Boşanma | Evliliğin Sürdürülmesi

 

T.C.

YARGITAY

2. HUKUK DAİRESİ

E. 2010/7221

K. 2011/11042

T. 21.6.2011

• BOŞANMA ( Her İki Tarafın da Boşanma Davası Açması ve Gerçekleşen Olayların Niteliği Değerlendirildiğinde Evliliğin Sürdürülmesinde Taraflar İçin Bir Yarar Kalmadığından İstemin Kabulü Gereği )

• EVLİLİĞİN SÜRDÜRÜLMESİ ( Her İki Tarafın da Boşanma Davası Açması ve Gerçekleşen Olayların Niteliği Değerlendirildiğinde Evliliğin Sürdürülmesinde Taraflar İçin Bir Yarar Kalmadığı – Boşanma Koşullarının Gerçekleştiği )

4721/m.166/2

ÖZET : Her iki tarafın da boşanma davası açması ve gerçekleşen olayların niteliği değerlendirildiğinde, evliliğin sürdürülmesinde taraflar için bir yarar kalmamıştır. Bu durumda, davalı-davacı kocanın davası bakımından da Türk Medeni Kanununun 166/2. maddesindeki boşanma koşulları gerçekleşmiştir. Bu nedenle, davalı-davacı kocanın boşanma davasının da kabulüyle boşanmaya karar verilecek yerde, yazılı şekilde sadece davacı-davalı kadının davasının kabulüyle boşanmaya karar verilmiş olması isabetsizdir.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hükmün her iki dava yönünden temyizen mürafaa icrası suretiyle tetkiki istenilmekle duruşma için tayin olunan 21.06.2011 gününde duruşmalı temyiz eden davalı-karşı davacı Mahir İ. A. vekili ile karşı taraf davacı-davalı Elif B. A. vekili geldiler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Toplanan delillerden; davalı-davacı kocanın, eşine hakaret ettiği, güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu ve birlik görevlerini yerine getirmediği, davacı-davalı kadının ise, eşine hakaret edip onu tehdit ettiği, böylece evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına yol açan olaylarda, her iki taraf da kusurlu olmakla birlikte; davalı-davacı kocanın daha fazla kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Her iki tarafın da boşanma davası açması ve gerçekleşen olayların niteliği değerlendirildiğinde, evliliğin sürdürülmesinde taraflar için bir yarar kalmamıştır. Bu durumda, davalı-davacı kocanın davası bakımından da Türk Medeni Kanununun 166/2. maddesindeki boşanma koşulları gerçekleşmiştir. Bu nedenle, davalı-davacı kocanın boşanma davasının da kabulüyle boşanmaya karar verilecek yerde, yazılı şekilde sadece davacı-davalı kadının davasının kabulüyle boşanmaya karar verilmiş olması isabetsiz olup; bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı-davalı kadının kabul edilen boşanma davası ve ferilerine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, duruşma için taktir olunan 825.00 TL. vekalet ücretinin Elif B.’den alınıp Mahir İ.’e verilmesine , istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.06.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Benzer Yazılar:

Yorum yapın