T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 2011/4494
K. 2011/5673
T. 30.3.2011
• MADDİ TAZMİNAT ( Boşanma Sonucu Eş En Azından Diğerinin Maddi Desteğini Yitirdiğinden Mahkemece Tarafların Sosyal ve Ekonomik Durumları İle Kusurları ve Hakkaniyet İlkesi Dikkate Alınarak Davacı-Davalı Koca Yararına Uygun Miktarda Verilmesi Gerektiği )
• HAKKANİYET İLKESİ ( Boşanma Sonucu Eş En Azından Diğerinin Maddi Desteğini Yitirdiği – Tarafların Sosyal ve Ekonomik Durumları İle Kusurları ve Hakkaniyet İlkesi Dikkate Alınarak Davacı-Davalı Koca Yararına Uygun Miktarda Maddi Tazminat Verilmesi Gerektiği )
• ZİYNET EŞYASININ İADESİ ( Davacı-Davalı Kocanın Bozdurup Harcandığını Kabul Ettiği 30 Çeyrek Altın Dışında Kalan Ziynet Eşyalarına Yönelik Dava İspat Edilemediği – Davacı-Davalı Kocanın Kabul Ettiği 30 Adet Çeyrek Altın İçin Davanın Kabulü Gerektiği )
4721/m.4,174
818/m.42, 43, 44, 49
ÖZET : Boşanmaya sebep olan olaylarda maddi tazminat isteyen eşin diğerinden daha ziyade ve eşit kusurlu olmadığı anlaşılmaktadır. Boşanma sonucu bu eş, en azından diğerinin maddi desteğini yitirmiştir. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak davacı-davalı koca yararına uygun miktarda maddi tazminat verilmelidir.
Davalı-davacı kadın ziynet eşyalarının, davacı-davalı kocada kaldığını ileri sürmüştür. Davacı-davalı eş 30 adet çeyrek altının evlilik birliği içerisinde bozdurularak borçların ödendiğini, diğer ziynet eşyalarının ise davalı-davacı kadın tarafından götürüldüğünü savunmuştur. Davacı-davalı kocanın bozdurup harcandığını kabul ettiği 30 çeyrek altın dışında kalan ziynet eşyalarına yönelik dava ispat edilememiştir. O halde, davacı-davalı kocanın kabul ettiği 30 adet çeyrek altın için davanın kabulü gerekir.
DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarda tarih numarası gösterilen hüküm davacı-davalı ( koca ) tarafından; kadının boşanma davası, kusur tespiti, kendi tazminat talepleri, nafaka ile çeyiz ve ziynetler yönünden; davalı-davacı kadın tarafından da; kocanın boşanma davası, kusur tespiti, nafaka ve tazminatlar ile çeyiz ve ziynet eşyalarının reddedilen kısmı yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : 1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle boşanmaya sebep olan olaylarda bağımsız konut sağlamaya yanaşmayan ve ailesinin evlilik birliğine müdahalesine kayıtsız kalan davacı-davalı kocaya nazaran; güven sarsıcı davranışlarda bulunan davalı-davacı kadının daha ağır kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-) Boşanmaya sebep olan olaylarda daha fazla kusurlu olan eş yararına yoksulluk nafakasına hükmedilemez. Türk Medeni Kanununun 175. maddesi koşulları oluşmamıştır. Davalı-davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddi gerekirken; yazılı şekilde kabulü isabetsiz olup; bozmayı gerektirmiştir.
3-) Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz ya da daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceğini, 186. maddesi, eşlerin evi birlikte seçeceklerini, birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlıkları ile katılacaklarını öngörmüştür. Toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda maddi tazminat isteyen eşin diğerinden daha ziyade ve eşit kusurlu olmadığı anlaşılmaktadır. Boşanma sonucu bu eş, en azından diğerinin maddi desteğini yitirmiştir. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi ( T.M.K. madde 4, B.K. madde 42 ve 44 ) dikkate alınarak davacı-davalı koca yararına uygun miktarda maddi tazminat verilmelidir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir.
4-) Türk Medeni Kanununun 174/2 maddesi, boşanmaya sebebiyet vermiş olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevi tazminat isteyebileceğini öngörmüştür. Toplanan delillerden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davacı-davalı kocanın ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları ( T.M.K. madde 4 B.K. madde 42, 43, 44, 49 ) dikkate alınarak davacı-davalı koca yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir.
5-) Davalı-davacı kadın ziynet eşyalarının, davacı-davalı kocada kaldığını ileri sürmüştür. Davacı-davalı eş 30 adet çeyrek altının evlilik birliği içerisinde bozdurularak borçların ödendiğini, diğer ziynet eşyalarının ise davalı-davacı kadın tarafından götürüldüğünü savunmuştur. Davacı-davalı kocanın bozdurup harcandığını kabul ettiği 30 çeyrek altın dışında kalan ziynet eşyalarına yönelik dava ispat edilememiştir. O halde, davacı-davalı kocanın kabul ettiği 30 adet çeyrek altın için davanın kabulü gerekirken; bu konuda yazılı şekilde ziynet eşyalarının tamamı için davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru olmamış; bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz edilen hükümün yukarda 2. 3. ve 4. bentlerde açıklanan sebeplerle davacı-davalı koca lehine; 5. bentte gösterilen sebeple her iki taraf yararına BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin yukarda 1. bentte açıklanan sebeplerle ONANMASINA, istenmesi halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.3.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.