Su Borcu | İtirazın İptali | Tüketici Mahkemesi

Su Borcu | İtirazın İptali | Tüketici Mahkemesi

 avukat

T.C.

YARGITAY

3. HUKUK DAİRESİ

E. 2013/15800

K. 2014/201

T. 14.1.2014

• İTİRAZIN İPTALİ DAVASI ( Su Borcundan Dolayı Açıldığı/Abone Tipinin Tespit Edilmediği – Tüketici Yasası Kapsamında Kalan İşlemlerden Olup Olmadığının Bilinmediği/Mesken Abonesi İse Görevsizlik Kararı Verilmesi Gerektiği )

• SU BORCUNUN ÖDENMEMESİNDEN DOĞAN DAVA ( Su Abonelik Tipinin Mesken ya da İşyeri Olup Olmadığının Tespit Edilemediği- Mesken Aboneliği Olması Halinde Davanın Tüketici Mahkemesinde Görüleceği/Aksi Halde Esasa Girilerek Karar Verilmesi Gerektiği )

• TÜKETİCİ MAHKEMELERİNİN GÖREVİ ( Su Abonelik Tipinin Mesken ya da İşyeri Olup Olmadığının Tespit Edilemediği – Tüketici Kanunun Uygulanmasıyla İlgili Olarak Çıkacak Her Türlü İhtilafın Tüketici Mahkemelerinde Görüleceği )

• TÜKETİCİ YASASI KAPSAMINDA KALAN İŞLEM ( Yasada Tanımları Verilen Satıcı ve Tüketiciler Arasında Mal ve Hizmet Satışına İlişkin Bir Hukuki İşlem Olması Gerektiği – Her Türlü Uyuşmazlıkta Tüketici Mahkemelerinin Görevli Olacağı )

• GÖREVLİ MAHKEME ( Su Abonesinin Kanunda Belirtilen Tüketici Tanımına Uyup Uymadığının Saptanamadığı – Tüketici Kanunun Uygulanmasıyla İlgili Olarak Çıkacak Her Türlü İhtilafın Tüketici Mahkemelerinde Görüleceği )

4077/m. 1, 2, 23

2004/m.67

ÖZET : Davacı abone olan davalı aleyhine su borcunun tahsili amacı ile icra takibi yaptıklarını, davalının da bu takibe itirazda bulunduğunu beyan ederek, itirazın iptali davası açmıştır. Bir hukuki işlemin Tüketici Yasası kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasada tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gereklidir. Tüketici Yasasının uygulanmasıyla ilgili olarak çıkacak her türlü ihtilaflara tüketici mahkemelerinde bakılır.

Dava konusu abone tipinin dosyadan tam olarak anlaşılamadığı, bu nedenle de, davacının kanunda belirtilen “tüketici” tanımına girip girmediğinin saptanamadığı anlaşılmıştır.

Öncelikle davalının aboneliğinin niteliği, mesken ya da işyeri abonesi olup olmadığının kesin olarak saptanmasından sonra, eğer mesken abonesi ise, davacının kanundaki tüketici tanımına uyduğu kabul edilip, davaya tüketici mahkemesinin bakması gerektiği gözetilerek, görevsizlik kararı verilmesi, aksi halde işin esası hakkında inceleme yapılarak karar verilmesi gerekir.

DAVA : Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili dilekçesinde, abone olan davalı aleyhine su borcunun tahsili amacı ile icra takibi yaptıklarını, davalının da bu takibe itirazda bulunduğunu beyan ederek, itirazın iptali ile % 40 inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.

4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun “Amaç” başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra “Kapsam” başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları, hizmet; bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyeti ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar.

Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır.

Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gereklidir.

4822 sayılı kanun ile değişik 4077 Sayılı TKHK’nın 3.maddesinde tüketici; bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişi olarak tanımlamıştır. Aynı yasanın 23. maddesinin 1.fıkrasında ise bu kanunun uygulanmasıyla ilgili olarak çıkacak her türlü ihtilaflara tüketici mahkemelerinde bakılacağı hükmü yer almıştır.

Bu bağlamda somut olay değerlendirildiğinde; davaya konu edilen abone tipinin dosyadan tam olarak anlaşılamadığı, bu nedenle de, davacının TKHK’da belirtilen “tüketici” tanımına girip girmediğinin saptanamadığı anlaşılmıştır.

Öyle ise mahkemece; bu ilkeler dikkate alınarak, öncelikle davalının aboneliğinin niteliği, mesken ya da işyeri abonesi olup olmadığının kesin olarak saptanmasından sonra, eğer mesken abonesi ise, davacının TKHK’da tanımlanan tüketici tanımına uyduğu kabul edilip, davaya tüketici mahkemesinin bakması gerektiği gözetilerek, görevsizlik kararı verilmesi, aksi halde işin esası hakkında inceleme yapılarak karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile görev hususu halledilmeden, yazılı şekilde işin esası hakkında karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Benzer Yazılar:

Yorum yapın