Haksız Eylem Nedeniyle Tazminat

Haksız Eylem Nedeniyle Tazminat

 

 

T.C.

YARGITAY

4. HUKUK DAİRESİ

E. 2011/8469

K. 2011/8283

T. 13.7.2011

• HAKSIZ EYLEM NEDENİYLE TAZMİNAT ( Sulanmayan Ayçiçek Ürünü Nedeniyle Tespite Dayalı Ayçiçeği Zararının Tazminini – Hasat Etmediği Ürün Nedeniyle Davalının Sorumluluğunun Düşünülemeyeceği/Bilirkişinin Ek Raporundaki Miktar Kadar Davacı Zararının Oluştuğu ve Bu Miktarın Hüküm Altına Alınması Gerektiği )

• SULANMAYAN AYÇİÇEK ÜRÜNÜ NEDENİYLE TESPİTE DAYALI AYÇİÇEĞİ ZARARININ TAZMİNİ ( Hasat Etmediği Ürün Nedeniyle Davalının Sorumluluğunun Düşünülemeyeceği – Bilirkişinin Ek Raporundaki Miktar Kadar Davacı Zararının Oluştuğu ve Bu Miktarın Hüküm Altına Alınması Gerektiği )

• AYÇİÇEĞİ ZARARININ TAZMİNİ ( Sulanmayan Ayçiçek Ürünü Nedeniyle Tespite Dayalı Ayçiçeği Zararının Tazminini – Hasat Etmediği Ürün Nedeniyle Davalının Sorumluluğunun Düşünülemeyeceği/Bilirkişinin Ek Raporundaki Miktar Kadar Davacı Zararının Oluştuğu ve Bu Miktarın Hüküm Altına Alınması Gerektiği )

818/m.41

ÖZET : Dava, haksız eylem nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Davacı, sulanmayan ayçiçek ürünü nedeniyle tespite dayalı olarak, ayçiçeği zararının tazminini istemiştir. Yargılama aşamasında, sulanmasa bile az bir miktar ayçiçeği alındığı anlaşılmıştır. Her ne kadar davacı bu ürünü davalının hasat ettiğini savunmuş ve yerel mahkeme de davalının hasat ettiği varsayımına göre hüküm kurmuşsa da davacı ve davalının ortak tanığı tarafından davalının savunması doğrultusunda, ürünün dava dışı tarafından hasat edildiği söylenmiştir. ޞu durumda hasat etmediği ürün nedeniyle davalının sorumluluğu düşünülemez. Bu sayılan yanlışlıklar değerlendirildiğinde bilirkişinin ek raporundaki miktar kadar davacı zararının oluştuğu ve bu miktarın hüküm altına alınması gerektiği anlaşılmaktadır.

DAVA : Davacı Kemal V. vekili tarafından, davalı Fevzi V. aleyhine 30/06/2006 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem nedeniyle tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece verilen kararın dairece bozulması üzerine bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne dair verilen 08/12/2009 günlü kararın Yargıtay’da duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 05/04/2011 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili ile karşı taraftan davacı vekili geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra taraflara duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

KARAR : 1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.

2-Diğer temyiz itirazlarına gelince; dava, haksız eylem nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne dair verilen kararın Dairemizce bozulması üzerine bozmaya uyularak dava kısmen kabul edilmiş, kararı davalı temyiz etmiştir.

Davacı, 25 ve 26 nolu parsellerde ektiği ayçiçeği ile 176 nolu parselde ektiği pancarın davalı tarafından sulanmasına engel olunduğundan, uğradığı zararın tazminini istemiştir. Bozma sonrasında yapılan bilirkişi incelemesine göre dava kısmen kabul edilmiştir.

Hükme dayanak yapılan bilirkişi raporuna taraflar itiraz etmişler, itirazlar doğrultusunda ek rapor aldırılmış ve ilk rapora göre karar verilmiştir. Ek raporun, resmi kurumlardan alınan verilere göre belirlenmesi nedeniyle denetime elverişli olduğu anlaşıldığından ek rapor yerine ilk rapora göre karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

Hükme esas alınan ilk raporda 26 parselde ekili olan buğday ürünü, zarar kapsamında hesaplanmış ise de davacının bu kalem istemi olmadığı gibi buğdayın davalı tarafından ekildiği davacı tarafından dile getirilmiştir. ޞu durumda davacının HUMK’nun 74. maddesine göre talebinin aşılması suretiyle buğday zararının da hüküm altına alınması doğru değildir.

Davacı, sulanmayan ayçiçek ürünü nedeniyle tespite dayalı olarak, ayçiçeği zararının tazminini istemiştir. Yargılama aşamasında, sulanmasa bile az bir miktar ayçiçeği alındığı anlaşılmıştır. Her ne kadar davacı bu ürünü davalının hasat ettiğini savunmuş ve yerel mahkeme de davalının hasat ettiği varsayımına göre hüküm kurmuşsa da davacı ve davalının ortak tanığı tarafından davalının savunması doğrultusunda, ürünün dava dışı Hikmet V. tarafından hasat edildiği söylenmiştir. ޞu durumda hasat etmediği ürün nedeniyle davalının sorumluluğu düşünülemez. Bu sayılan yanlışlıklar değerlendirildiğinde bilirkişinin 31/07/2009 tarihli ek raporundaki 17.845,43 TL’lik miktar kadar davacı zararının oluştuğu ve bu miktarın hüküm altına alınması gerektiği anlaşılmaktadır. ޞu durumda yanlış değerlendirme ve dosya içeriğine uygun düşmeyen gerekçe ile verilen kararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda ( 2 ) nolu bentte gösterilen nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA; diğer temyiz itirazlarının yukarıda ( 1 ) nolu bentte gösterilen nedenlerle reddine ve temyiz eden davalı yararına takdir olunan 825,00 TL duruşma avukatlık ücretinin davacıya yükletilmesine, peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine, 13.07.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.

 

Benzer Yazılar:

Yorum yapın