Etkin Pişmanlık

Etkin Pişmanlık

 

T.C.

YARGITAY

6. CEZA DAİRESİ

E. 2009/80

K. 2012/8470

T. 25.4.2012

• HIRSIZLIK (Sanığın Kimlik Sorulması Üzerine Mağdura Ait Cep Telefonunu Suçtan Kurtulmak İçin Atıp Kaçtığı Olayda Yasal Manadaki Etkin Pişmanlık Koşullarının Bulunmadığı)

• TEKERRÜR (Yanılgılı Uygulama Sebebiyle Ortaya Çıkan Sonuçtan Sanığın İkinci Kez Yararlandırılmasının Hakkaniyete Aykırı Sonuçlar Doğmasına Adalet ve Eşitlik İlkelerinin Zedelenmesine Yol Açacağı – Hırsızlık)

• NOKSAN CEZA TAYİNİ (Hırsızlık – Yasa Normuna Yanlış Anlam Verilip 5237 Sayılı TCK’nın 168/1. Maddesi İle Uygulama Yapılıp Noksan Ceza Tayini ve Anılan Uygulamaya Göre de Hesap Hatası Yapılmasının Kanuna Aykırı Olduğu)

• ETKİN PİŞMANLIK (Hırsızlık – Sanığın Kimlik Sorulması Üzerine Mağdura Ait Cep Telefonunu Suçtan Kurtulmak İçin Atıp Kaçtığı Olayda Yasal Manadaki Etkin Pişmanlık Koşullarının Bulunmadığı)

5237/m.58,142/1-a,168/1

ÖZET : Olay sonrası hastane kayıtları ile kolluk tarafından bilinen kişilerden olması nedeniyle kimlik bilgileri tespit edilip aranılmasına başlanılan sanığın olaydan birkaç saat sonra konutuna yakın bir noktada görüldüğü, kimlik sorulması üzerine mağdura ait cep telefonunu suçtan kurtulmak için atıp kaçtığı olayda; yasal manadaki etkin pişmanlık koşullarının bulunmadığı gözetilmelidir. Ancak; yasa normuna yanlış anlam verilip, 5237 sayılı TCK’nın 168/1. maddesi ile uygulama yapılıp noksan ceza tayini ve anılan uygulamaya göre de hesap hatası yapılması kanuna aykırı ise de; öncelikle, yanılgılı uygulama sebebiyle ortaya çıkan sonuçtan sanığın ikinci kez yararlandırılması hakkaniyete aykırı sonuçlar doğmasına, adalet ve eşitlik ilkelerinin zedelenmesine yol açacağından, karşı temyiz bulunmadığından ve sonuç ceza sanık lehine olduğundan bozma nedeni yapılmamıştır.

DAVA : Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:

KARAR : Sanık Aydın hakkında E… Devlet Hastanesi’ne yönelik tekerlekli sandalye çalma eyleminden 13.03.2008 günlü 2008/1706-2008/409 nolu iddianame ile cezalandırılması için açılan kamu davasından hüküm kurulmamasına karşın; zamanaşımı süresi içerisinde karar verilmesi olanaklı görülmüştür.

Tüm dosya içeriğine göre olay sonrası hastane kayıtları ile kolluk tarafından bilinen kişilerden olması nedeniyle kimlik bilgileri tespit edilip aranılmasına başlanılan sanık A.’ın olaydan birkaç saat sonra konutuna yakın bir noktada görüldüğü, kimlik sorulması üzerine mağdura ait cep telefonunu suçtan kurtulmak için atıp kaçması şeklinde gelişen eyleminde; yasal manadaki etkin pişmanlık koşullarının bulunmadığı düşünülmeden yasa normuna yanlış anlam verilip, 5237 sayılı TCK’nın 168/1. maddesi ile uygulama yapılıp noksan ceza tayini ve anılan uygulamaya göre de hesap hatası yapılması kanuna aykırı ise de; öncelikle yanılgılı uygulama sebebiyle ortaya çıkan sonuçtan sanığın ikinci kez yararlandırılmasının, hakkaniyete aykırı sonuçlar doğmasına, adalet ve eşitlik ilkelerinin zedelenmesine yol açacağından sonuç ceza adı geçen sanık lehine olduğundan ve tekerrüre esas hükümlülüğü bulunan sanık hakkında hükmolunan cezanın 5237 sayılı TCY’nin 58. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.

Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

Ancak;

TCK’nın 53. maddesinin 2. fıkrası uyarınca hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar aynı maddenin 1. fıkrasında öngörülen hakları kullanmaktan yoksun kılınmasına, aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca da kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından, söz konusu yasaklamanın koşullu salıverilen sanıklar hakkında uygulanmamasına karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde hükmolunması,

SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş, sanıklar A. ile eşi S.’ün ve T., Ta.’in temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 5320 sayılı Yasa’nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, sanıklar hakkında hüküm fıkrasından “53/1 maddesinin uygulanmasına” ilişkin bölümler çıkarılarak, yerine, “sanıkların 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesi 1. fıkrası (c) bendinde yer alan kendi alt soyu üzerindeki haklardan koşullu salıverme tarihine, diğer bentlerde yazılı haklardan ise özgürlüğü bağlayıcı cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına” tümcelerinin eklenmesi suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 25.04.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

 

Benzer Yazılar:

Yorum yapın