Boşanma | Nafaka Artış Oranı

T.C.

YARGITAY

2. HUKUK DAİRESİ

E. 2003/14212

K. 2004/649

T. 21.1.2004

• BOŞANMA ( Eki Niteliğinde Olmayan İstekler – Boşanma Davası İçinde İstense Bile Ayrıca Nisbi Harca Tabi Bulunduğu )

• BOŞANMA DAVASI İÇİNDE EKİ NİTELİĞİNDE OLMAYAN İSTEKLER ( Ayrıca Nisbi Harca Tabi Bulunduğu )

• NİSBİ HARÇ ( Boşanmanın Eki Niteliğinde Olmayan İstekler – Boşanma Davası İçinde İstense Bile Tabi Bulunduğu )

• NAFAKA ARTIŞ ORANI ( İnfazda Şüphe ve Tereddüde Yer Vermeyecek Şekilde Gerekçeli Kararda Gösterilmesi Gereği – Tefe Tüfe Gibi )

4721/m. 174

492/m. 16/3-4, 30

ÖZET : Boşanmanın eki niteliğinde olmayan istekler, boşanma davası içinde istense bile, ayrıca nisbi harca tabidir.

İleriki yıllara yönelik nafaka artış oranının infazda şüphe ve tereddüde yer vermeyecek şekilde gerekçeli kararda gösterilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden ve ileriki yıllarda hangi enflasyon verilerine göre artırılacağının ( Tefe, Tüfe… ) belirtilmemesi isabetsizdir.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hükmün temyizen mürafaa icrası suretiyle tetkiki istenilmekle dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

2-Davacının Türk Medeni Kanununun 174. maddesine dayanan bir tazminat talebi bulunmamaktadır. Davacı, dava dilekçesinde, “..davalı adına kayıtlı taşınmazlar alınırken tüm altınlarını vererek katkıda bulunduğunu, davalının, adına kayıtlı olan malları, kendisinin gösterdiği fedakarlık, emek ve ailesinin kendisine ve müşterek çocuklarına olan desteği sayesinde edindiğini, boşanma ile birlikte akte listesini verdiği edinilmiş malların yarısının davacı adına tazminat olarak hükmen tescilini” istemiştir. Bu istek, boşanmanın eki niteliğinde değildir ve boşanma davası içinde istense bile, ayrıca nisbi harca tabidir. Bu taleple ilgili dava dilekçesinde harca esas bir değer gösterilmemiştir. Yargılama sırasında da bu husus davacıya sorulmamıştır. Mahkemece davacının açıklanan talebiyle ilgili Harçlar Kanunun 16/3-4. maddesi ile 30. maddesi doğrultusunda işlem yapılması ve sonucu uyarınca karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi; davacının Türk Medeni Kanununun 174. maddesine dayanan bir tazminat talebi bulunmadığı halde, talep dışına çıkılarak, “… davacının boşanmakla ekonomik ve sosyal seviyesinde zarara uğrayacağı için maddi tazminata hak kazandığından bahisle “… maddi tazminat olarak ayın’a da karar verilebileceğinden” söz edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

3-İleriki yıllara yönelik nafaka artış oranının infazda şüphe ve tereddüde yer vermeyecek şekilde gerekçeli kararda gösterilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden ve ileriki yıllarda hangi enflasyon verilerine göre artırılacağının ( Tefe, Tüfe… ) belirtilmemesi isabetsizdir.

4- 4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4/1 maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ikinci kitabından ( MK. md. 118-494 ) kaynaklanan bütün davaların Aile Mahkemesinde bakılacağını, geçici 1. maddesi de; sonuçlanmamış davaların yetkili ve görevli aile mahkemesine devredileceğini hükme bağlamıştır. Karar bozulmakla sonuçlanmamış hale gelmiştir. Bu açıklama karşısında işin görev yönünün de düşünülmesi zorunludur.

SONUÇ : Temyiz edilen kararın yukarıda 2. ve 3. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma dışında kalan temyize konu bölümlerin 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, duruşma için takdir olunan 375.000.000 Tl. vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 21.01.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Benzer Yazılar:

Yorum yapın