Alacak Davası | Avukat

Alacak Davası | Avukat

avukat

T.C.

YARGITAY

11. HUKUK DAİRESİ

E. 2014/11979

K. 2015/3382

T. 12.3.2015

• ALACAK DAVASI ( Davacının Cüzdanlardaki Hesap Hareketlerinin Dava Konusu İşlemlere Ait Olmadığını İddia Etmemiş Bulunmasına Göre Davacı Vekilinin Yerinde Görülmeyen Tüm Temyiz İtirazlarının Reddi Gerektiği )

• HESAP CÜZDANI ( Davacının Hesabından Yapılmış Olan Tüm Ödemelerin Davacı Tarafça Sunulan Hesap Cüzdanlarında Yer Aldığına Dair Davalı Savunmasına Karşı Davacı Tarafça Yargılamanın Hiçbir Aşamasında Bir İtirazda Bulunulmadığı – Davanın Reddinin İsabetli Olduğu )

• BİLİRKİŞİ RAPORUNA İTİRAZ ( Alacak Davası – Bilirkişi Tespitine ve Yerel Mahkeme Kararına Karşı Davacı Tarafça Yargılamanın Hiçbir Aşamasında Bir İtirazda Bulunulmadığı/Davanın Reddine Karar Verilmesinin Usul ve Yasaya Uygun Olduğu )

• HESAP HAREKETLERİ ( Alacak Davası/Davacının Cüzdanlardaki Hesap Hareketlerinin Dava Konusu İşlemlere Ait Olmadığını İddia Etmediği – Davanın Reddinin Doğru Olduğu )

ÖZET : Dava, alacak istemine ilişkindir. Davacının hesabından yapılmış olan tüm ödemelerin, davacı tarafça sunulan hesap cüzdanlarında yer aldığına dair davalı savunmasına, bilirkişi tespitine ve yerel mahkeme kararına karşı, davacı tarafça yargılamanın hiçbir aşamasında bir itirazda bulunulmamış olmasına, yine davacının cüzdanlardaki hesap hareketlerinin dava konusu işlemlere ait olmadığını da iddia etmemiş bulunmasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanması gerekmiştir.

DAVA : Taraflar arasında görülen davada İstanbul ( Kapatılan ) 42. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 07/10/2013 tarih ve 2011/7-2013/267 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 10/03/2015 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili ve davalı vekili dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin davalı Bankanın Yıldırım/Beşyüzevler Şubesi’ndeki Euro hesabına çeşitli tarihlerde ve özellikle 28.01.2010 tarihinde 17.000 Euro, USD hesabına çeşitli tarihlerde ve özellikle 21.02.2011 tarihinde 7.500 USD. ve TL. hesabında çeşitli tarihlerde ve özellikle 21.02.2011 tarihinde 11.949,46 TL. yatırdığını, davalı banka tarafından müvekkilinin bilgisi dışında bu paraların üçüncü kişilere ödendiğini veya başka banka hesaplarına aktarıldığını, müvekkilinin bu durumu 21.06.2011 tarihinde öğrendiğini, davalıya keşide edilen 27.07.2011 tarihli ihtarnameye de bir yanıt vermediğini ileri sürerek, 17.000 Euro, 7.500 USD. ve 6.600 TL.’nin 11.07.2011 tarihine kadar davalı bankaca vadesiz mevduatlara verilen faizi ve 11.07.2011 tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, toplanan kanıtlara ve bilirkişi raporuna dayanılarak, taraflar arasında imzalanan bankacılık hizmet sözleşmesinin 14.2. maddesinde davacının faks talimatı ile gerçekleştirilen işlemlerde faks teyidi almaksızın yerine getirmesi yönünde bankaya yetki verdiği, dava konusu işlemlerin faks ile gerçekleştirilen işlemler olduğu, davacının kart borçlarını bizzat ödediği, ATM. log kayıtlarından haberdar olduğu, davacının hesabından yapılmış olan tüm ödemelerin davacı tarafından mahkemeye ibraz edilen hesap cüzdanlarında yer aldığı, kart borçlarının da otomatik ödeme talimatından ödendiği, imza incelemesi sonucunda incelenen ödeme talimatlarındaki imzaların davacının eli ürünü olduğu, incelemesi faks talimatı olması nedeniyle yapılamayan talimatlara ilişkin ödemelerin de davacıya ait hesap cüzdanında aynen yer aldığı, davacının mahkemeye sunmuş olduğu hesap cüzdanında yer alan havalelerden bilgi sahibi olmamasının hayatın olağan akışına aykırı bulunduğu gibi 27.04.2009 ilk işlem tarihi ile son işlem tarihi 21.02.2011 tarihleri arasında yapılan havalelere sessiz kalması ve hesap cüzdanında tüm işlemler yazılı olmasına rağmen olayı 21.06.2011 tarihinde öğrendiğini iddia etmesinin davacının usulsüz olduğunu iddia işlemlere icazet verdiğinin kanıtı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve davacının hesabından yapılmış olan tüm ödemelerin, davacı tarafça sunulan hesap cüzdanlarında yer aldığına dair davalı savunmasına, bilirkişi tespitine ve yerel mahkeme kararına karşı, davacı tarafça yargılamanın hiçbir aşamasında bir itirazda bulunulmamış olmasına, yine davacının cüzdanlardaki hesap hareketlerinin dava konusu işlemlere ait olmadığını da iddia etmemiş bulunmasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanması gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile kararın ONANMASINA, takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 3,40 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 12.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Benzer Yazılar:

Yorum yapın