Haklı Fesih | İşyerine Alkollü Gelme

Haklı Fesih | İşyerine Alkollü Gelme

T.C.

YARGITAY

22. HUKUK DAİRESİ

E.2015/19348

K.2017/25150

T.20.11.2017

  • HAKLI FESİH (Davacı ve Arkadaşının Gece Yarısı İşyerine Alkollü Gelerek İşyeri Huzur ve Sükununu Bozduğu Ertesi Gün de İşe Devam Etmediği – Davacının Bu Davranışları 4857 S. İş Kanunu’nun 25/II Uyarınca Açıkça İşverene Haklı Fesih İmkanı Tanıdığı/Davacının Kıdem ve İhbar Tazminatı Talebinin Reddi Gerektiği)
  • KIDEM VE İHBAR TAZMİNATI İSTEMİ (Davacı ve Arkadaşının Gece Yarısı İşyerine Alkollü Gelerek İşyeri Huzur ve Sükununu Bozduğu Ertesi Gün de İşe Devam Etmediği – Davacının Bu Davranışları 4857 S. İş Kanunu’nun 25/II Uyarınca Açıkça İşverene Haklı Fesih İmkanı Tanıdığı/Reddi Gerektiği)
  • İŞYERİNE ALKOLLÜ GELME (İşçilik Alacakları İstemi – Davacı ve Arkadaşının Gece Yarısı İşyerine Alkollü Gelerek İşyeri Huzur ve Sükununu Bozduğu Ertesi Gün de İşe Devam Etmediği/Davacının Kıdem ve İhbar Tazminatı Talebinin Reddi Gerektiği)

4857/m.25/II

ÖZET : Davacı vekili, davacının iş sözleşmesinin haksız şekilde işverence feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatı ile birtakım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini istemiştir. Olay gecesi işyerinde sorumlu olarak bulunan A. T.’in; davacı ve arkadaşının işyerine gece yarısı alkollü geldiği, diğer şoförleri telefonla arayarak tehdit ettikleri, işvereni çağırmasını istedikleri, ertesi günü davacı ve arkadaşının işe gelmediklerini, diğer davalı tanığı; bir gece işyerinde tatsızlık olduğunu duyduğunu, ertesi günü davacı ve arkadaşının işe gelmediğini; davacı tanıkları ise o tarihte işyerinde bulunmadıkları, feshe dair bilgilerinin olmadığını beyan ettikleri görülmektedir. Davacı iddiasını tanıklarla ispat edemediği gibi, davalı tanıkları da beyanlarıyla davalı savunmalarını doğrulamıştır. Buna göre, davacı ve arkadaşının gece yarısı işyerine alkollü gelerek işyeri huzur ve sükununu bozduğu, ertesi gün de işe devam etmediği sabittir. Davacının bu davranışları 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 25/II uyarınca açıkça işverene haklı fesih imkanı tanımaktadır. Davacının kıdem ve ihbar tazminatı talebinin reddi gerekir.

DAVA : Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davacı İsteminin Özeti:

Davacı vekili, davacının iş sözleşmesinin haksız şekilde işverence feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatı ile birtakım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini istemiştir.

Davalı Cevabının Özeti:

Davalı vekili, davacının iş akdinin işyerinde huzur ve sükunu bozduğundan haklı sebeple feshedildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

Mahkeme Kararının Özeti:

Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Temyiz başvurusu :

Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.

Gerekçe:

1-) Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

2-)Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının iş akdinin işverence haklı sebeple feshedilip feshedilmediği ve dolayısıyla kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanıp kazanamayacağı noktasında toplanmaktadır.

4857 Sayılı İş Kanununun 25 inci maddesinin (II) numaralı bendinde, ahlâk ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığı halinde, işverenin iş sözleşmesini haklı fesih imkânının olduğu açıklanmıştır. Yine değinilen bendin (e) alt bendinde, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan işçi davranışlarının da işverene haklı fesih imkânı verdiği ifade edilmiştir. Görüldüğü üzere yasadaki haller sınırlı sayıda olmayıp, genel olarak işçinin sadakat borcuna aykırılık oluşturan söz ve davranışları işverene fesih imkânı tanımaktadır.

