Aile Konutu | Tapu İptali ve Tescil

Aile Konutu | Tapu İptali ve Tescil

aile konutu boşanma avukatı

T.C.

YARGITAY

2. HUKUK DAİRESİ

E. 2012/26685

K. 2013/19230

T. 8.7.2013

• AİLE KONUTU ( Tapu İptali ve Tescil – Dava Konusu Taşınmazın Aile Konutu Olup Olmadığını Davalı Eşin Burayı Davacının Rızası Dışında Devredip Devretmediğini Taşınmazı Devralan Kişilerin Davalı Eş İle İşbirliği Halinde ve Kötüniyetli Olarak Davranıp Davranmadıklarını İspata Yarar Mahiyetteki Taraf Tanıkları Dinlenilmesi Gerektiğinde Mahallinde Keşif Yapılması Gerektiği )

• TAPU İPTALİ VE TESCİL ( Yerel Mahkemece Uyulan Bozma İlamı Sonrasında Yapılan İşlemlerin Davanın Esasına İlişkin Hüküm Kurmaya Elverişli Olmadığı – İsteğin 4721 S. TMK’nun Md. 194 Hükmüne Mi Yoksa Muvazaa Hukuki Sebebine Mi Dayandığının Davacıdan Sorulup Açıklattırılması Gerektiği )

• MUVAZAA ( Davacı ve Davalı Eşin Halen Evli Oldukları Bu Nedenle Taraflar Arasındaki Mal Rejiminin Henüz Sona Ermemesi Nedeniyle Mal Rejiminin Tasfiyesine İlişkin Hükümlerin Uygulanamayacağı/Bu Talep Yönünden Açılan Davalara Aile Mahkemesi Sıfatıyla Bakılamayacağı – Tapu İptali ve Tescil )

• GÖREV ( Tapu İptali ve Tescil – Davacı ve Davalı Eşin Halen Evli Oldukları Bu Nedenle Taraflar Arasındaki Mal Rejiminin Henüz Sona Ermemesi Nedeniyle Mal Rejiminin Tasfiyesine İlişkin Hükümlerin Uygulanamayacağı/Bu Talep Yönünden Açılan Davalara Aile Mahkemesi Sıfatıyla Bakılamayacağı )

4721/m.194

ÖZET : Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Yerel mahkemece uyulan bozma ilamı sonrasında yapılan işlemler davanın esasına ilişkin hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki; mahkemece davacının tapu iptali ve tescil isteminin Türk Medeni Kanunun 194. maddesine mi yoksa muvazaa hukuki sebebine mi dayandığı davacıdan sorulup açıklattırılmalı, davacının Türk Medeni Kanunun 194. maddesi gereğince tapu kaydının iptaline ve taşınmazın davalı eş adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmesi halinde, dava konusu taşınmazın aile konutu olup olmadığını, davalı eşin burayı davacının rızası dışında devredip devretmediğini, taşınmazı devralan kişilerin davalı eş ile işbirliği halinde ve kötüniyetli olarak davranıp davranmadıklarını ispata yarar mahiyetteki taraf tanıkları dinlenilmeli, gerektiğinde mahallinde keşif yapılmalıdır. Davacının dava konusu taşınmazın edinilmesi sırasında kendisinin de katkıda bulunduğunu bu nedenle 1/2 hissesinin kendisine ait olduğunu, davalı eş tarafından kendisine ait bu hissenin muvazaalı olarak diğer davalılara devredildiğini, bu nedenle tapu kaydının iptalini, bu olmadığı taktirde yapılan katkının tarafına ödenmesini istemesi halinde ise; davacı ve davalı eşin halen evli oldukları bu nedenle taraflar arasındaki mal rejiminin henüz sona ermemesi nedeniyle mal rejiminin tasfiyesine ilişkin hükümlerin uygulanamayacağı, bu talep yönünden açılan davalara aile mahkemesi sıfatıyla bakılamayacağı hususları da dikkate alınarak taraf delilleri toplanılmalı, sonucuna göre işlem tesisi gereklidir.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Davacı dava dilekçesinde Evranlı Köyü 22 pafta 584 parsel sayılı dava konusu taşınmazın davalı eş G. Ö. tarafindan ilk etapta davalı K. G.’ye sonrasında silsile halinde kötüniyetli olan diğer davalılara devredildiğini, yapılan bu işlemlere rızasının bulunmadığını belirterek taşınmazın tapusunu iptali ile 1/2 hissesinin adına tesciline, bu olmadığı taktirde davacının hissesine düşen kesimin bedelinin yapılan katkıya karşılık tazminat olarak tarafına ödenmesine ve taşınmazın tapu kaydına aile konutu şerhi konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama neticesinde davanın reddine karar verilmiş, verilen karar davacının temyizi üzerine dairemizce, taşınmazı satın alan tüm şahısların davaya katılımı sağlanılmadığı gerekçesiyle bozulmuştur. Uyulan bozma ilamı doğrultusunda taraf teşkili sağlanarak yapılan yargılama neticesinde; davacının bu dava öncesinde dava konusu taşınmaz üzerinde davalının tasarruf yetkisini kısıtlamaya yönelik dava açtığı, bu davanın takipsiz kalması nedeniyle açılmamış sayılmasına karar verildiği, bu dava sırasında dava konusu taşınmaz üzerine konan tedbirin davacının rızası doğrultusunda kaldırıldığı bu nedenle açılan davanın sübuta ermediği belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir.

Yerel mahkemece uyulan bozma ilamı sonrasında yapılan işlemler davanın esasına ilişkin hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki; mahkemece davacının tapu iptali ve tescil isteminin Türk Medeni Kanunun 194. maddesine mi yoksa muvazaa hukuki sebebine mi davandığı davacıdan sorulup açıklattınlmalı, davacının Türk Medeni Kanunun 194. maddesi gereğince tapu kaydının iptaline ve taşınmazın davalı eş adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmesi halinde, dava konusu taşınmazın aile konutu olup olmadığını, davalı eşin burayı davacının rızası dışında devredip devretmediğini, taşınmazı devralan kişilerin davalı eş ile işbirliği halinde ve kötüniyetli olarak davranıp davranmadıkların ispata yarar mahiyetteki taraf tanıkları dinlenilmeli, gerektiğinde mahallinde keşif yapılmalıdır. Davacının dava konusu taşınmazın edinilmesi sırasında kendisinin de katkıda bulunduğunu bu nedenle 1/2 hissesinin kendisine ait olduğunu, davalı eş tarafından kendisine ait bu hissenin muvazaalı olarak diğer davalılara devredildiğini, bu nedenle tapu kaydının iptalini, bu olmadığı taktirde yapılan katkının tarafına ödenmesini istemesi halinde ise; davacı ve davalı eş G. Ö.’nün halen evli oldukları bu nedenle taraflar arasındaki mal rejiminin henüz sona ermemesi nedeniyle mal rejiminin tasfiyesine ilişkin hükümlerin uygulanamayacağı, bu talep yönünden açılan davalara aile mahkemesi sıfatıyla bakılamayacağı hususları da dikkate alınarak taraf delilleri toplanılmalı, sonucuna göre işlem tesisi gereklidir. Mahkemece açıklanan bu hususlar çerçevesinde işlemler yapılması gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair bölümlerin incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.07.2013 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY :

Uyulan bozma kararı gereği davanın Asliye Hukuk Mahkemesi görevi kapsamında kalmadığı anlaşılmaktadır.

Farklı düşünüyorum.

Benzer Yazılar:

Yorum yapın