Usulsüz Tebligat

Usulsüz Tebligat

T.C.

YARGITAY

2. HUKUK DAİRESİ

E. 2010/15046

K. 2011/16097

T. 17.10.2011

• USULSÜZ TEBLİGAT ( Tebliğ Mazabatasında Tebliğ Memurunun Adının Belirtilmesi Gereği – Belirtilmediğinde Tebligatın Geçersiz Sayılacağı )

• TEBLİGATI ÇIKARAN MEMURUN ADI VE SOYADININ TEBLİĞ MAZBATASINDA BELİRTİLMEMESİ ( Tebligatın Geçersiz Sayılacağı )

• TANIK DİNLENMESİ USULÜ ( Tanık Dinleme Giderlerinin Miktarının Ara Kararda Açıkça Gösterilmesi Gereği/Tarafın Tanığını Duruşmaya Getirme Yükümlülüğü Bulunmadığı – Davacının Bildirdiği Tanıklarının Duruşmaya Usulünce Çağrılıp Dinleneceği )

• TANIK GİDERİNİN ARA KARARDA BİLDİRİLMEMESİ ( Davacının Bildirdiği Tanıklarının Duruşmaya Usulünce Çağrılıp Dinleneceği )

6100/m. 240

1086/m. 253

7201/m.23, 41

ÖZET : Adli Yargı yerinde mahkemeler, mahkemelerde görevli memurları vasıtasıyla tebligat yapabilir. Ancak, tebligat mazbatasında tebliğ memurunun adı , soyadı ve imzasının gösterilmesi gerekir. Mahkemece davanın esası hakkında verilen hükmün kalemde memur vasıtasıyla tebliğ edildiği halde, tebligatı yapan memurun kimliğinin açıklanmadığı görülmektedir. Bu nedenle, hükmün tebliği usule uygun olmadığından tebligatın geçersiz ve temyizin süresinde olduğu kabul edilmelidir.

Tanıkların dinlenmesi konusunda verilen ara kararları ve kesin sürenin taraflarda duraksamaya neden olmayacak açıklıkta olması gerekir. Mahkemece davacı tanıklarının dinlenmesi konusunda kesin süre verilmişse de; tanık dinleme giderlerinin miktarı ara kararında açıkça gösterilip bildirilmemiştir. Tarafın tanığını duruşmaya getirme yükümlülüğü de bulunmamaktadır. Bu nedenle, davacının bildirdiği tanıklarının duruşmaya usulünce çağrılıp, dinlenmesi gerekir.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm 25.06.2010 tarihli ek karar ile esas hükümde reddedilen boşanma davası, kabul edilen kadının nafaka davası ve ziynet eşyası alacağı davasından vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : 1-Tebligat Kanununun 41. maddesi gereğince Adli Yargı yerinde mahkemeler, mahkemelerde görevli memurları vasıtasıyla tebligat yapabilir. Ancak, tebligat mazbatasında tebliğ memurunun adı , soyadı ve imzasının gösterilmesi gerekir ( Tebligat Kanunu md. 23/8 ). Mahkemece davanın esası hakkında verilen hükmün kalemde memur vasıtasıyla tebliğ edildiği halde, tebligatı yapan memurun kimliğinin açıklanmadığı görülmektedir. Bu nedenle, hükmün tebliği usule uygun olmadığından tebligat geçersiz ve temyizin süresinde olduğu anlaşıldığından; 25.06.2010 tarihli ek kararın bozularak kaldırılmasına karar verilmiştir.

2-Hükmün esasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

Tanıkların dinlenmesi konusunda verilen ara kararları ve kesin sürenin taraflarda duraksamaya neden olmayacak açıklıkta olması gerekir. Mahkemece davacı tanıklarının dinlenmesi konusunda kesin süre verilmişse de; tanık dinleme giderlerinin miktarı ara kararında açıkça gösterilip bildirilmemiştir. Tarafın tanığını duruşmaya getirme yükümlülüğü de bulunmamaktadır. Bu nedenle, davacının bildirdiği tanıklarının duruşmaya usulünce çağrılıp, dinlenilme işlemi yapılmadan, eksik incelemeyle hüküm oluşturulması ( 6100 S. HMK. md. 240 vd. HUMK. md. 253 vd. ) usul ve yasaya aykırı olup ; bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Temyiz edilen 25.06.2010 tarihli ek kararın yukarıda l. bentte gösterilen nedenle kaldırılmasına, temyiz edilen davanın esası hakkındaki hükmün ise yukarıda 2. bentte açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma sebebine göre davacı-davalı kocanın davalı-davacı kadının nafaka davası ve ziynetlerden dolayı vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.10.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.

 

Benzer Yazılar:

Yorum yapın