Somut olayda, davacının davalı işyerinde sevkiyat sorumlusu olarak çalışmaktayken 01/11/2012 tarihinde gece saatlerinde birlikte çalıştığı H. H.ile işyerine alkollü gelerek, işyerinde çalışanları tehdit ettiği, çalışanlara küfür ettiği, işyerinde huzur ve sükunu bozduğu gerekçesiyle iş akdinin haklı sebeple feshedildiği anlaşılmaktadır. Davacı ise, iş akdinin fazla çalışma alacaklarını talep ettiğinden işverence haksız olarak feshedildiğini iddia etmektedir.

Dosyadaki belgelerden, 01/11/2012 tarihinde davalı işverenin davacı ve aynı şekilde iş akdi feshedilen H. H. hakkında işyerinde çalışanları tehdit ve hakaret ederek huzur ve sükunu bozdukları sebebiyle şikayetçi olduğu, 02/11/2012 tarihinde ihtarname göndererek davacının iş akdini 4857 Sayılı Kanun’un 25/2 ile diğer ilgili maddeleri uyarınca feshettiği görülmektedir. Olay gecesi işyerinde sorumlu olarak bulunan A. T.’in; davacı ve arkadaşının işyerine gece yarısı alkollü geldiği, diğer şoförleri telefonla arayarak tehdit ettikleri, işvereni çağırmasını istedikleri, ertesi günü davacı ve arkadaşının işe gelmediklerini, diğer davalı tanığı; bir gece işyerinde tatsızlık olduğunu duyduğunu, ertesi günü davacı ve arkadaşının işe gelmediğini; davacı tanıkları ise o tarihte işyerinde bulunmadıkları, feshe dair bilgilerinin olmadığını beyan ettikleri görülmektedir. Davacı iddiasını tanıklarla ispat edemediği gibi, davalı tanıkları da beyanlarıyla davalı savunmalarını doğrulamıştır. Buna göre, davacı ve arkadaşının gece yarısı işyerine alkollü gelerek işyeri huzur ve sükununu bozduğu, ertesi gün de işe devam etmediği sabittir. Davacının bu davranışları 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 25/II uyarınca açıkça işverene haklı fesih imkanı tanımaktadır.

Mahkemenin kıdem ve ihbar tazminatı alacağı talebine dair gerekçesi ve vardığı sonuç çelişkilidir. Mahkeme gerekçesinde de yukarda bahsedilen somut vakıalar açıkça belirtilmiş ancak kıdem ve ihbar tazminatının kabulüne karar verilmiştir.

Tüm dosya kapsamındaki belgeler ve tanık beyanları karşısında mahkemece çelişkili gerekçeyle kıdem ve ihbar tazminatının kabulüne karar verilmesi hakkaniyet ilkesine ve menfaatler dengesine aykırı olmuştur. Bu nedenlerle, davacının kıdem ve ihbar tazminatı talebinin reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

3-) Davacının fazla çalışma alacağı talebine dair de uyuşmazlık bulunmaktadır.

Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacı talebi gibi haftanın 5 günü 06.00-19.00, haftanın 1 günü 06.00-21.00 saatleri arasında çalışmak olmak üzere haftada 26 saat fazla çalışma yapıldığı kabul edilmiştir. Davacıyla aynı dönemde aynı işi yapan H.Haktanır’ın Dairemizin 2016/803 e. sayılı dosyasında; ortak tanık beyanlarına göre, haftanın 6 günü 06.00-19.00 saatleri arasında olmak çalışmak üzere haftada 24 saat fazla çalışma yaptığı kabul edilerek buna göre hesaplama yapıldığı görülmektedir. Tüm dosya kapsamı, tanık beyanları, davacının yaptığı iş ve emsal dosyadaki tanık beyanları dikkate alındığında davacının da emsal dosyadaki gibi, imzalı ücret bordrolarında fazla mesai tahakkuku bulunan aylar dışlanmak suretiyle haftada 24 saat fazla çalışma yaptığı kabul edilerek hesaplama yapılması dosya kapsamına uygun olacaktır.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenmesi halinde ilgiliye iadesine, 20.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Benzer Yazılar:

Yorum yapın