T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 2010/22588
K. 2011/12782
T. 20.7.2011
• KAYYIM ATANMASI İSTEMİ ( Olayda Miras Bırakanın Ortağı Olduğu Şirketteki Hisselerin Mirasçılara İntikali ve Mirasçılar Arasında Ergin Olmayan Bir Çocuk Bulunduğu – Şirketteki Hisselerin İdaresiyle İlgili Olarak Bu Çocuğun Yasal Temsilcisi İle Çocuğun Menfaati Çatışma Halinde Olduğundan İstemin Kabulü Gereği )
• MİRAS BIRAKANIN ORTAĞI OLDUĞU ŞİRKETTEKİ HİSSELER ( Mirasçılara İntikali ve Mirasçılar Arasında Ergin Olmayan Bir Çocuk Bulunduğu – Şirketteki Hisselerin İdaresiyle İlgili Olarak Bu Çocuğun Yasal Temsilcisi İle Çocuğun Menfaati Çatışma Halinde Olduğundan Kayyım Atanması İsteminin Kabulü Gereği )
• ŞİRKET HİSSELERİNİN İDARESİ ( Ergin Olmayan Çocuğun Yasal Temsilcisi İle Çocuğun Menfaati Çatışma Halinde Olduğundan Kayyım Atanması İsteminin Kabulü Gereği )
3561/m.1,2
4721/m.426/2
ÖZET : 3561 Sayılı Yasaya göre, en büyük mal memurunun kayyım atanabilmesi için ; uzun süreden beri bulunamayan veya oturduğu yer bilinmeyen bir kimseye ait veya ortada bulunmayan ve miras açıldığında sağ olup olmadığını ispatlanamayan mirasçıya ait bir malvarlığının bulunması ve bu kimselerin malları üzerinde Hazinenin hak ve menfaatinin, bu malvarlığının resmen yönetilmesini gerektirmesi zorunludur. Bu koşullar bulunmadıkça bu yasaya göre mal memurunun kayyım tayini yoluna gidilemez. Olayda miras bırakanın ortağı olduğu şirketteki hisselerin mirasçılara intikali ve mirasçılar arasında ergin olmayan bir çocuk bulunduğuna göre şirketteki hisselerin idaresiyle ilgili olarak bu çocuğun yasal temsilcisi ile çocuğun menfaati çatışma halindedir. Öyleyse, yasal temsilci ile küçüğün menfaatleri çatıştığından Türk Medeni Kanunu’nun 426/2. maddesi gereğince kayyım tayin edilmesi gerekir.
DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Davacı, eşinin 26.6.2008 tarihinde öldüğünü, yasal mirasçı olarak kendisi ve iki çocuğunun kaldığını, miras bırakanın ortak olduğu limited şirketteki hisselerin mirasçılara intikal ettiğini, bu hisselerin intikali işlemlerini yaptıracaklarını, mirasçılardan B. Ç.’ın 1998 doğumlu olup ergin olmadığını, buna miras yoluyla intikal eden şirket hissesinin sevk ve idaresi için kayyım atanmasını istemiştir.
Mahkemece; davanın kabulüne küçük B. Ç.’a 3561 Sayılı Kanun gereğince mal memurunun kayyım atanmasına karar verilmiş, kararı kayyım olarak atanan mal memuru temyiz etmiştir.
3561 Sayılı Yasaya göre, en büyük mal memurunun kayyım atanabilmesi için ; uzun süreden beri bulunamayan veya oturduğu yer bilinmeyen bir kimseye ait veya ortada bulunmayan ve miras açıldığında sağ olup olmadığını ispatlanamayan mirasçıya ait bir malvarlığının bulunması ve bu kimselerin malları üzerinde Hazinenin hak ve menfaatinin, bu malvarlığının resmen yönetilmesini gerektirmesi zorunludur. Bu koşullar bulunmadıkça bu yasaya göre mal memurunun kayyım tayini yoluna gidilemez. ( 3561 S.K. madde 1-2 ) Olayda miras bırakanın ortağı olduğu şirketteki hisselerin mirasçılara intikali ve mirasçılar arasında ergin olmayan bir çocuk bulunduğuna göre şirketteki hisselerin idaresiyle ilgili olarak bu çocuğun yasal temsilcisi ile çocuğun menfaati çatışma halindedir. Öyleyse, yasal temsilci ile küçüğün menfaatleri çatıştığından Türk Medeni Kanunu’nun 426/2. maddesi gereğince kayyım tayin edilmesi gerekirken, bu husus gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükümün yukarda gösterilen sebeple BOZULMASINA, 20.7.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.