Hakaretten Kaynaklı Manevi Tazminat | Manevi Tazminat Miktarı

Hakaretten Kaynaklı Manevi Tazminat | Manevi Tazminat Miktarı

avukat

T.C.

YARGITAY

4. HUKUK DAİRESİ

E. 2014/7943

K. 2015/3387

T. 19.3.2015

• HAKARETTEN KAYNAKLI MANEVİ TAZMİNAT ( Alt Düzeyde Tazminat Takdiri – 58,48 TL Borç Tutarı İçin Davalının Konutunda Yapılan Haciz Sırasında Davalının Haciz Zaptına Yazılan Biçimde Davacıya Hakaret Ettiği/Mahkemece Davacı Yararına Takdir Edilen 7.500 TL Manevi Tazminatın Fazla Olduğu/Daha Alt Düzeyde Manevi Tazminata Takdir Edileceği )

• ALT DÜZEYDE MANEVİ TAZMİNAT TAKDİRİ ( 58,48 TL Borç Tutarı İçin Davalının Konutunda Yapılan Haciz Sırasında Davalının Haciz Zaptına Yazılan Biçimde Davacıya Hakaret Ettiği – Mahkemece Davacı Yararına Takdir Edilen 7.500 TL Manevi Tazminatın Fazla Olduğu )

• HACİZ SIRASINDA HAKARET ETME ( Manevi Tazminat – 58,48 TL Borç Tutarı İçin Davalının Konutunda Yapılan Haciz Sırasında Davalının Haciz Zaptına Yazılan Biçimde Davacıya Hakaret Ettiği/Mahkemece Takdir Edilen 7.500 TL Manevi Tazminat Tutarının Fazla Olduğu – Alt Düzeyde Tazminat Takdiri Gerektiği )

4721/m.4

ÖZET : Dava; manevi tazminat istemine ilişkindir. Somut olayda; taraflar arasında vekalet sözleşmesi bulunurken davalının davacıyı şikayet etmesi üzerine aralarında husumet doğduğu, davalının davacının aracına zarar verme eyleminden dolayı 1.000 TL tazminat ödemeye mahkum edildiği, ilamın davacı tarafından icraya konulduğu, davalının alacak tutarını ödediği ne var ki hesabın yanlış yapılmasından dolayı 58,48 TL bakiye borç kaldığı, sözü edilen borç tutarı için davalının konutunda yapılan haciz sırasında da davalının borç tutarını ödediği, işlem sırasında haciz zaptına yazılan biçimde davacıya hakaret ettiği anlaşılmakla olayın gelişim biçimi, tarafların sıfatları, ekonomik ve sosyal durumları, olay tarihi ve yukarıda anılan ilkeler gözetildiğinde davacı yararına takdir edilen 7.500 TL manevi tazminat tutarı fazladır. Daha alt düzeyde manevi tazminat takdir edilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.

DAVA : Davacı M. B. tarafından, davalı İ. U. aleyhine 12/07/2013 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 19/02/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:

KARAR : 1- )Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.

2- )Diğer temyiz itirazlarına gelince; dava, hakaret nedeni ile uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece istem kısmen kabul edilmiş; karar, davalı tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı, davalıdan olan alacağını tahsil için başlattığı icra takibi sırasında davalının ikametinde hacze gidildiğini, bu sırada davalının kendisine hakaret ettiğini iddia ederek uğradığı manevi zararın ödetilmesi isteminde bulunmuştur.

Davalı, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

Mahkemece, davalının alacağını tahsil amacı ile başlattığı icra takibi sırasında davalının konutunda haciz yapıldığı, bu sırada davalının davacıya tanıklar huzurunda hakaret ettiği kabul edilerek istemin kısmen kabulü ile 7.500 TL manevi tazminat ödetilmesine karar verilmiştir.

Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminat ödetilmesini isteyebilir. Yargıç, manevi tazminatın tutarını belirlerken, saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Tutarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel durum ve koşulların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde nesnel ( objektif ) olarak göstermelidir. Çünkü yasanın takdir hakkı verdiği durumlarda yargıcın, hukuk ve adalete uygun ( hak ve nasfetle ) karar vereceği Medeni Yasa’nın 4. maddesinde belirtilmiştir. Takdir edilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi ( fonksiyonu ) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum ( tatmin ) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.

Somut olaya gelince; taraflar arasında vekalet sözleşmesi bulunurken davalının davacıyı şikayet etmesi üzerine aralarında husumet doğduğu, davalının davacının aracına zarar verme eyleminden dolayı 1.000 TL tazminat ödemeye mahkum edildiği, ilamın davacı tarafından icraya konulduğu, davalının alacak tutarını ödediği ne var ki hesabın yanlış yapılmasından dolayı 58,48 TL bakiye borç kaldığı, sözü edilen borç tutarı için davalının konutunda yapılan haciz sırasında da davalının borç tutarını ödediği, işlem sırasında haciz zaptına yazılan biçimde davacıya hakaret ettiği anlaşılmakla olayın gelişim biçimi, tarafların sıfatları, ekonomik ve sosyal durumları, olay tarihi ve yukarıda anılan ilkeler gözetildiğinde davacı yararına takdir edilen manevi tazminat tutarı fazladır. Daha alt düzeyde manevi tazminat takdir edilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın, yukarıda ( 2 ) sayılı bentte gösterilen nedenle BOZULMASINA, davalının öteki temyiz itirazlarının ilk bentteki nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine, 19.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Benzer Yazılar:

Yorum yapın