sayılmasını ve işe iadesini talep etmiştir.

B ) Davalı Cevabının Özeti:

Davalı vekili, davanın 4857 yasının 20 maddesine göre 1 aylık hak düşümü süresinde açılmadığını, esas bakımından da davalı otelde yıllardan beri iki farklı ücret sistemi uygulandığını, çalışanların aylık maktu ücrete tabi çalışanlar ve yüzde/puan usulüne göre çalışanlar olduğu, davalı iş yerinde ödenen ücretlerin piyasada ödenen ücretlerden % 100 ve daha fazla yukarıda olduğunu, 19/01/2012 tarihinde davalıya değişiklik teklifinde bulunulduğunu ve bununda “gerek ekonomik nedenler, gerekse yapısal vb. işletme, işyeri ve işin gerekleri ile davalı işyerinde uygulanan yüzde/puan esaslı ücret sistemi, istihdamın devamı açısından ve feshin son çare olması ilkesinin bir gereği olarak 02/02/2012 tarihinden kaldırılmasına karar verildiği, kabul edilmesi halinde uygulanacak ve ilk kez 05/03/2012 tarihinde yatacak ücretin aylık 2.938,00 TL olacağını ve dolayısı ile 10/01/2012 tarihinde maktu ücret ile çalışan personele yapılan bildirimlere konu zamlı ücretlerin 05/02/2012 tarihinde personelin banka hesabına yatıralacağının” açıklandığı, böylece 4857 sayılı yasanın 22. maddesindeki şartın yerine getirildiğini, yasa gereği 6 iş günlük düşünme süresinin 26/01/2012 de sona ermesine rağmen 01/02/2012 tarihine kadar uzatıldığını ve 01/02/2012 günü saat 15,00 e kadar tereddüt edilen hususlarda davalı işverenliğe müracaat edilebileceğini belirtildiği, teklife konu hususların işyerindeki bir kısım işçilerin üye olduğu oleyis sendikası ile de paylaşıldığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.

C ) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:

Mahkemece, davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

D ) Temyiz:

Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.

E ) Gerekçe:

4857 sayılı İş Kanunu’nun 20. maddesi uyarınca iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan feshedildiğini ileri süren işçinin, fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içerisinde feshin geçersizliği ve işe iade istemi ile dava açması gerekir. Bu süre hak düşürücü süre olup, resen dikkate alınması gerekir.

İşveren fesih bildiriminde bulunmuş, ancak bunu tebliğ etmemiş olmasına rağmen, örneğin, işçi, işvereni şikâyet ederek, fesih bildiriminin yapıldığı tarihi kesin olarak belirleyecek bir işlem yapmışsa, artık bu tarihin esas alınması uygun olacaktır. Bu anlamda işverenin fesih bildiriminin tebliğden imtina edildiği tutanakların tutulduğu tarih, tutanak düzenleyicilerinin doğrulaması halinde tebliğ tarihi sayılacaktır. Eylemli fesih halinde dava açma süresi, eylemli feshin yapıldığı tarihten itibaren işler. Fesih bildirimine karşı idari itiraz yolu öngören personel yönetmeliği ya da sözleşme hükümleri, dava açma süresini kesmeyeceği gibi, işçinin bu süre içinde hastalığı nedeni ile rapor alması da bu süreyi durdurmayacaktır. Dairemizin kararlılık kazanan uygulaması bu yöndedir. ( 15.09.2008 gün ve 2008/1860 Esas, 2008/23531 Karar sayılı ilamımız ).

İş sözleşmesinin önel verilerek feshi halinde, dava açma süresi önelin sona ereceği tarihte değil, işverenin fesih bildirimini tebliğ ettiği tarihten başlar.

Somut olayda davacı davalı işverenlikte resepsiyonist olarak olarak çalışmaktayken 19 Ocak 2012 tarihinde davalı işveren davacıya çalışma koşullarında değişiklik yapıldığı, bu hususta düşüncesini 01.02.2012 günü saat 15:00’a kadar bildirmesi, sessiz kalması veya değişikliği kabul etmeyeceğini bildirmesi halinde iş sözleşmesinin 02 Şubat 2012 tarihi itibariyle sona ereceğini bildiren bir bildirimde bulunmuştur. Davalı 25 Ocak 2012 tarihinde yazılı bildirimle davacının teklifi 25 Ocak 2012 günü kabul etmediğini bildirdiği belirterek iş sözleşmesinin 02 Şubat 2012 tarihi itibariyle feshedildiğini bildiren bir bildirim daha yapmıştır. İşe iade davası 24 Şubat 2012 tarihinde açılmıştır. Mahkemece davacıya 19 Ocak 2012 tarihinde yapılan bildirimde iş sözleşmesinin 02 Şubat 2012 tarihi itibariyle feshedileceğinin bildirildiği buna göre bir aylık hak düşürücü süre içinde açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Taraflar arasındaki uyuşmazlık 19 Ocak 2012 günü davacıya yapılan bildirimin fesih bildirimi olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği ve sonuçta davanın hak düşürücü süre içinde açılıp açılmadığı noktasında toplanmaktadır.

Davacıya 19 Ocak 2012 günü yapılan bildirimde ekonomik nedenlerle işyerinde uygulanmakta olan yüzde/puan esaslı ücret sisteminin 02 Şubat 2012 tarihinden itibaren kaldırılmasına karar verildiği, yeni sistemde davacının aylık brüt ücretinin 2.938 TL olacağı belirtilerek davacıya bu konuda düşünmesi için 01 Şubat 2012 günü saat 15:00’a kadar süre verilmiştir. Görev değişikliğini kabul etmeme gibi fesih bildiriminin davacının iradi davranışına şartına bağlı olarak yapıldığında bildirim süresi şartın gerçekleşmesiyle işlemeye başlayacaktır. Davalının 25 Ocak 2012 tarihli bildiriminde de kabul ettiği üzere davacı değişikliği kabul etmediğini 25 Ocak 2012 tarihinde davalı işverenliğe yazılı olarak bildirmiştir. Şartın 25 Ocak 2012 tarihinde gerçekleştiği kabul edilerek dava açma süresinin bu tarihte başladığı kabul edilmelidir. Aksi kabul edildiğinde davacıya düşünmesi için verilen süreyi dava açmak için düzenlenen hak düşürücü süre içinde saymak gibi bir sonuca götürür ki hukuk tarafından bu kabul edilemez.

Buna göre bir aylık hak düşürücü sürenin 25 Ocak 2012 günü başladığı 24 Şubat 2012 günü harç yatırılarak açılan davanın süresi içinde açıldığı kabul edilerek davanın esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozma nedenidir.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 21.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Benzer Yazılar:

Yorum yapın